İlginç bilgileri, yaşanmış tarihi olaylarda ‘Aslında ne olmuş? Olaylar nasıl gelişmiş ve sonuçlanmış?’ sorusuna cevap bulmak için araştırmak, okumak, izlemek hobimdir. Bu zaten mesleğim gereği yapmam gereken bir iş, ama çocukluğumdan beri bu tarz olaylar oldukça dikkatimi çekmiştir. Boş zamanlarımda ailemle vakit geçirmenin yanı sıra, hobilerimden biri de belgesel izlemektir. Geçtiğimiz günlerde abone olduğum bir belgesel kanalında, tarih kitaplarında yerini alan, filmlere konu olan ve oldukça merak uyandıran sürükleyici bir belgesel izledim. Dikkatimi çeken bu belgeselde ‘Batmaz Gemi’ denilen o meşhur Titanik hakkında ilginç bilgiler edindim. Kaza anında ve sonrasında ‘Aslında ne olmuş? Gerçekte neler yaşanmış?’ birebir olayı yaşayan, gördü tanıklarının ifadeleriyle izlediğim bir belgeseli siz değerli okurlarımızla paylaşmak istiyorum;
O zaman fazla vakit kaybetmeden başlayım…
***
1912 yılında Titanik’in yola çıkması büyük bir heyecanla bekleniyordu. 269 metre uzunluğundaki Titanik, o güne dek yapılmış en büyük ve en abartılı gemiydi. İngiltere’nin Southampton şehrinden yola çıkıp ABD’ni New York şehrine varacak yolculuğa, yaklaşık 2 bin 200 kişi katılıyordu. Bu yolculuk, 1500’den fazla kişinin son yolculuğu olacaktı!
Yolcular arasında varlıklı tatilciler de vardı, Amerikan rüyasını yaşamak isteyen ve yeni fırsatlar arayan işçi sınıfı göçmenler de. Alt sınıflar için kişi başına daha az alan ayrılmıştı. Daha az alana, daha çok yolcu sığdırıldığı için üçüncü sınıf yolcular çoğunluktaydı. Sınıflar, geminin kendilerine ayrılmış bölümlerinde kalmak zorundaydı. Titanik’in tasarımında hızdan ziyade konfora öncelik verildiği biliniyordu. Ama acaba güvenlik yerine de, konfora öncelik verilmiş miydi? İşte batmaz denilen Titanik’in ilginç batış hikâyesi…
“BU GEMİYİ TANRI BİLE BATIRAMAZ!”
Dünyanın en zengin insanlarından bazılarını taşıyan Titanik, lüks seyahat alanında atılmış büyük bir atılımdı. İkinci sınıf kabinler bile, diğer yolcu gemilerinin birinci sınıfına benziyordu. Gemide spor salonları, havuzlar, kütüphaneler ve büyük restoranlar vardı. Gemiyle ilgili sorunlar daha yapım aşamasında yaşanan kazalarla başlamıştı. Titanik battığında yaşanan ölümler iyi bilinir, ama asında ilk kurbanlar geminin inşaatçılarıydı. Titanik’in yapımında 2 yıl boyunca yaklaşık 3 bin kişi çalıştı. Gemi henüz suya indirilmeden inşaat boyunca 8 işçi hayatını kaybetti ve 28 ciddi iş kazası meydana geldi. İlk yolculuğunda gemi Southampton’dan ayrılırken, neredeyse başka kazalarda yaşanacaktı. Gemi limandan ayrılırken başka bir gemiye çarpacak kadar yaklaştı. Bu sıkıntılı başlangıç yolcuların çoğunu endişelendirse de, başlarına geleceklerinin yanında bu olay hiç bir şeydi. Genel olarak yolcular okyanusun ortasında bu gemide güvende olduklarından emindi. Lüks geminin tasarımcıları Titanik’i, ‘Batmaz Gemi’ ilan etmişti. Onlara göre bu gemiyi, ‘Tanrı bile batıramaz’dı… Titanik, büyük su baskınlarında bile ayakta kalacak şekilde inşa edilmişti. Ancak bu batmaz gemi çok geçmeden okyanusun dibini boylayacaktı. Yola çıktıktan sadece 4 gün sonra, 14 Nisan 1912’yi 15 Nisan’a bağlayan gece Titanik battı! Gemi buz dağına çarptıktan 2 saat 40 dakika sonra Atlantik yüzeyinin altında parçalara ayrıldı. Bazı yolcular başından beri Titanik’in güvenliğinden şüpheliydi. Ama bazıları sırf dünyanın en güvenli gemisinde olduklarını düşünerek cankurtaran sandallara binmedikleri için öldüler.
