ULUSLARARASI KREDİ DERECELENDİRME KURULUŞLARI

02/09/2022 20:20 814

                                 

Standard/ Poor’s, Moody’s ve Fitch Uluslararası Kredi Derecelendirme Kuruluşlarının en bilinenleridir. 1980 yılından itibaren globalleşmenin hız kazanmasıyla, değinilen kuruluşların ülkeler hakkında hazırladığı rapor ve yaptıkları değerlendirmeler(derecelendirmeler) gittikçe önem kazanmaya başlamıştır. Ülkelere borç verecek olanlar veya yatırım yapmayı düşünenler, bu kuruluşların hazırladığı raporları, yaptıkları değerlendirmeleri(derecelendirmeleri) dikkatle incelemekte, kararlarını ona göre vermektedirler.

Söz konusu kuruluşlardan olumlu rapor alan, kredi derecelendirme puanı yüksek olan ülkeler, düşük faizli, bol miktarlı, kolay yollardan dış borç temin edebilmektedir. Örneğin Almanya AAA Kredi Puanı ile % 1,23 faiz oranından 10 yıllık borçlanabilirken, son günlerde Fitch tarafından Kredi Puanı B’ye düşürülen Türkiye, % 11.55 faizle borç para almaktadır. Burada üzücü olan nokta, ülkemizin 2008 yılı BBB olan kredi derece puanın, günümüzde B’ye kadar düşmüş olmasına rağmen, iktidara yakın olan kesiminin, bu durumu sorgulamamasıdır.  

Borç para temininde yaşanan durumun benzeri doğrudan yatırımlarda da görülmektedir. Kredi notu yüksek olanlar, doğrudan yabancı yatırımları en fazla çeken ülkelerdir. Bu ülkeler yatırımcıların gözünde riski en düşük olanlardır. Çünkü, değinilen ülkelerin ekonomisi sağlam, demokrasisi ve hukuk düzeni oturmuş, dış ilişkileri sorunsuzdur. Doğrudan dış yatırım yapmak isteyenleri aradığı temel şartlar aşağı-yukarı bunlardır. Böyle olunca: iş,aş, kalkınma, refah ve güvenli gelecek demek olan “doğrudan yatırımlar” bu ülkelere kaymaktadır. Türkiye, kredi derecelendirmesi en yüksek düzeye çıktığı 2008-2010 yıllarında, tarihinin en çok doğrudan dış yatırımını almıştır. Daha sonra, kredi puanının düşüşüne paralel olarak, çektiği doğrudan dış yatırımlar, kademeli olarak azalmaya başlamış, günümüzde ise en düşük seviyeye inmiştir.

Siyasi iktidarımız, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının, ülkemizin notunu indirmesine  tepki göstermektedir. Hatta hafızası güçlü olanlar, kendi derecelendirme kuruluşumuzu kuracağız sözünü hatırlayacaktır. Kendi derecelendirme kuruluşumuzu aradan onca yıl geçmesine karşın kuramadığımız bir yana, değinilen kuruluşların not indirimine gerekçe olarak gösterdikleri hususların düzeltilmesi için çaba gösterilmemesi üzücüdür. Bu durumun sonucunda Türkiye, yüksek faizle borçlanmakta, potansiyeli olmasına karşın, gerekli doğrudan yatırımları alamamaktadır. Faiz ve döviz kurlarının yüksekliği, enflasyon, işsizlik, fakirlik şeklinde yaşanan olumsuzluklar, dar gelirli kesimin belini her geçen gün daha fazla bükmektedir.

Saygılarımla,