Yazıma başlamadan şunu belirtmeliyim ki formasını giydiğim Demirspor ile Elazığspor’un karşılaşması keşke Süper lig maçı olsaydı diye içimden geçirmedim desem yalan olur.
Elazığspor’un içinde bulunduğu maddi sıkıntıların bu maça yansıyıp yansımayacağını görme anlamında olsun Demirspor için de tekrardan galibiyet serilerinin yakalanma anlamında önemli bir maç olduğu anlamı taşıdı.
Demirspor, Milli maç aralarından sonra genelde galibiyet serilerini sürdürdüğünden karşılaşmayı taraftarlar sabırsızlıkla bekliyordu. Diğer merakla beklenen ise sezon başından beri oynamasını umut ettiğimiz Anderson’un maça ilk 11 başlamasıydı.
Bu düşüncelerle başlanan maçta Demirspor, oyuna hızlı, baskılı , arzulu başlaması sevindirici derken, Elazığspor ilerleyen dakikalarda topa sahip olarak Demirspor’un maça başladığı hızını durdurdu.
20. dakikaya gelindiğinde Demirspor diğer maçlarda oynadığı görüntüye tekrardan büründü. Futbolcuların kişisel çabalarıyla pozisyona giren , coşkudan uzak bununla birlikte kapanan bir Elazığspor olunca acabalar tekrardan sorulmaya başlandı.
Geçmişine saygısızlık edemeyeceğimiz Anderson’un hala hazır olmaması orta sahada Demirspor’un üstünlük kuramamasının ve pozisyon anlamında sıkıntı yaşamasına neden oldu. Bunla birlikte Orkan Çınar’ın ve Koseçki’nin etkisiz oyunları yarım saatlik süre geçtiğinde net gol pozisyonu olmaması için yeterliydi. Keşke Traore’deki istek ve arzu diğer oyuncularda da olsa çoğu sorun hallolacak. Hücumda görünen defansa yardım eden orta sahanın yükünü çeken hep Traore oldu.
Önde yakalandığı pozisyonda Demirspor ilk yarının sonunda golü kendi kalesinde gördü. Mücadele gücünün ön planda olduğu bu ligde bu tempolarıyla ne Anderson ne de Orkan’ın oynaması zor. Buna birde rakiplerin Demirspor’u çözmesi de eklenince galip gelmek futbolcuların kişisel becerilerine kalması şampiyonluk mücadelesi veren bir takım için ne kadar düşündürücü olduğu tartışılmaz.
İkinci yarı Hakan hocanın yapacağı hamleler maçın kaderini belirleyecek noktasında gelindi.
Kendi adıma söyleyecek olursam ilk yarı oynanan oyundan sonra aynı kadro ile devam etmek sanki doğru değil gibi geliyor.
Demirspor ikinci yarıya baskılı başlamış olsa da bir türlü istediği gol pozisyonlarına giremedi ve halen hamlelerin gelmemiş olması düşündürücü. Hakan hoca değişikliği Anderson’u geriye çekip Traore’yi ileriye atarak yaptı.
65. dakikada ise etkisiz iki oyuncuyu çıkarıp Batuhan ve Kage’yi oyuna alarak ilk hamlesini yaptı Hakan hoca.
Elazığsporlu futbolcuların göstermiş olduğu olağanüstü mücadeleyi de tebrik etmek gerekiyor. Maçın kırılma anlarının birinde Elazığspor’un ikiye bir yakaladığı pozisyonla Traore’nin kırmızı kart görme pahasına yaptığı faul idi.
Sezon başından beri belki de en istekli oynadığı maç olan Koseçki eğer son topları kullanırken biraz dikkatli olsa Demirspor’un golü bulması içten değildi. Son dakikalara gelinildiğinde Elazığspor takımı tamamı ile geriye yaslanıp kontratak yakalayabilir miyim düşüncesindeydi.
Demirspor baskılı göründüğü maçın son dakikalarında girip pozisyonlar hep karambol toplardı. Bir tarafta sezon başından beri maddi sıkıntılarla boğuşan Elazığspor…Diğer tarafta ise uzun zamandır yaşamadığı kadar maddi anlamda rahat bir Demirspor…
Sonuç olarak, henüz şampiyonluk treni kaçmadan gerekli önlemlerin alınıp bir an evvel tekrar o potaya girilmesi gerekiyor. Bu camia şampiyonluğu sonuna kadar hak ediyor.
Bunun futbolculara mutlaka hatırlatılması gerekiyor…