‘AŞIRI GÜVEN’ HATASI PAHALIYA MÂL OLDU!
Asla batmayacağına dair güvence verilmiş bir gemideyseniz neden tehlikeli sulara atlayasınız ki? O zamanlar gemicilikle ilgilenen çoğu kişinin düştüğü aşırı güven hatasına kaptan da düşmüştü. Son seferine çıkmadan önce şöyle demişti; “Gemilerin batmasına neden olacak her hangi bir durum düşünemiyorum. Hayati risk taşıyacak her hangi bir felaketin yaşanma ihtimali yok. Modern gemi inşası bunları aştı.”
Elbette yaşanan felaket nelerin doğru yapılıp, nelerin yapılmadığına dair birçok soruyu beraberinde getirdi. O gece yaşanan her şey soruşturma sırasında analiz adildi. Titanik’in halen suyun altında duran enkazı, tasarımındaki hatalı noktaları tespit etmek için denetlendi.
Saatler 21:20’yi gösterdiğinde deneyimli denizci ve Titanik’in Kaptanı Edward John Smith, geceyi geçirmek üzere kabinine çekildi. 22:55’te yakındaki bir gemi etrafındaki buzlar yüzünden durduğunu bildirdi. Titanik’in telsiz operatörleri kendileri meşgul eden gemiye kızdı.
Saat 23:00… On çeşit yemekten oluşan son akşam yemeğini yiyen 1. sınıf yolcuların çoğu odalarına döndü.
Saat 23:30… Gözcüler buz dağının bulunduğu yere yakın alçak bir sis oluşumunu fark etti. Yanlarında dürbün olsaydı buz dağını görebilirlerdi.
Saat 23:35… Gözcü Frederick Fleet, tam karşısında buz dağını gördü. 3 kez zili çalıp, kaptan köşkünü aradı.
Saat 23:40… İkinci Kaptan William Murdoch gemiyi döndürmek için motorların tersine çevrilmesini emretti. Yoğun uğraşlara rağmen geminin sağ tarafı buz dağını sığırdı.
Saat 23:50… Geminin ön kısımlarına hızla giren su, gemiyi yaklaşık 4 metrelik buz gibi Atlantik suyuyla doldurdu. Saatler gece yarısı 12’yi gösterdiğinde, geminin birkaç saat içinde batacağı kaptana bildirildi. Kaptan telsizle yardım çağrısı gönderme emri verdi.
Saat 00:05… Mürettebata filikaların çıkarılması ve sadece kadın ve çocukların bindirilmesi emri verildi.
Saat 00:20… Carpathia Gemisi, Titanik’in yardım çağrısına aldı, yardıma gelmek için harekete geçti. Ancak 107 kilometre, yani tam 3 saat uzaklıktaydı. Aynı dakikalarda geminin müzisyenleri yolcuları sakinleştirmek için güverteye çıktı. Müzisyenlerin hiç biri kurtulamayacaktı! Makine dairelerinde karmaşa hâkimken, güvertedeki yolcular hasardan habersiz buz dağı kalıntılarını tekmeliyordu. (Devam Edecek..)
KAYNAK: www.instagram.com/kanalatlantisyoutube