Geçtiğimiz 25 Nisan; 1915 Çanakkale Kara Savaşı’nın başlamasının yıldönümü idi.
Seçim güncellerinin yüzünden biraz geç girdik, ama olsun.
Ulu öner Mustafa Kemal, her seçimde olduğu gibi 14 Mayıs seçimlerinde de yine malzeme olarak kullanılıyor.
O yüzden ; biz yine dönelim Çanakkale’ye.
Çanakkale Savaşı, Mustafa Kemal’in zincirleri kırdığı, içindeki cevheri tüm Dünya’ya gösterdiği bir olaydır.
Harp Okulundan mezun olduğu günden beri, devrimci özelliğinin farkına varan yetkililer, onu pasifize etmek amacı ile yerden yere sürmüş.
Bir Şam’a, bir Balkanlar’a, bir Trablusgarp’a gönderilmiş.
Oradan da 1913’de Çanakkale’ye tayin edilmişti.
Sonra da Sofya’ya ateşe yapılarak, hepten pasif görevlerde bulundurulmuş.
Ancak kader Mustafa Kemal’i ikici defa Çanakkale’ye gönderecekti.
Sofya’da ateşe iken, dilekçe üstüne dilekçe yazarak aktif görev istemiş, ancak her seferinde de bu isteği geri çevrilmiştir.
Onun dilekçelerinden bıkan, Genel Kurmay Başkanlığından Enver Paşa; mevcut olmayan bir tümen olan “19’cu Tümen’e” onu tayin eder.
Mutafa Kemal “Tümen komutanı oldum” diye heveslenip İstanbul’a gelir.
Ancak; 19’cu Tümen’i bilen yok.
Çünkü; Osmanlı’nın sadece 18 Tümeni vardır.
O günlerde “Çanakkale Savaşı” yeni başlamış.
Başlarında da, ileriki günlerde Adana’da “Yıldırım Orduları” kumandanlığını devraldığı Alman General “Liman Van Sanders” bulunmaktadır.
Mustafa Kemal Gelibolu’ya giderek, tayin edildiği Tümen’i arar.
Tabii orada da bilen yok.
Tekrar, Liman Van Sanders’e gider.
Oynanan oyun devam etmektedir.
Sonradan; tamamının şehit edildiği meşhur 57’ci Alay’ı göstererek “Bu Alay’ı Tümen yapacaksın” der.
Mustafa Kemal, 57’ci Alay’a ilave 58 ve 59’cu alaydan birer tabur ve acemi birliklerden oluşan 2 alay daha oluşturup 19’cu Tümen’i yapar.
İşte; daha sonra Dünya’ya nam salan “Size taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum” dediği tümen ve kuruluş hikayesi bu.
Mustafa Kemal, Çanakkale’nin yabancısı değildi.
1913’de Trablusgarp dönüşünde buraya tayin edilince boş durmamış; Truva Savaşı’nı incelemiş, Homeros’u, İlyada’yı okumuş, Homeros’un Mitoloji’de anlattığı yerleri incelemiş.
Herodot’u okumuş.
MÖ 334 yılında 35 bin kişi ile boğazdan geçen “Büyük İskender”i incelemiş.
Bazı cahiller “Mustafa Kemal Çanakkale Deniz Zaferi’nde yoktu” diyorlar.
O denizci değildi ki.
Ancak Deizdeki zaferlere zemin hazırlayan; Kara’daki zaferlerin sahibidir o.
Ayrıca 25 Nisan’da başlayan kara savaşı olmadan 18 Mart’taki zafer kalıcı olabilir miydi?
Biz her yıl bu zamanda 18 Mart 1915 deniz zaferini kutluyoruz.
Bir gecede, Nusret Gemisi ile boğaz’a mayın döşedik.
İngiliz gemilerini havaya uçurduk;onu kutluyoruz.
Yani 25 Nisan’da göreve başlayan Mustafa Kemal olmasaydı, düşmanın Seddülbahir’den karaya çıkacağını tahmin etmeseydi, 18 Mart’taki zafer, hüsrana dönüşürdü.
Mustafa Kemal yedekte beklerken, ordu komutanının yanlış kararı ile, düşmanı başka yerde beklerken, onlar Gelibolu’ya çıkmak ister.
Bunu gören Mustafa Kemal Ordu komutanlarına bir türlü ulaşamaz.
İnsiyatifini kullanır; askerlere Dünya’ca bilinen o meşhur emrini verir.
“Ben size taarruz etmenizi değil, ölmeyi emrediyorum” der.
Bu büyük insana hayran olmamak mümkün mü?
Yorum yazarak 5 Ocak Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan 5 Ocak Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler 5 Ocak Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı 5 Ocak Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak 5 Ocak Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan 5 Ocak Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler 5 Ocak Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı 5 Ocak Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.