Yeltsin kendisine verilen öğüdü dinlemedi. Seçim kampanyasını yürütecek ekibi değiştirdi. Ekibin başına kızı Tatyana ve özelleştirme yağmasının mimarı Çubais'i getirdi.
Çubais, hemen işe koyuldu. Bankerlerden ve medya patronlarından oluşan bir çekirdek kadro kurdu. Medya patronları sürekli Yeltsin yanlısı propaganda yapacaklar, bankerler de paraları seçim kampanyasına akıtacaktı. Bu hizmetlerine karşılık olarak da Çubais, özelleştirme adı altında Rusya'nın en değerli kurum ve kuruluşlarını bu kişilere peşkeş çekecekti.
'Öküz Bokunu Altın Diye Yutturanlar' Moskova'da Yapılacak başkanlık seç iminde uygulanan kural şuydu: İlk oylamada oyların % 50'sinden fazlasını alan aday seçimi kazanıp başkan oluyordu.
Eğer, ilk oylamada hiçbir aday oyların % 50'sini alamazsa, bir ay içinde ikinci bir seçim yapılıyor, bu kez en çok oy alan aday, seçimi kazanıp başkan oluyordu.
Rusya devlet başkanlığı seçim tarihi, 16 Haziran 1996 olarak duyuruldu. Seçim kampanyası başladı.
Rus medyasının tamamı, Yeltsin yanlısı propaganda yapıyor, diğer adaylara televizyonda konuşma fırsatı verilmiyordu. Buna rağmen yapılan kamuoyu yoklamalarında Yeltsin, hala Zuganov ve Lebed'in çok gerisinde kalıyordu…
Yeltsin'in kampanyasını yürüten kızı Tatyana ve ortağı Çubais, çok çabuk bir çare bulmak zorundaydılar. Ve buldular da.
Özelleştirme yağmasından milyarlarca dolar vurmuş olan Yahudi kökenli Rus işadamlarının aracılığıyla, ABD'den yardım istediler.
Açıkçası, Amerikalıların Rusya'ya gelip, başkanlık seçimini kendilerine kazandırmalarını bekliyorlardı!
Amerikan yönetimi, çok bilgili ve deneyimli üç siyasi uzman danışmanı, Moskova'ya hemen göndermeye hazır olduğunu bildirdi…
Üç Amerikalı siyasi uzman danışman; George Gordon, Dick Dresner ve Joe Schumate acele Moskova'ya geldiler ve hemen işe başladılar.
Peki, bu üç danışman hangi konuda uzmandılar?
Seçim kampanyanlarını yönlendirmede uzmandılar. Amerikan ağzıyla söyleyecek olursak, 'Öküz bokunu altın diye yutturabilecek' kertede yetenekliydiler. Şimdi de Yeltsin'i Rus halkına, 'eşi bulunmaz demokrat bir lider' olarak yutturacaklardı…
Üç Amerikalı uzmanın ilk önerileri şu oldu: Yeltsin'in rakipleri hakkında medya sürekli olarak yalan haberler uyduracak, çamur atacaktı!
Ruslar bu öneriye karşı çıktı. Yalan söylenmeyecek, çamur atılmayacak, dürüstlük ilkesine bağlı kalınacaktı. Amerikalıların yanıtı ise çarpıcıydı:
Seçimi kazanmak istiyorsanız bizim söylediğimiz gibi davranacaksınız, dürüstlükle seçim kazanılmaz!
Amerikalı üç siyasi uzman danışman ikinci önerilerini yaptılar:
Yeltsin, halkın arasına girecek, onlarla kucaklaşıp öpüşecek, gençler için düzenlenecek eğlence programlarına katılacak, onlarla beraber şarkılar söyleyip dans edecek, kısacası 'çok sevecen, çok tonton' bir kişi rolünü oynayacaktı! Ruslar bu öneriye de sıcak bakmadı.
Yeltsin'in doğal davranmasından yanaydılar, rol yapmasını istemiyorlardı .
Amerikalı uzmanlar yine sert çıktılar, rol yapmadan, halkı kandırmadan seçim kazanılamazdı!
Yeltsin'in seçim kampanyası neredeyse tam bir çıkmaza girmişti ki, üç Amerikalı uzmanın ABD'den getirilmesinde payı olan Rusya'nın özelleştirme vurguncusu, dolar milyarderleri ve medya patronları araya girdiler.
Ateşli tartışmalardan sonra Amerikalı üç uzman danışmanın önerileri kabul edildi. Artık Yeltsin'in seçim kampanyasında ipler bu üç Amerikalının eline geçmişti.
Yetenekli üç Amerikalı uzman; bir yandan Yeltsin'in nerede, neler konuşacağını, kimlerle buluşacağını belirlerken, bir yandan da medyanın kullanacağı sloganları üretiyordu.
Rus medyası, Yeltsin'in rakipleri hakkında asılsız dedikodular, yalanlar, iftiralar uyduruyor, en aklı başında olanların bile kafalarını karıştırıyordu.
Yeltsin'in rakipleri Zuganov ve Lebed, bu karalama kampanyası karşısında şaşkın, kendilerini savunacak, seslerini duyuracak, değil bir televizyon kanalı, bir gazete dahi bulmakta zorlanıyorlardı .
İşte bu atmosferde, 16 Haziran 1996'da başkanlık seçimleri yapıldı.
Katılım oranı % 70 olmuş ve şu sonuçlar alınmıştı:
Yeltsin % 35,3, Zuganov % 32, Lebed % 14,5.
Yarın devam edeceğiz…