*Dhru Purohit: Sıradaki soru: Bitkisel yağlar, gerçekten de zararlı mı? Vücuttaki en bariz etkileri neler?
*Dr. Mark Hyman: Ben doğduğumda, Amerika’da obezite oranı yüzde 5’ti. Tıp fakültesinden mezun olurken yüzde 20’nin üzerinde olduğu tek bir eyalet bile yoktu. Bugün ise ortalama yüzde 40 seviyesinde. Yakın zamanda yüzde 50’yi bulacak. Fazla kilolu olanların oranı yüzde 75’e ulaşabilir. Evrimsel açıdan bakınca, ne yedik de böyle oldu diye sormak gerekiyor. Zeytinyağı ve tereyağından olamaz; bunları asırlardır yiyoruz ve minimum işlem gören kadim yiyeceklerimiz. Ama mısırözü, soya, aspir, kanola yağı gibi yağlar ısı ve çözücüler kullanılarak üretilen işlenmiş ürünler ve çok zararlılar.
*Dhru Purohit: Son soru: Kırmızı ve beyaz et yemek isteyen, ancak organik beslenmiş veya rejeneratif yöntemlerle yetiştirilmiş, ürünlere erişimi olmayanlar için ne önerirsiniz?
*Dr. Mark Hyman: Eti çoğu zaman kaynağını bildiğim yerlerden almaya çalışıyorum. Organik olmasına, otla beslenmesine, balıkların doğal veya belli çiftliklerinden olmasına dikkat ediyorum. Rejeneratif hayvancılıkla elde edilen etin yağ asidi ve Omega 3 açısından daha zengin olduğuna dair çalışmalar var. Antioksidan ve mineral içerikleri daha yüksek. Üstelik hayvanlar doğal bitkilerle beslendiği için, fitobesin adını verdiğimiz bileşikleri de almış oluyorlar. Yemle beslenen hayvanlarda bu yararlı maddelerin birçoğu bulunmuyor. Yine protein ve besin alıyorsunuz ama bir yandan da gezegeni mahveden bir uygulamanın parçası oluyorsunuz. Hayvancılık yöntemleri feci durumda. Hem insani değil hem de çevre, iklim değişikliği, kirlilik, pestisit, kimyasallar, hormonlar açısından çok kötü bir aşamadayız.
*Dhru Purohit: Neleri yiyip neleri yemememiz gerektiğini söylerken, bir konuyu atlamayalım. Amaç, elimizden geleni yapmak, ama kendimizi fazla zorlamamak, çünkü sağlığınız için en zararlı şey stres. Yedi gün 24 saat ne yiyeceğinizi düşünüp, strese girerseniz yararını göremezsiniz. Yani bilgiyi doğru şekilde, size ve ailenize göre yönlendirmek önemli ancak stresi bir kenara bırakmalıyız.
*Dr. Mark Hyman: Kusursuz mu besleniyorum? Hayır. Ama her gün elimden geleni yapıyor muyum? Evet. Bence bundan ibaret. Teşekkürler, Dhru.
Evet değerli okurlarım, sağlığımızı ve besinlerimizi ilgilendiren konularda yapılan, röportajı okuduk… Görüldüğü üzere, insan sağlığını tehlikeye atan üretim sistemleri, ve o sistemin ürettiği ürünler…Oldukça önemli bir husus. Dr. Mark Hyman’ın da belirttiği gibi, sağlığımızı tehlikeye atmamak için, azami özen göstermeliyiz. Diyeceksiniz ki; bu günkü ortamda, bu üretim sistemleri içinde, tabii yiyecekleri nerede, nasıl bulacağız.? Bunu söylediğinizi düşünüyorum… Şüphesiz ki, böyle düşünmekte haklısınız…Evet, gerçekten zor bir durum…
Ancak, bir başka gerçek daha var: Burası Türkiye… Hala ülkemizin bir çok coğrafyasında, bir çok bölgesinde, modern tarım yapmanın yanı sıra, geleneksel, konvansiyonel tarım yapanlarda azınlıkta değil. Mümkün mertebe, bunları bilmeliyiz ve besinlerimizi, büyük ölçüde, bu yörelerden getirtmeli, ya da teminini buralardan yapmalıyız.
Bazı örnekler verecek olursak;
*Zeytinyağı; Ülkemiz dünyanın ilk dört zeytinyağı üreticisinden biridir. Marmara bölgesi, ege bölgesi, Akdeniz ve Güney Doğu Anadolu bölgesinin Güney yöreleri… Buralardan zeytinyağımızı temin edebiliriz.
*Fasulye; Erzurum İspir, Malatya Sürgü,Yozgat Ayşe Kadın, Tokat Yediveren, Konya Şeker Fasulyesi gibi. Yurdumuzun bir çok yöresinde yetişir. Kolaylıkla temin edilebilir.
*Tereyağ; Urfa Harran, Trabzon Vakfıkebir, Kars, Ardahan, Konya, Balıkesir, Yozgat, Nevşehir, Malatya,Erzurum, Gaziantep gibi bir çok ilimizde ve ilçelerimizde, organik tereyağ üretimi yapılmaktadır…
Bal; Karadeniz bölgesi, Rize, Gümüşhane, Muş, Bitlis, Bingöl,, Siirt, Kayseri, Mersin, Kars, Hakkari, Tunceli, Adıyaman gibi illerimizden organik bal temin etmek mümkündür.
Bu listeyi çoğaltmak mümkün. Biz gelişmiş ülkelerden daha iyi şekilde, organik ürün üretiyoruz.
*Peynir, Zeytin, Mercimek, Nohut, Barbunya gibi bakliyat ve sebze meyveler, aynı şekilde organik olarak temin edilir. Yeter ki, beslenmemize özen gösterelim…
SON SÖZ:’’ BIRAK YEMEK SENİN İLACIN,İLACIN SENİN YEMEĞİN OLSUN’’ <Hipokrat>