Mahallelerde çetecilerin kendilerine göre kullandıkları işaretler vardı. Mesela; mahalleye bir polis girdiğinde, polisi gören çeteciler olabildiğince yüksek sesle ıslık çalıyordu. Bu ıslığı duyan mahalledeki diğer çete üyeleri saklanmaya başlıyordu. Böylece polisin çetecileri tespit edip yakalaması çok zorlaşıyordu. Günümüzde Los Angeles'ta işlenen suçların yüzde 75'ini Siyahi-Latin çete savaşları oluşturuyor.
Ülkedeki tüm Meksikalı çetelerin üstünde "Mexican Mafia" denen kuruluş vardı. Bu kuruluş hapishaneden yönetiliyordu, çünkü üyelerinin büyük kısmı hapishanedeydi. Tüm Meksika Çeteleri (ki buna Surenos da dahil) bu oluşuma vergi ödüyor ve bu oluşumun sözünden çıkmıyordu. Bu da Meksikalıların daha iyi örgütlenmesi ve siyahi çetelerin önüne geçmesinde rol oynayan unsurlardan biriydi. Mexican Mafia'nın ilk kuruluş amacı, hapishanedeki Latinleri diğer guruplardan ve zalim gardiyanlardan korumaktı ama bu gurup da umulmadık bir şekilde güç kazanınca uyuşturucu ve silah işine girmişti.
***
1990'larda Latino çetelerin görevi siyahileri şehirden tamamen atmaktı. Bunun için harekete geçen Latinolar, şehirde gördükleri siyahi çete üyelerine savaş açtılar. Bu savaştan siyahi siviller de zarar gördü. Los Angeles'ın güneyi bu çetelerin kontrolü altındaydı. Çeteler ele geçirdikleri bölgeleri grafitti veya spreyli boyayla işaretliyor ve dışarıdan gelenlere "bu bölge bizim" mesajı veriyorlardı. O işaret silinip yerine başka bir çetenin işareti konmadan, o bölge o çetenin sayılıyordu. Meksikalı çeteler bu taktiği siyahi çetelerden çok daha fazla kullanıyordu.
The Avenues, bu bölgedeki en acımasız çetelerden biriydi. Yaklaşık 800 silahlı Meksikalı çeteciden oluşan örgütün amacı bölgelerindeki siyahileri sivil-çeteci ayırt etmeden öldürmek veya şehirden atmaktı. Bu çete gece gündüz demeden istedikleri kişiye suikast düzenleyebiliyordu.
Siyahilerle Meksikalılar arasındaki savaş, ırk savaşına döndüğü için artık çeteler rakip ırktan üye almayı bırakmıştı. 2006 yılında cinayetler durdurulamaz bir hal almaya başladı. Bunun üzerine Los Angeles Belediye Başkanı sonunda harekete geçmeye karar verdi. Şehirde en çok istenen 10 çetecinin listesi yayımlandı ve başlarına ödül kondu. Bu taktik geri tepmeye başlamıştı. Çeteciler için "şehrin en tehlikeli 10 çetecisi" arasında bulunmak bir onur kabul edilmeye başladı. Eğer ilk 10'da bulunan bir çeteci yakalanırsa, diğer çeteciler listeye girebilmek için daha fazla suç işlemeye çalışıyordu.
***
Şehirde ne polis ne de belediye, suç oranını düşürmek için bir şey yapamıyordu. İnsanlar kimin çeteci, kimin masum olduğunu çok iyi biliyordu ama kimse çetecileri ele vermek istemiyordu. Bu iki "mahalle gururu" meselesine dönmüştü. Kimse mahallesinde yaşayan bir delikanlıyı polise vermek istemiyordu.
Günümüzde çete savaşları artarak devam ediyor. Dünya'nın çete başkenti olan Los Angeles bu lakabı uzun süre tutacak gibi gözüküyor. Bakalım ne gibi önlemler alınacak ya da alınabilecek mi?
KAYNAK: https://seyler.eksisozluk.com/