Eski Vilayet semtinde üstünde lo taşı olan iki katlı eski bir evde Adana’mızın kurtuluş tarihi 5 Ocak 1955 yılında dünyaya ‘merhaba’ demişim. Rahmetli annem “sen doğduktan 3 saat sonra büyük saat ile Ulu camii arasına asılan dev Türk bayrağı , çeteler ve bir manga askerin şeref atışı oldu.” demişti. İşte bu nedenle 5 Ocak tarihinin anlamı bende çok büyüktür.
Savaş Çokduygulu ile akranız. Aynı sokakları, aynı caddeleri gezdik. Aynı sinemalara, aynı lokantalara gittik. Aynı takımı tuttuk, hemen hemen aynı arkadaşlarımız oldu. Adana Demirspor’a beraber aşık olduk. Kaleci Eser’i , usta Raşit’i, gol hırsızı Rasin’i, tatar Bilal’i, kasap Burhan’ı, füze Selami’yi, Kartal Yaşar’ı, Laz Ahmet’i, beygir Hasan’ı, paşa Hüseyin’i, tombik Ahmet’i, beraber seyrettik. Hafta arası tıklım tıklım dolu. Yüzme havuzunda Demirspor’un yenilmez aramada “su topu takımını” ahşap tribünlerde beraber seyrettik.
1974 Yılında Adana’da daha göçün olmadığı zamanlarda Menderes salonunu iki saat önceden dolduran seyircinin arasında Demirspor-Altınordu 2. Deplasmanlı ligden birinci lige terfi basketbol maçında bizde vardık. Onbaşılarda, Asmaaltı kebap salonunda beraber kebap yiyip, ciğerci bayramda oturup diğer taraftan mavrayı beraber dinlerdik. Belki yeni oyuncağımız, yeni bisikletlerimiz olmadı ama o da ben de ağabeylerimizin eski kıyafet ve bisikletleri ile idare ettik.
İşte bunlar Savaş Çokduygulu’yu anlatmam için yeter sanırım. Adana’ya, Fatih Terim’e ve Demirspor’a asla laf söyletmez. Kimseyi kırmaz.
5 Ocak Gazetesi şantaj yapmaz, tehdit etmez, menfaati için yazmaz. Kadrosu çok kalitelidir. Savaş Çokduygulu ekibine çok güvenir.
Bu nedenle buradayız. Bu yüzden Savaş Çokduygulu ile birlikteyiz. İyi ki 5 Ocak Gazetesi, İyi ki Savaş kardeşim var. Yüzünden gülücükler, ağzından hep çıkan “Adana, Mozaik, Ambiyans, Beyin fırtınası, Format gereği…” kelimeleri hiç eksilmesin.
SAVAŞ ÇOKDUYGULU VE BÜYÜK 5 OCAK AİLESİ NİCE YILLARA…