Onlar da çocuk oldu-2

02/02/2023 08:35 341

 

ADOLF HİTLER…

Adolf Hitler, küçük bir kasabada dünyaya geldi. Annesi Klara dindar bir Katolikti ve düzenli bir şekilde kiliseye giderdi. Babası Alois ise sert mizaçlı, gizemli bir adamdı.  Bir gümrük memuruydu. Ancak kesinliği belli olmayan bir söylentiye göre Alman istihbaratında çalışıyordu. Adolf, katı karakterli babasından sık, sık dayak yediği için onunla iyi geçinemezdi. Bir döneme kadar başarılı geçen okul hayatı belli bir zaman sonra başarısızlığa döndü. Sadece coğrafya ve tarih derslerini seviyor, diğer öğretmenleriyle anlaşamıyordu. Özellikle tarih öğretmenine hayranlık besleyen Adolf, bu sayede milliyetçi oldu. bu sıralardaysa resim çizmeye duyduğu ilgiden dolayı ressam olmak istedi. Ancak oğlunun bir devlet memuru olmasını isteyen baba Alois, Adolf’un istekleri yüzünden ona dayak atmaktan geri durmuyordu. Adolf 13 yaşındayken babasını kaybedince, hayatta kendini daha da özgür hissetti. Ancak bu sefer de ciğer hastalığına yakalandı. Bu yüzden okula 1 yıl ara vermek zorunda kalan Adolf Hitler, sonrasında maddi sorunlar yüzünden okula devam edemedi. Annesine bakmak için daha çocuk yaştayken inşaat işlerinde çalışmaya başladı.

***

SADDAM HÜSEYİN…

Irak’ın devrik lideri Saddam Hüseyin, çok sıkıntılı bir çocukluk dönemi geçirmişti. Annesi, Saddam’a hamileyken bir çocuğunu ve kocasını kaybetti. Ardından psikolojik sorunlar yaşayan anne, karnındaki bebeği istemeyen birine dönüştü. İşte Saddam bu şartlarda kederli bir ev ortamda doğdu. Ardından annesi Saddam’ı dayısının yanına gönderdi. Saddam’ın dayısı Hayrullah adında aşırı milliyetçi bir subaydı. Saddam’ı Irak hakkında bilgiler verir, ulusal kahramanlarını anlatır ve sende böyle olacaksın derdi. Daha sonra annesinin yanında dönen Saddam için zorlu bir süreç başlamış oldu. Çünkü annesi eski kocasının kardeşiyle evlenmişti. Amcası ve aynı zamanda üvey babası olan adam, Saddam’a karşı gaddarca bir tutum içindeydi. Ona psikolojik ve fiziksel şiddet uyguluyordu. Saddam 10 yaşına geldiğinde dayısı Hayrullah ona bir tabanca verdi. Henüz o yaşta kontrolden çıkan Saddam, okulda öğretmenlerini bile tehdit etmeye başladı.

ERNESTO "CHE" GUEVARA YA DA EL CHE VEYA BİLİNEN ADIYLA CHE GUEVARA…

Ernesto zengin bir ailenin çocuğu olarak Arjantin’in Rosario şehrinde doğdu. Annesi de, babası da eğitimliydi. Arjantin’in önde gelen ailelerinden sayılırlardı. Yani Ernesto şanslı bir hayata gözlerini açmıştı. Ancak henüz 2 yaşındayken astım olduğu ortaya çıktı. Sık, sık astım krizleri geçirdiği için okula geç başladı. Hastalığın getirdiği mahrumiyet onu derinden yaralamaktaydı. Henüz 10 yaşındayken teyzesinin gazeteci kocası İspanya iç savaşından mektuplar ve fotoğraflar göndermeye başladı. Ernesto bu savaşta dönemin faşist lideri Franco ve cumhuriyetçi güçlerin iç savaşlarına tanık oluyordu. Ernesto lise yaşlarına doğru bambaşka biri olma yolunda ilerledi. Öncesinde astım yüzünden birçok şeyden mahrum kalmıştı ve sanki o bunun intikamını almak istiyordu. Hastalığına rağmen ragbi sporuyla uğraştı, şiirlere ilgi duydu, satranç turnuvalarına katıldı, kitaplar okudu, fotoğrafçılık yaptı. Zekasıyla da diğer arkadaşlarından önde sayılırdı. Bunun yanında arkadaşları arasında pasaklı olmasıyla bilinirdi.

JOSEF STALİN…

II. Dünya Savaşı’nın galiplerinden biri olan Stalin de, zor çocukluk geçiren liderlerden biriydi. 7 yaşında çiçek hastalığına yakalandı ve hastalık yüzünde kalıcı izler bıraktı. Gürcü olduğu için okulda ırkçılığa maruz kaldı. 12 yaşındaysa at arabası kazasına kurban gitti ve kaza sonucunda sol konu sakatlandı, hayatı boyunca tam olarak iyileşemedi. 16 yaşında Gürcü Ortodoks rahip okuluna gitmeye hak kazansa da, burada otoriteye karşı başkaldırıp huzursuzluk çıkarttığı için okuldan atıldı.

FATİH SULTAN MEHMED…

Devlet politikasına göre bir Osmanlı Şehzadesi 5 yaşında eğitim ve öğretim hayatına başlardı. İşte Fatih Sultan Mehmed’te bu yaşlarda padişahlığa hazırlanmaya başladı. Ancak çocukluğunda eper haylazdı. Hatta kaynaklara göre şımarık ve dik başlı olduğu yazmakta. Ona yola getirmek ise hocası Molla Gürani’ye düştü. Mehmed’in Babası II. Murad, Molla Gürani’ye sınırsız yetki vermiş, sözüm ona ‘Eti senin, kemiği benim’ demişti ve Molla Gürani ilk derse elinde bir sopayla geldi. Şehzade Mehmed bu sopayı sorduğunda ona, “Babanız serkeşliğinizi işitmişler. Eğer yine okumak istemezseniz emrettiler, sizi bu sopayla yola getireceğim.” İşte Molla Gürani Şehzade Mehmed’i bu şekilde yola getirdi. Bunun yanında Şehzade Mehmed dönemin en ünlü aydınlarından eğitim almaya devam ediyordu. Bu haylaz çocuk günden güne bilgiye aç olan birine dönüştü. Daha çocuk yaşlarında dillere, felsefeye, matematiğe, astronomiye ve tarihe ilgi duymaya başladı.

***

Evet; sevgili okurlarımız, tarihe adlarını iyi veya kötü şekilde kazıyan bazı liderlerin çocukluklarından bahsetmeye çalıştım. Yazımın da başında dediğim gibi; Ya siz; nasıl bir çocukluk geçirdiniz? İstediğiniz her şeye sahip miydiniz? Daha doğru bir soruyla; istediğiniz gibi bir çocukluk yaşabildiniz mi?

       

KAYNAK: www.instagram.com/bilgiotagiyoutube