6 Şubat sabahı saat 04:17’de yaşadığımız deprem felaketi ülke genelinde şok etkisi yaratırken, 13:24’te meydana gelen ikinci deprem tam bir yıkım oldu. Uykunun en ağır olduğu saatte yakalayan ilk depremde, ailemizi ve sevdiklerimizi koruma kollama telaşına düştük. Şükürler olsun biz ailemizde ve evimizde hasar, zayiat vermedik ama hayatlarını kaybeden binlerce vatandaşımız içimizi kanattı. Psikolojik olarak hala deprem korkusuyla yaşamaya devam etsek de, en kısa zamanda bu felaketin ve acının da üstesinden hep birlikte geleceğimize eminim. Çünkü biz güçlü bir ülkeyiz. İnsanlarımız zor günlerimizde tanıdık tanımadık herkesin yardımına koşuyor. Aç ve açıkta kimseleri koymuyoruz. Devletimiz ve yetkililer ellerinden gelen tüm yardımı fazlasıyla yapıyor.
Bizler de mesleğimiz gereği deprem sabahının ilk anlarından itibaren görev başındaydık. En doğru, en sağlıklı haberleri aktarmak, vatandaşlarımızı bilgilendirmek adına elimizden gelen tüm gayreti gösteriyoruz. Depremin ilk gününden bugüne kadar günde en fazla 4 saat uyuyabiliyor, üst baş değişiminden sonra hemen görevimizin başına geçiyoruz. İşte bu noktada Çukurova Gazeteciler Cemiyeti kapılarını basın çalışanlarına açtı. Yaşanan felaketin ilk gününden itibaren Adana’da görev yapan gazeteler, cemiyetimizin sosyal tesislerine konuşlandı. Herkes bilgisayarlarını ofislerinden getirdi. Hepimiz ayrı ayrı masalara geçtik ve çalışmalarımızı hala burada sürdürüyoruz.
Depremde binaları zarar gören, oturulamayacak durumda olan, evlerine giremeyen basın çalışanları aileleriyle birlikte cemiyette konakladı. 7/24 kapılarını açan Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Sosyal Tesisleri’nde 3 öğün yemek ikramı var. Suyu, çayı, kahvesi ile hiçbir eksiğimizin olmadığı tesislerde, 1 kuruş harcamadan tüm ihtiyaçlarımız gideriliyor.
Asrın felaketinde enkaz altından kurtarılan gazeteci büyüğümüz Hamza Ezer, kendisinden saatler sonra kurtarılan kızı Elçin Ezer’i de misafir eden cemiyetimiz, felaketzede baba-kızı bir araya getirdi ve tüm ihtiyaçlarını karşılıyor. Meslektaşlarımız depremden sağ kurtuldukları için mutluyuz.
Çukurova Gazeteciler Cemiyet Başkanı Cafer Esendemir ve yönetim kurulu üyeleri sürekli masalarımıza gelerek ‘bir ihtiyacınız var mı’ diye soruyorlar. Hatta ‘aman kendinizi yabancı hissetmeyin, ne isterseniz çekinmeden alın. Burası sizin eviniz, yuvanız. Sakın ola çekinmeyin’ diyerek bizleri hem rahatlatıyor, hem de rahat çalışmamız için ellerinden geleni yapıyorlar.
Mesleki dayanışmanın en güzel örneklerinden birini bizlere gösteren, zor zamanlarımızda yanımızda olan, kendimizi evimizde gibi hissettiren Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Cafer Esendemir ve yönetim kuruluna teşekkür ediyorum. Bizlere yalnız olmadığımızı, tutunacak bir dalımızın ve sığınacak bir limanımızın olduğunu, son 13 günde tekrar gösteren cemiyetimize şükranlarımı sunuyorum. İyi ki varsınız…