PELOSİNİN SERÜVENİ 4

06/10/2022 20:46 805

 

Ermenilerin başlattığı isyana, Osmanlı tarafından müdahale edilince, ABD herhangi diplomatik açıklama yapmadan, donanmayı Mersin limanına gönderip, devleti alenen tehdit etti…
BOARD teşkilatı, asıl hamlesini 1. Dünya Savaşı başlayınca yaptı. Osmanlı savaşa katılıp ordusunu Kafkasya'ya gönderince, Anadolu'daki Ermenilerin bir bölümü ayaklanıp, savunmasız Türk köylerine, sistemli bir katliama girişti…
Burada Merzifon ve Antep okullarının rolü büyüktür...
Bunu da biz söylemiyoruz. Atatürk söylüyor. Nutuk'un 557. sayfasında Merzifon Amerikan Koleji'nin Pontus devleti kurmak için nasıl çabaladığını anlatmış.
Bu katliamlar sonrasında devlet tehcir kararı alarak tehlikeyi savuşturmaya çalıştı.
Peki tüm bunlar olurken, Osmanlı hiçbir şey yapmadı mı?
Bazı şeyler yaptı. Ama çok cılız ve etkisiz hamlelerdi. Okulların ruhsatlandırılması, misyonerlerden belge talep edilmesi ve Türk okullarının güçlendirilmesi gibi şeyler… Ama kıymetsiz, değeri olmayan işler…
Osmanlı'nın hamleleri 1869'da başlıyor ama etki etmiyor. Mesela Abdülhamit'e sunulan bir raporda, 392 okuldan yalnızca 51'inin ruhsatlı olduğu bilgisi mevcut…
Devlet, öyle zayıflamış ve ipleri kaptırmış ki, yürürlüğe koyduğu düzenlemeyi uygulamaktan aciz duruma düşmüştü...
Bunları da biz söylemiyoruz. 1891 ve 1894 tarihli Zühtü Paşa raporları, 1892 tarihli Mihran Boyacıyan raporu ve 1898 tarihli Şakir Paşa raporu, durumun vahametini, açık açık yazmış…!!!
Özetle, bölgelerin elden gittiğini yazıp, Türk okulu açılmasını talep etmişler…
Özellikle Beyrut, tamamen Osmanlı'ya yabancılaşmış. Memurlar dışında Türkçe bilen yokmuş...!!! Beyrut'un İstanbul'dan çok Paris'e benzediği ifade edilmiş…
Hani birileri diyor ki; İttihatçılar geldi, Osmanlı çöktü diye…
Palavra! Palavra.! Palavra.!
Osmanlı'nın çöküşünün tarihi, burada anlatılanlardır…
Artık yavaş yavaş sadede gelelim…
BOARD, 1. Dünya Savaşı'yla birlikte, Anadolu'da ABD güdümlü bir Büyük Ermenistan hayaline çok yakındı. Hele 1918'de, Osmanlı tamamen çöküp işgale uğradıklarında, her şey neredeyse hazır gibiydi…
Ama 1919'da bambaşka şeyler oldu…
Mustafa Kemal direnişi, tam da BOARD'un hayallerinin üstünde başlattı. Sivas Kongresi toplandığında, hayallerin sallantıda olduğu anlaşıldı…
ABD yönetimi, bölgeye General Harbord yönetiminde bir komisyon göndererek, Ermeni devletinin fizibilitesini ölçmek istedi…
Harbord, Ermeni lobisi tarafından güdüme alınmış biri değildi… İstanbul'a geldiğinde, kendisine Türk tercümanlar da alarak, meseleyi dosdoğru anlamak için çabaladı. Hatta, Sivas'ta bulunan Mustafa Kemal'in yanına uğrayıp onunla da görüştü…
O görüşme de çok ilginçtir…
Harbord anılarında, Mustafa Kemal'in çok sinirli olduğunu ve öfkeden titrediğini yazmış. Fakat daha sonra sıtma nöbeti geçirdiği için halinin kötü olduğunu anlamış…
Görüşmenin neticesinde de, Mustafa Kemal'e "Sizin yerinizde olsam ben de aynını yapardım" diyerek ayrılmış…
Harbord raporu, Anadolu'daki direnişin güçlü olduğunu ve Büyük Ermenistan hayalinin çöktüğünü, büyük oranda kabullenmiş…
Yani, Mustafa Kemal devreye girerek, BOARD'un 100 yıllık hayalini çöp haline getirmiş. Pelosi'nin göz yaşlarının nedeni...
Nitekim Harbord'un tahminleri doğru çıktı. Kuvayi Milliye önce Doğu'daki Ermeni işgalini, akabinde, Güneydeki Fransız ve Batı'daki İngiliz/Yunan işgalini püskürttü ve Anadolu'nun yeniden Türkleşmesini sağladı…
BOARD'un 100 yılda ektiği tohumları, 3 yılda söküp attık…
Mustafa Kemal, daha sonra Lozan'da son 300 yıllık Türk tarihinin, bana göre en görkemli başarısını elde ederek, kapitülasyonların tamamını kayıtsız şartsız kaldırdı…

Yarın devam edeceğiz…