İtalya ve İspanya tüm Avrupa’nın en önemli meyve sebze tedarikçisiydi.
Her iki ülkenin de şu an tarımla ilgilenebilecek durumu yok.
Koronavirüs Hollanda ve Belçika’da da tarımsal üretimini sekteye uğrattı.
Avrupa’nın tarımsal üretimdeki güçlü ülkeleri, geçici tarım işlerinin neredeyse tamamını Doğu Avrupa ve Kuzey Afrika’dan gelen işçilere yaptırıyordu.
Bu yıl o işçiler koronovirüs nedeniyle ülkelerinden çıkamadılar.
Bulgaristan’da asgari ücret 280 avro. Belçika, çilek hasadını yapmak üzere günlük 140 avro öneriyor, çalışacak işçi bulamıyor. Avrupa ülkelerinin vatandaşlarına “Kırsala gidin, tarımsal üretime, hasada yardım edin” çağrısı zaten çalışmasa da işsizlik maaşı alanlar tarafından olumlu yanıt bulmadı.
Özetle, 750 milyon nüfuslu Avrupa, meyve sebze başta olmak üzere gıda sıkıntısının ilk sinyallerini almaya başladı.
Koronavirüs sürecini Avrupa’ya göre daha kontrollü yöneten Türkiye’de tarımsal üretimde bir sıkıntı yaşanmıyor.
Tarım işçisi tarlada, bahçede.
Teyit için Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru’yu aradım.
Tarımsal üretimde şu an hiçbir sıkıntının yaşanmadığını, birçok üründe tahminin üzerinde ürün elde edilmesinin beklendiğini söyledi. Böylesi bir dönemde mevsimlik işçi çalıştırma konusunda sıkıntı yaşanmıyor olmasında Suriyelilerin etkisini anlattı.
Öyle görülüyor ki Türkiye, çok anormal bir iklimsel değişim yaşanmazsa verimli bir tarım yılı geçirecek.
Ancak üretimde yaşanmayan sıkıntının tüketimde yaşanacağının sinyalleri gelmeye başladı.
Türkiye, bu yıl tarımsal üretim fazlasını ne yapacak?
İktisatçı Prof. Dr. Mahir Fisunoğlu’yla konuştum.
Prof. Fisunoğlu, koronavirüsün Türkiye’nin iki önemli geliri ihracat ve turizme ağır darbe vuracağını hatırlattı; ama çözüm yolu da önerdi:
“Bu yıl 30 milyon turist hedefini gerçekleştiremeyeceğimiz aşikâr. Turizm bölgelerimiz aynı zamanda sera ve tarımsal üretim alanlarımızdı. Tarım ürünlerimizi turistlere burada tükettiremeyeceksek bu ürünleri sofralarına taşımalıyız. Çok çabuk hareket ederek tarımsal üretimi durma noktasına gelen Avrupa’nın sebze ve meyve ihtiyacını karşılayabiliriz. Bunun için hıza, kamu desteğine ve ihracat altyapısına ihtiyacımız var.”
Prof. Fisunoğlu’nun ‘ihracat altyapısı’ ihtiyacında lojistik ön planda.
Türkiye, güneyinde ürettiği meyve sebzeyi günlük olarak Avrupa’ya ancak yeterli büyüklükteki soğuk hava deposu bulunan ve kargo uçaklarının inip kalkabileceği bir havalimanından gerçekleştirebilir.
Aslında bu amaçla hükümet, Tarsus’a yapılacak ‘Uluslararası Çukurova Havalimanı’nı gündeme almış, ilk ihalesini 9 yıl önce yapmıştı. O günden bugüne yap-işlet-devret modeliyle gerçekleştirileceği belirtilen dev projenin defalarca temeli atıldı. İhalesi defalarca iptal edildi. Verimli tarım arazileri üzerine kurulacak havalimanının kuş göç yolu üzerinde olduğu, Mersin’in batısında yer alan turizm bölgesine etkin hizmet veremeyeceği hâlâ konuşuluyor. Uluslararası Çukurova Havalimanı’nın önceki gün bir gelişme daha yaşandı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Uluslararası Çukurova Havalimanı üstyapısı ihalesini kazanan şirkete ‘güven problemi olduğundan dolayı’ işin verilmeyeceğini, dolayısıyla ihalenin iptal edildiğini açıkladı.
Böyle bir durumda en hızlı, en ekonomik ve en akılcı hamle mevcut Adana Şakirpaşa Havalimanı’nın revizyon ve genişletilmesi olmalı.
Adana Şakirpaşa Havalimanı’nın yanı başındaki askeriyeye ait arazi, mevcut alana eklenebilir. Bu alanda soğuk hava tesisleri kısa sürede inşa edilebilir. Türkiye, idari binaları revize edilecek, uzatılacak ve sayısı arttırılacak pistlerle kısa sürede yüksek tonajlı kargo uçaklarının da kullanabileceği bir havalimanına sahip olabilir.
Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru, bu yatırımın gerçekleşmesi durumunda bölgede üretilen domates ve çilek başta olmak üzere meyve ve sebzenin günlük olarak Avrupa ve dünya pazarlarına ulaştırılabileceğini söylüyor. Mutlu Doğru’ya göre bu yatırım gerçekleşirse limon başta olmak üzere narenciye ve katma değeri yüksek tarım ürünlerinin ihracatında da reform niteliğinde bir hamle yapılmış olur.
Turizm ve ihracat gelirlerinin azalmasıyla sıkıntı yaşayacak Türkiye ekonomisi için bu hamle önemli bir çıkış olabilir.
Ben bu hamlenin AK Parti Sözcüsü ve Adana Milletvekili Ömer Çelik’in liderliğiyle çok kısa sürede gerçekleşebileceğine inanıyorum.