Adana’da 2 Şubat ‘da Kozan ilçesinden meydana gelen deprem yerin 15.8 km derinliğinde gerçekleşti ve büyüklüğü 4.6 olarak ölçüldü. Uzun zamandan sonra Adana’nın birçok yerinde hissedilen deprem halkta panik yarattı.
YÜREKLERE SU SERPTİ
Adana’da yeni gelecek depremlere hazırlıklı olunması gerektiğini vurgulayan Jeofizik Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı İbrahim Aybirdi, “ Hatay, Osmaniye, Kahramanmaraş üçlü eklem bölgesi dediğimiz alanda ciddi bir enerji sıkışması var. Adana’da bu depremler sıkça görülecek bu daha büyük bir depremin habercisi olarak yorumlanmamalı. Aynı bölgede daha büyük bir deprem beklemiyoruz” dedi.
Özel Haber-Fotoğraf: Mesut ARSLAN
ADANA (5 OCAK)- Bu depremin daha büyük bir depremin habercisi Jeofizik Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı İbrahim Aybirdi, Kozan depreminin ardından oluşan veriler hakkında şöyle konuştu: “Merkezimiz tarafından yapılan hızlı fay düzlemi çözümü sonucuna, deprem doğrultu atımlı bir faylanma sonucu meydana gelmiştir. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve DAE bölgesel deprem- Tsunami izleme ve değerlendirme merkezinden edindiğimiz bilgiler doğrultusunda aynı bölgede daha büyük bir deprem beklentisi yoktur.”
GEREKLİ ÖNLEMLER ALINMALI
Yaşadığımız coğrafyanın birinci derece tehlikeli deprem bölgesi olduğunu aktaran Aybirdi, bulunduğumuz bölgede Osmaniye, Kahramanmaraş, Hatay’ın ciddi bir tehlike altında olduğunu belirtti. Aybirdi, “Daha önceleri Afrika Levhası 5-6 yıldır Anadolu Plakasına geliş hızı 2.5-3 cm den 6 cm hıza ulaştı. Bu da son yılların en yoğun deprem hareketlerinin olacağı bölge, Doğu Akdeniz bölgesidir ve bu tüm ülkemizi etkileyecektir. Doğu Anadolu fayı Maraş üçlü eklem sisteminden aktarım olacaktır. Bölgemizde bulunan Toros ve Avanos vb. dağlar yılda 6 cm yükselmektedir. Bu baskı sonucunda Osmaniye, Kahramanmaraş, Hatay üçlü ekleminde ciddi bir enerji depolanması oluşmaktadır” şeklinde konuştu.
Ülkemizin bir deprem coğrafyasının olduğunun altını çizen Aybirdi, “Asıl sorun depremi 24 saat izleyen merkezlerin doğru ve kesintisiz izlemeleri risk görüldüğü zaman açıklamaları gerekir. Bunu daha önce yaşadık ve 1998 depreminin geleceğini önceden söylememize rağmen hiçbir önlem alınmadı. Bu açıklamalarının önüne geçiliyor. Daha önceki şube başkanımız Melih Baki bundan dolayı yargılandı.” dedi.
“DEPREMLE YAŞAMAYI ÖĞRENMELİYİZ”
Jeofizik mühendisi olarak insanların sürekli depremin olup olmadığını sorduklarını söyleyen Aybirdi, “Evet deprem olacak. Depremle yaşamayı öğrenmeliyiz. Sürekli ve daha büyükleri olacak. Peki neler yapmalıyız ? Öncelikli olarak şehrin yer altı jeofizik haritasını çıkarmak, depreme dayanaklı yapılar inşaa etmeliyiz. Temel zemin etütlerin jeofizik uygulamalar olmazsa depreme dayanıklı bina yapma şansımız hiç olmaz. Dünyanın bütün gelişmiş ülkelerinde jeofizik uygulamalar zorunludur” ifade etti.
JEOFİZİK UYGULAMALARI ARTTIRILMALI
Ülkemizde son olarak 1 Ocak 2019 tarihinde uygulamaya giren Bina ve Deprem yönetmenliğinde kayma ve dalga hızının sadece jeofizik mühendislerince hesaplanacağı zorunlu kılınmıştır. Bu yönetmeliğin uygulanmadığını ifade eden Aybirdi, “Bu yönetmeliğin zorunlu olmasına rağmen bunu görmezden gelen birçok belediye var. Suç işliyorlar. Suçun tanımı yasa ve yönetmeliklere uymamak değil midir? Zemin etütlerinde zorunlu olmasına rağmen halen jeofizik uygulamalara yer vermeyen belediyeler suç işliyor”
Adana’da 1998 yılında gerçekleşen depremin ardından gerekli önlemlerin yeterli şekilde alınmadığını belirten Aybirdi, sözlerini şöyle sürdürdü: “Adana’da yer alan binaların çoğunda ciddi hasarlar var. Aynı büyüklükte bir deprem olsa Adana’mızı ben düşünmek istemiyorum. Bir an önce riskli binalar tespit edilmeli edildiyse bir an önce önlem alınmalıdır ki büyük felaketlere yol açmasın.”
Jeofizik mühendisleri odası Adana şubesi olarak kamu yararını her zaman ön plan da tuttuklarını kaydeden Aybirdi, bilimin ateşini hep yakacaklarını vurgulayarak sözlerini noktaladı.