Yollarımız, oto parklarımız ve otomobil galerilerimiz A.B.D, Almanya, Japonya, Fransa, İspanya, Çin, Güney Kore ve Hindistan gibi ülkelerin otomobil firmalarına ait çeşitli model araçlarla dolup taşmaktadır. Ülkemizde durum böyle iken, yurt dışına çıktığımız zaman, bu konuyla ilgili tablo tamamen değişmektedir. Oralarda dolaşan otomobillerin ekseriyeti, o ülkenin yerli otomobil markalarıdır. Durumun böyle olması, gençlerin tabiri ile kendimizi “ezik” hissetmemize neden olmaktadır. Yıllardır niçin bir otomobil markamız yok diye kendine soran, olmamasına üzülen biri olarak, tanıtımı yapılan TOGG ile gurur duyduğumu ifade ederek bu günkü yazıma başlamak istiyorum.
Geçen günlerde tanıtımı yapılan Yerli Otomobil Markamız hakkında ama ile başlayan cümleleri açıkça ciddiye almıyorum. Otomobilin aksamlarının çeşitli ülke orjinli olması bu günün dünyasında önemli bir eksiklik değildir. Diğer yabancı otomobil markalarının da hiç birisinin yüzde yüz yerli olmadığını hatırlatmak istiyorum. Yine, zaman içerisinde yerli üretim kısmının artacağı görülecektir. Kaldı ki burada yapılan yüzde yüz yerli otomobil üretimi değil, yerli otomobil “markasının” yaratılmasıdır. Bu arada, araçların elektrikli ve çevre dostu olması takdire şayandır. Küresel ısınma ile ilgili endişelerin arttığı, petrol arzının sıkıntıya girdiği, fiyatlarının kriz yaratma noktasına geldiği günümüzde, bu şekildeki üretim yöntemi yüreğimize bir nebze su serpmektedir. Bütün bu hususlar göz önüne alındığında, başlanılan girişimin başarılı olması en büyük dileğimiz olmalıdır.
Mevcut siyasi iktidarın 2012 yılından itibaren ekonomide yanlış işler yapmaya başladığı, 2018 yılından sonra yapılan büyük hataların ekonomiyi yüksek enflasyon, aşırı kur artışı, işsizlik, bütçe ve dış ticaret açığı, iç ve dış borçların yükselmesi gibi sorunların içine ittiği dönemde, bu girişimi son derece faydalı bulduğumu vurgulamak istiyorum. Çünkü, ülkemiz çok uzun süredir dünyaca bilinen bir marka yaratamamaktadır. Her alanda yabancı markalar adeta ülkemizi işgal etmiş durumdadır. Dediğimin ispatı için sokağa çıkınca işyeri tabelalarına bakmanız yeterlidir. Bizleri yabancı markaların fasoncusu olmaktan kurtaracak tek şey kendi markamızı yaratmamızdır. İşin duygusal yanı bir tarafa, yabancı marka ile üretim yapıldığında, yaratılan katma değerin büyük kısmı marka sahiplerine gitmektedir. Yaratılmaya çalışılan yerli markamızın, otomobil üretiminde oluşacak karın, büyük kısmının bizde kalmasını sağlayacaktır.
Bireysel tüketici olarak beklentilerime gelince….. Öncelikle fiyatının satın alınabilir düzeyde olması gerekir. Ülkemizdeki gelir seviyesi bellidir. Orta kesimin bu araçları satın alabilmesi, araçların toplumsal olarak sahiplenilmesini sağlamak açısından oldukça önemlidir. Aksi halde büyük bir hayal kırıklığı yaratacak, yabancı bir marka gibi algılanacaktır. İkinci olarak, özellikle kamu bankalarınca uzun vadeli, düşük faizli krediler yoluyla satın alma kolaylaştırılmalıdır. Bunların dışındaki servis ağı, ikinci el piyasası, şarj istasyonları ve şarj maliyetleri gibi hususlar, rekabet edebilir olmalıdır.
Saygılarımla,