Seçimin ilk aşamasında, başkan seçilememişti, ancak bu sonuç Yeltsin için çok büyük bir başarıydı. Birkaç ay öncesine kadar kamuoyundaki desteği % 5 dolaylarındayken, sanki sihirli bir el değmiş ve bu oran % 35'e çıkmıştı! Yeltsin'in kampanya ekibi sevinç içindeydi. Üç Amerikalı uzman ise daha soğukkanlı davranıyor, asıl savaşımın yeni başladığını söylüyordu.
Üç Amerikalı uzman hemen kolları sıvadılar. Yolun yarısını başarıyla geçmişlerdi, ama asıl öldürücü darbeyi şimdi vurmaları gerekiyordu.
Yeltsin'e acele bir öneri götürdüler: İlk aşamada % 14,5 oy alan Lebed'e, geri çeviremeyeceği kadar parlak bir teklif götürün ve Lebed'in ikinci aşamaya katılmasını önleyin!
Seçimin ilk aşamasından iki gün sonra, 18 Haziran 1996'da Başkan Yeltsin, üç Amerikalı uzmanın önerisini yerine getirdi.
Lebed'i, 'Rusya Federasyonu Güvenlik Konseyi Sekreteri' ve 'Başkanın Ulusal Güvenlik Danışmanı' olarak atadı. Lebed, ağzı kulaklarında, bu yüksek prestijli atamayı hemen kabul etti ve başkanlık seçiminin ikinci aşamasından çekilmiş olduğunu ilan etti.
Lebed'in çekilmesiyle meydan, Yeltsin ve Zuganov'a kalmıştı.
Üç Amerikalı uzman, Zuganov'u yıpratacak kampanyaya hemen başladılar.
Tüm medya hemen her gün ve neredeyse günün tamamın da, şu sloganları tekrar edip durdu:
'Zuganov'a verilecek oylar, Komünistleri tekrar iş başına getirecektir!', 'Zuganov'u seçmek demek, diktatör Stalin'i diriltmek demektir!', 'Zuganov'a verilecek oylar, demokrasinin sonu, özgürlüklerin sonu olacaktır!', 'Bir komünist olan Zuganov eğer seçilecek olursa, Rusya'da iç savaş çıkacaktır!', 'Mal sahibi, mülk sahibi, iş sahibi olmak istiyorsanız oyunuzu demokrat Yeltsin'e verin!', 'ABD'nin ve Avrupa'nın saygı duyduğu Başkan Yeltsin'i seçin!'.
Medya bu tek yanlı propagandayı sürdürürken, özelleştirme vurguncusu Rus işadamlarının oluşturduğu havuzdan milyonlarca dolar, üç Amerikalı uzmanın saptadığı bölgelerde, belirlediği gruplara dağıtılıyordu. Tam bu sırada IMF, Rusya'ya 10 milyar dolar kredi verdiğini duyurdu. Yeltsin'in seçim kampanyasını yürütenler sevinç içindeydiler.
Üç Amerikalı uzman, Yeltsin'e bir öneri daha götürdüler:
Neredeyse iki yıla yakın ödenmeyen emekli maaşlarını ve birikmiş işçi ücretlerini hemen ödeyin! Ödemeler derhal yapıldı.
Televizyon kanalları, birikmiş emekli maaşlarını alan yaşlıların ve ücretlerini alan işçilerin Yeltsin'in boynuna sarılarak nasıl ağlaştıklarını, ellerini yüzünü nasıl öptüklerini tekrar tekrar gösterip durdu.
Seçimin ikinci aşamasına bir hafta kala, Yeltsin bir kalp krizi daha geçirdi.
Üç Amerikalı uzmanın yönlendirmesiyle medya bunu halka, Yeltsin aşırı yorgunluktan grip oldu, diye duyurdu.
Yeltsin'in yanına hiç kimse sokulmadı, fotoğrafı çekilmedi, görüntüsü alınmadı. Bu olumsuzluğun ustaca atlatılmasından sonra, 3 Temmuz 1996 günü başkanlık seçiminin ikinci aşaması gerçekleştirildi.
Yüzde 68,9 katılımın sağlandığı seçimd, iki aday şu oyları almıştı:
Yeltsin % 53,8, Zuganov % 40,3.
ABD'den özel olarak getirilen üç Amerikalı uzman, medya ve özelleştirme vurguncularının desteğiyle, 'öküz bokunu altın diye' Rus halkına yutturmayı başarmışlardı. Boris Yeltsin, ikinci kez Rusya'nın devlet başkanı olarak seçilmişti.Yeltsin ikinci kez başkan olarak seç ildikten sonra, IMF'den 40 milyar dolar borç alındı. Ancak bu para devletin kasasına girmedi! Yeltsin'in kızı Tatyana ve seçimlerde Yeltsin'den yana olan özelleştirme vurguncularının Amerika ve Avrupa'daki banka hesaplarına yatırıldı!
Bu gerçek öykü, 2002 yılında Amerika'da çekilen bir filmin senaryosunu oluşturdu. Fimin adı şuydu: 'Spinning Boris'. Türkçeye şöyle çevirebiliriz: 'Boris Yeltsin'in Rus Halkına Kaktırılması'.”Türkiye’de de 2002 seçimlerinde benzer bir senaryoyu yaşadık…!!!
Yarın devam edeceğiz….