
Yukarıdaki grafikte 2012-2022 yılları arasında ülkemizdeki Paranın Dolanım Hızını göstermektedir. Tabladan da anlaşılacağı üzere; 2012 ile faiz indirimlerinin başladığı noktaya kadar paranın dolanım (dolaşım/devir) hızı normal seyrinde gitmektedir. Faiz indirimlerinin başlamasıyla birlikte paranın devir hızı olağanüstü bir artış eğilimine girmiştir. Şu ana kadar sözü edilen trend devam etmektedir.
Yazıyı okuyan birçok okur ne var bunda diye düşünebilir. Ne güzel işte para çok sık el değiştiriyor, bu durum büyümeyi, milli geliri, istihdamı artırır şeklinde yorum yapabilir. Değinilen şekildeki yorumların bir noktaya kadar haklılık payı da vardır. Ancak, ülkemiz tarihinde hiç görülmediği şiddette enflasyon baskısı altındadır. TÜİK tarafından açıklanan rakamların çok üzerinde fiyat artışını yaşadığımız bir gerçektir. Durum böyle olunca, paranın devir hızındaki olağanüstü artış eğilimi, enflasyonun akıllara durgunluk verecek şekilde yükselmesine neden olmaktadır. Yani, paranın devir hızının aşırı artması ülkemiz için yarardan daha fazla zararlı olmaya başlamıştır.
Ülkemizdeki siyasi iktidarın, yüksek oranlı enflasyonun yaşandığını, bu durumun özellikle dar gelirli kesimi sıkıntıya soktuğunu, geç de olsa kabul etmesi sevindiricidir. Yine, iktidarın 2023 yılının ilk aylarından itibaren fiyat artışlarının hızının düşeceğini, ekonominin rahatlayacağını söyleyerek, sabredilmesini istemesi, bunun yandaşlarınca kabul görmesi dikkatimizi çekmektedir. Ne var ki 2021 yılından günümüze değin, benzeri vaatlerin iktidarın üst kademelerince sıklıkla tekrar edilmesine karşın, enflasyonun artarak devam etmesi, bizleri ihtiyatlı bekleyişe itmektedir. Halkımızın büyük çoğunluğu artık sözden ziyade fiyatların düşmesini sabırsızlıkla beklemektedir. Enflasyonun düşmesi için iktisat ilminin bilinen faiz artırımı, üretim ekonomisine geçilmesi, israfın önlenmesi, bütçe açıklarının azaltılması gibi klasik tedbirlerinin yanında, yazıma konu olan paranın dolanım hızının da makul düzeye indirilmesi gerektiği hatırlatmak istiyorum.
Saygılarımla,