İslam inancına sahip olan insanlar, 09.07.2022 günü “kurban bayramını” kutlamaya başlamış olacaklardır. Kutlamalar dört gün sürecek, koyun, keçi, dana ve deve gibi büyük veya küçükbaş hayvanlar, Allaha yakınlaşmak için kesileceklerdir. İş yoğunluğu veya uzak mesafe gibi bahanelerle ihmal edilen büyükler ziyaret edilerek elleri öpülecek, küçüklerin ise çeşitli hediyelerle sevinmesi sağlanacaktır. Nereden bakarsanız bakın, insan hayatının en güzel günleri yaşanacaktır. Öte yandan, okurlarım arasında yaşı elli ve üzeri olanların bu satırları okurken, nerede o eski bayramlar diyerek hayıflandığını duyar gibiyim. Gerçekten nerede o eski bayramlar? Niçin şimdiki bayramlardan eskisi kadar tat almıyoruz?
İşin gerçeği, bayramlar yerinde dururken biz insanların bir yerlere gittiğimizdir. Sahi biz insanlar nereye gittik veya gidiyoruz? Bu sorunun cevabının, bilim ve teknolojinin gelişimi ile uyumlu olarak, kullandığımız evlerin, arabaların, telefonların, mutfak gereçlerinin, gıda maddelerinin, kısaca her şeyimizin değişmesinde saklı olduğunu düşünüyorum. Her şeyin değiştiği bu dünyada inanç, kültür ve geleneklerimizin bu değişimden etkilenmemesi mümkün mü? Tabi ki hayır. İnançlarımızın, kültür ve geleneklerimizin, teknolojideki değişim kadar olmasa da hızlı bir şekilde değiştiği ve dönüştüğünü kabul etmemiz gerekir.
Elli ve üzeri yaş grubundaki insanların, bu değişim ve dönüşümü kabul etmekte veya ona ayak uydurmakta zorlandıkları ise başka bir gerçektir. Örneğin, değinilen yaş grubunun, gençlerin anne, baba ve yakın akrabaları ziyaret etmek yerine, “bayramları” tatile çevirerek, mevsimine göre denize, dağa veya başka şehirlere gitmelerini hoş karşılamadıkları bir sır değildir. Değişim, dönüşüm ve gelişim hayatın bir gerçeğidir. Buna ayak uyduramayan her canlı veya cansız, hatta kültür yok olmaktan kendini kurtaramaz. Ancak, değişim, dönüşüm ve gelişim ile “yozlaşmayı” bir birine karıştırmamak gerekir. Anne, babayı, yakın akrabaları unutmak, yardımlaşmadan kaçınmak, bir birimiz ile dertleşmemek, değişim değil “yozlaşmadır”. Bu gibi anlayışların yaygınlaşması, toplumları sinsi bir hastalık gibi kemirir, yok eder. Onun için “bayramları” önemseyelim. Bu güzel geleneğimizin aslına uygun bir şekilde yaşatılmasına özen gösterelim.
Bu günkü yazımı bayram kutlamasına ayırdım. Ekonominin durumu ile ilgili yazarak canınızı sıkmak istemedim. Böylece ekonomide yaşanan tatsız olayları yazarak kızdırdığım bazı okurlarımın gönlünü almış olduğumu düşünüyorum. Bu duygu ve düşüncelerle tüm islam aleminin “kurban bayramını” canı gönülden kutluyorum.
Saygılarımla,