İnsan hayatı suya benzer; akar, akar, akar gide… Tıpkı zaman gibi… Geçer gider…
Doğumdan ölüme kadar olan sürede, neler yaşayacağını, nelerin yaşanabileceğini, önceden kestirmek mümkün değildir… Nasıl ki dört mevsimi yaşarken, Yaz dan sonra, Son Bahar, Kış ve İlk Bahar yaşanırsa, insan hayatında da dönüm noktaları vardır. İlk Okula başlamak, orta eğitimi tamamlamak, üniversiteye devam etmek, mezun olmak, askerlik yapmak, ilk iş hayatı, evlenmek, çocuk sahibi olmak gibi, yaşamın nirengi noktaları, insan yaşamının dönüm noktalarıdır. Ki, bu ve benzer örnekleri çoğaltmak, pekala mümkündür. Hayatta, KİMİLERİ İZ BIRAKIR, KİMİLERİ DE SÖZ BIRAKIR.’’ Ya da, Hz. Mevlâna’nın dediği gibi;’’ Biri gelir, seni senden eder, biri gelir, seni sen eder.’’ Ölüm dışında, hiç bir şey mutlak değildir, bu hayatta…
Ya da, Eba Müslim Horasi’nin dediği gibi:
‘’Onlar, zarar vermeyeceklerinden emin oldukları için, dostlarını kendilerinden uzak tuttular... Kendilerine bağlamak ve kazanmak içinde, düşmanlarını yakınlaştırdılar... Yakınlaştırılan düşman dost olmadı. Ama uzaklaştırılan dost, düşman oldu... Herkes düşman safında birleşince, yıkılmaları mukadder oldu.’’
Yukarıdaki sözleri ilk okuduğumda, belediye başkanlarını ve siyasetçileri anlatıyor diye düşündüm…!!! Aslında sonra sözlerin üzerinde iyice düşününce, sadece iktidardakiler için geçerli değildi söylenen sözler… Herkes için geçerliydi… Dünyanın her yerinde, her zamanında söylenebilecek sözlerdi… Zarar vermeyeceğini, her zaman yanımızda olacağını düşündüğümüz sevdiklerimizi, dostlarımızı, arkadaşlarımızı uzak tutarız…Ne de olsa yakınlarımızdır… Her zaman yanımızda olur diye düşünürüz... Sonra karşıtlarımızın bize yakın olabilmesi için ve asla yakın olamayacaklarımızı, kendimize yakın kılabilmek için, çabalar sarf ederiz…
Bize karşı olanlar, her zaman karşıdırlar aslında… ‘Sadece güç dengeleri açısından yanımızda gözükürler…
Günümüzün moda deyimiyle; yağcılık, eyyamcılık, dalkavukluk ve çıkarları için, menfaatleri için, size yanaşırlar…Bunun örneklerini, her alan da ve her saha da bolca görmek mümkündür...Şöyle bir çevrenize bakmanız yeterlidir…,
Bunun için bizim Atalarımızda: ‘’ Doğru söyleyeni, 9. Köyden Kovarlar, Onuncu Köyde de döverler’’ demiştir.
Neticede, her güzel başlangıcın, bir sonu vardır. Nasıl ki dalında çiçek olarak hayata merhaba diyen meyve, zamanla çağla, sonra olgunlaşıp, Badem olur, ya da bir Mandalina, bir Portakal ağacı, önce meyve çiçeği açar, sonra meyve haline gelir, hayatta biz insanlar için öyledir. Başlangıçlar vardır, sonlar v ardır…
5 Ocak Gazetesinde, 9 Haziran 2009 Salı günü, ilk yazım yayımlanmış, ve 1986 yılında başladığım, gazete köşe yazarlığı yaşantımı, aldığım samimi bir davet üzerine, 5 Ocak Gazetesine taşımıştım… Bu gün bu satırları son kez yazıyorum. 9 Hazirandan, 19 Kasım 2022’ye kadar olan sürede, aralıksız 13. Yıl 5. Ay gibi zarfında köşe yazıları yazdım.
Bu yazın hayatımda, bana gerek eleştirileri ile gerekse önerileri, bilgi ve belge ihtiyacım olduğunda, seve seve yardım eden;
Başta, Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi, Prof. Dr. İbrahim Ortaş’a, Son Yılların flaş tarihçisi, Sinan Meydan’a, eski Türk Tarih Kurumu Başkanı ve Kayseri Milletvekilliği yapmış, Prof. Dr. Yusuf Halaoğluna, Adana’mızda, 2003-2004 yıllarında valilik yapmış, çok değerli valimiz, Kemal Önal’a, 2004-2007 dönemi valisi, çok değerli insan, kıymetli dost, Cahit Kıraç’a, yine 2007-2011 yılları arasında görev yapmış, efsane valimiz, yakın dostum, İlhan Atış’a, 2014-2016 dönem valilerimiz, beyefendi kişilikleri, ilişkilerdeki sıcak ve samimi yaklaşımları ile gönüllerde taht kuran, Mustafa Büyük ve aynı özellikleri ile her zaman dostane görüştüğüm, 2016-2020 dönemi valimiz Mahmut Demirtaş’a, yakın arkadaş ve dostlarıma, katkı sunan, tüm değerli okuyucularıma, kendilerini tanımaktan büyük mutluluk duyduğum, 5 Ocak Gazetesinin tüm çalışanlarına, Gazetenin sahibi olarak, yazılarıma müdahale etmeyen ve özgürce, 13 yıl, 5. Ay boyunca yazı yazmama vesile olan, sevgili Savaş Çokduygulu’ya, Ç.Ü. Üniversitesi önceki dönem, Rektörlerine, şu dönem görev de olan rektörümüz, Prof.Dr. Meryem Tuncel’e, Sanayi Odası, Ticaret Odası, Ticaret Borsası,AESOB ve HSOSB çok değerli dostlar, değerli başkanlarına, adını sayamadığım, tüm Mülki, İdari, Askeri ve Adli, kurum ve kuruluşların amir ve memurlarına, yakın ilgi ve alakalarından dolayı en kalbi duygularımla teşekkür ederim.
Hayatta hep sağlıklı ve mutlu olmanızı dilerim.