Okullardaki eğitimciler, elbette Hristiyan misyonerlerden oluşuyor.
Attıkları her adımı kayıt altına aldıkları için, detaylara hakimiz:
İlk etapta Batı Trakya’da 6, Kıbrıs’ta 3, Museviler için 4, Batı Anadolu’da 227, Orta Anadolu’da 98, Doğu Anadolu’da 102, Suriye’de 59 ve Balkanlar’da 41 misyoner görevlendiriliyor.
Amerikalıların Osmanlı topraklarında bu kadar rahat ve başına buyruk hareket edilebilmesinin nedeni ise, çok hazin: KAPİTÜLASYONLAR!
Osmanlı yönetimi, 1830'larda ABD'ye pek çok kapitülasyon verdiği için, BOARD'un faaliyetleri son derece serbest ve denetimsiz kalıyor…
BOARD teşkilatı, dilediği misyoneri Osmanlı topraklarına sokuyor, örgütün mülk edinmesine ve toprak almasına karşı çıkmıyor. Hatta Türkler, yabancı yayınları okuyamazken, Amerikalılar 60 yılda onlarca kitap, makale vs. basıp Ermenilere dağıtabiliyor.
Ne hazin değil mi!
Bu süreçte, Protestan BOARD teşkilatı, Osmanlı bünyesindeki Ermenileri, hızla devşirmeye başlıyor. İyi eğitimli ve ABD destekli Ermeniler, kısa süre içerisinde Türklerden çok daha nitelikli, eğitimli ve zengin hale geliyor. Toplumdaki sınıf farkı belirginleşiyor…
Osmanlı'nın gidişata uyanması, 1878'deki Rus savaşı'yla gerçekleşiyor. Yani yaklaşık 58 yıl sonra. Peki bu nasıl oluyor?
Rus savaşıyla birlikte, Osmanlı neredeyse çökme noktasına gelince, BOARD tarafından teşkilatlandırılan Ermeniler çok ciddi bir ayrılıkçı hareket başlatıyor.
Hatta, Ermenilerin rolü dış güçleri o kadar iştahlandırıyor ki İngiliz ve Ruslar da bir yandan Ermenileri devşirebilmek için ABD ile rekabete giriyor...
Mesela Ruslar, barış antlaşmasında Doğu'daki vilayetlerde yaşayan Ermenilerin yönetimi için özel madde koyduruyor.
BOARD teşkilat o kadar kusursuz bir sistem kurmuş ki, şaşmamak elde değil…Mesela misyoner okulu açmak istedikleri her bölgeye, önce konsolosluk kurmak istiyorlar. Padişah kabul etmezse, güç gösterisi yaparak zorla, kopara kopara konsolosluk tavizini alıyorlar…
Özellikle ABD iç savaşı sona erdikten sonra . İzmir, Çanakkale, Sakız, Yafa, Kandiye, Şam, Port Said, Lazkiye, İstanköy, Kudüs ve daha pek çok yerde, Amerikan konsoloslukları açılıyor.
Konsoloslar sahip oldukları gücü, bölgede misyoner okulu kurulması için kullanıyor…
Hatta iş öyle bir noktaya varıyor ki, nerede konsolosluk açılacağını BOARD teşkilatı ABD hükümetine söylüyor, hükümet de Osmanlı'ya dayatarak açtırıyor…
En çarpıcı hadise 1895'te Bitlis'te yaşanmış…!!!
BOARD teşkilatı, önce Bitlis, sonra Sivas'ta konsolosluk talep ediyor. Osmanlı bu talebi reddedince, ABD yönetimi 1830 tarihli kapitülasyonları göstererek, talebinde ısrar ediyor. (Bu arada kapitülasyonlara göre böyle bir hakları vardı)
Tam 9 yıl boyunca bu konuda diretmişler…
Düşünebiliyor musunuz, tam 9 yıl boyunca ısrarla talep etmişler ve neticesinde "C. E. Clark" isimli şahıs bölgeye atanmış. Bu arada Clark BOARD bünyesindeki bir misyonerdi. Okuldan ayrılıp göreve başladı...
Harput Amerikan Koleji'ne ayrıca değinmek lazım.
Harput Amerikan Koleji 1859'da kuruluyor ve çok başarılı faaliyet güdüyor. Kolejin diploma törenleri bile konsoloslukta yapılıyor…
1901 yılına gelindiğinde, hazırlanan bir raporda, bölgedeki Ermeni nüfusun %30'unun ABD'ye göç etmek istediği yazılı...
Robert Kolej de BOARD teşkilatı tarafından kurulmuştu. Kurucusu Cyrus Hamlin'di ama arazi ve inşaat işlerini finanse ettiği için Christoper Rhinelander Robert'in ismi verildi…
Yarın devam edeceğiz…