İktisat ve işletme fakültelerinde enflasyon konusu, talep ve maliyet enflasyonu başlıkları ile öğrencilere anlatılır. Talep enflasyonunun, talebin arzdan daha fazla artması halinde meydana geldiği şekil ve grafiklerle talebelere izah edilmeye çalışılır. Maliyet enflasyonunun ise üretimde kullanılan girdilerin fiyatlarında yaşanan artışların sonucu oluştuğu kabul edilir. Ekonomileri normal dinamiklere sahip ülkelerde enflasyon, istisnai durumlar hariç talep kaynaklı artar. Talebin sabit kaldığı veya azaldığı bir zaman diliminde maliyet kaynaklı enflasyon artışı kısa süreli ve nadiren yaşanır.
Ülkemizde de geçmiş yıllarda enflasyon artışları talep kaynaklı yaşanmıştır. Arzın talebi karşılamakta yetersiz kaldığı dönemlerde enflasyonda yüksek oranlı artışlar meydana gelmiştir. Alışılmışın dışında, ülkemizde 2018 yılından başlamak üzere maliyet artışlı enflasyon yükselmeleri başlamış, içinde bulunduğumuz zaman diliminde her ay tarihi zirveleri görmüştür. Maliyet enflasyonunun göstergesi Üretici Fiyat endeksidir. TÜİK’e göre Mart/2022 ÜFE oranı % 114,97, TÜFE oranı ise % 61,14 olarak ölçülmüştür. Değinilen oranların doğruluğu tartışılmaktadır. Pazar ve marketlerdeki fiyat artışlarının bu oranların çok üzerinde gerçekleştiğine inanların sayısı oldukça fazladır. Bir an için TÜİK verilerinin doğru olduğu varsayılsa bile ÜFE oranı ile TÜFE oranı arasındaki farkın (114,97-61,14 ) gelecek aylarda fiyatlara yansıması kaçınılmaz olacaktır. Mevcut TÜFE oranın daha da yükselme olasılığı vardır. Kısaca Türkiye ne yazık ki maliyet enflasyonu kıskacına girmiştir.
Türkiye’de maliyet enflasyonunun, kendisini bu kadar fazla hissettirmesinin temel nedeni, üretimde kullanılan hammadde, yardımcı madde ve teknolojinin nerede ise tamamına yakınının dışarıdan ithal edilmemesi, bunların son günlerde fiyatlarının yükselmesi ve ithalat yapmak için mecbur olduğumuz dövizin kurlarının milli paramız karşısında akıllara durgunluk verecek kadar artmasıdır. Bu durum maliyet enflasyonunu yaratmakta, ülkemizdeki enflasyonun kontrolden çıkmasına neden olmaktadır. Hangi sektörü ya da üretim alanını irdelemeye kalkarsanız, sizi dehşete düşürecek kadar dışa bağımlı olduğunuz gerçeği karşınıza çıkmaktadır.
Bu kısır döngüyü kırmalı, ülkemizi maliyet enflasyonu çıkmazından mutlak surette kurtarmalıyız. Bunun için öncelikle döviz kurlarının yükselmesine neden olacak eylem ve söylemlerden kaçınmamız, iktisat ilminin genel kabul görmüş kurallarına göre hareket etmemiz gerekmektedir. Üretim için gerekli olan hammadde, yarı mamul, enerji ve teknolojiyi “yerli ve milli” olarak üretmemiz kaçınılmaz hale gelmiştir. Değinilen hususların hayata geçirilmesi durumunda bizleri müreffeh bir Türkiye beklemektedir.
Saygılarımla,