15 Kasım günü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 39. Kuruluş yıldönümü idi. KKTC, dünyada tanınmayan ama, 39 yıldan beri varlığını sürdürme başarısı gösteren devletlerden birisidir. Diğer bir ifade ile dünya egemen güçlerinin bütün baskılarına, tuzaklarına, zorlamalarına rağmen var olma ve varlığını sürdürme başarısı göstermiş bir ülkedir. Hem de, 1974 yılı 20 Temmuz’unda Kıbrıs’a yaptığımız, Başbakan Bülent ECEVİT’in ifadesi ile “Barış Çıkarması” tarihinden beri bir damla kan akmadan varlığını sürdürmektedir. Neden Barış Çıkarması’na ihtiyaç duyulduğunu biz yaştakiler çok yakından bilirler. Kıbrıs Rumları, Türklerin adayı terk etmesi için Kıbrıs Türklerine cehennem hayatı yaşatıyorlardı. Her gün içimiz kanıyor, Türklerin öldürüldükleri, kaçırıldıkları, iş yaptırmaz duruma düşürüldükleri haberleri bizi inanılmaz üzüyordu. Biz çocuk olmamıza rağmen, konuları dikkatle takip ediyorduk, çünkü, ülkede herkes son derece üzülüyordu.
Hele, 1963 yılında gözdağı için gönderilen birkaç uçaktan birisi olan Cengiz TOPEL’in başına gelenler gerçekten akıl almaz bir vahşi insan topluluğu ile karşı karşıya olduğumuzu daha iyi göstermişti. Adana’daki TOPEL Dolmuşlarının adı bu yiğit Asker Pilottan dolayı konulmuştur.
O dönemde Dr. Fazıl KÜÇÜK adını sık sık duyuyorduk. Kıbrıs Türklerinin verdikleri müthiş Mücadelede KÜÇÜK’ün varlığı, gayretleri unutulamaz. Bu kahramanın bir de yardımcısı vardı: Hukukçu rauf DENKTAŞ! Fazıl KÜÇÜK, erken dönemlerde hayata veda edince, DENKTAŞ Kıbrıs Türkü’nün mücadelesini yürütmek liderliğinde yalnız kalmıştı. Ancak o büyük kahraman, deha, teşkilatçı, vatansever DENKTAŞ, olağanüstü gayret ve mücadele ile başarılı sonuçlar elde etmesini bilmiştir.
Özellikle 1960’ların ortalarından sonra Makarios adlı güya din adamı Papaz kasabın katliamları ve insanlıktan çıkmış baskıları yetmezmiş gibi bir de Grivas denen insanlık düşmanının eoka’sı adayı Türkler için yaşanmaz hale getirmişti.
Ancak, gerek Türkiye ve gerek Kıbrıs Türkleri bu dayanılmaz baskılara boyun eğmediler ve ne olursa olsun mücadele etmeye kararlı olduklarını gösterdiler. İşte bu konuda Rauf DENKTAŞ, unutulmaz gayretler ve olağanüstü bir irade gücü ile bu mücadelenin yıldız kahramanı ve dehası olmayı başarmış kişidir. Bu konuda yazılmış bir çok kitabın da kahramanı olmayı başarmış kişidir.
Türkiye’de 1973 seçimlerinden sonra CHP-MSP Koalisyon hükümeti kurulmuştu. Hükümette Bülent ECEVİT Başbakan ve Necmettin ERBAKAN Başbakan Yardımcısı idi. Bu ikili ve hükümetleri, Kıbrıs konusunu diğer hükümetlerde olduğu gibi kucaklarında buldular. Barış için gösterdikleri gayrete rağmen, sonuç alınaması durumunda ne yapacaklarını kararlaştırmış olmalılar ki, 20 Temmuz 1974 tarihinde son çare olarak Kıbrıs adasına ağırlıklı olarak Girne’den Türk Silahlı Kuvvetleri çıkarma yaptı. Çıkarma sonucunda, adanın Türk tarafının toprakları Rumlardan temizlendi.
Bu arada bir anımı da anlatmayı yeri gelmişken uygun görüyorum. Çıkarma günü ben de İstanbul’a gitmekteyim ki, Adana dışına ilk defa çıkıyorum. İstanbul’da Hava Harp Okulu’nun sınavlarına gireceğim. Liseyi yeni bitirmişim ve hâlâ görüştüğüm can arkadaşım Şahin HOROZ ile bu sınava girmeyi kararlaştırmışız. 20 Temmuz günü sabah saat 9 otobüsü ile İstanbul’a giderken şoför radyoyu sonuna kadar açtı ve bütün otobüs olağanüstü dikkatle Kıbrıs Çıkarması’nı takip ediyoruz. Bu arada o zamanki adeta felâket sayılan Toros dağları yolunda geceden bir büyük askerî aracın uçuruma düştüğünü de gördük ki, bu durum bizi inanılmaz üzmüş ve ağlatmıştı.
Kıbrıs Çıkarması o dönemki bütün imkânsızlıklarımıza rağmen, büyük bir başarı ile sonuçlanmış ve Kıbrıs Türkü, rum işkencesinden kurtarılmış ve hayatları garanti altına alınmış idi.
O günden sonra dünya egemen güçleri bu durumu sindirememiş ve ülkemize ağır yaptırımlar uygulamıştı. Ama biz ülke olarak bütün dayatmalara direnmiş ve Kıbrıs’ın 1958’deki ortak devlet yutturmacasına hiç kapılmamıştık. Çünkü, büyük önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN Kıbrıs konusunda söylediği sözler adeta bir talimat niteliğinde idi.
Ve… bütün baskılara, zorlamalara, yaptırımlara rağmen ATATÜRK’Ü de örnek alan Rauf DENKTAŞ, 15 Kasım 1983 tarihinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni kurdu ve kendisi de ilk Cumhurbaşkanı oldu.
İki sefer beraber olmayı şerefle yaşadığım Rauf DENKTAŞ’A 2002’lerden sonra çok ağır sözler söylendi ve 2004 yılında Annan Planı adı altında yapılan oylama döneminde DENKTAŞ’a söylenenler akıllara durgunluk verecek derecede idi.
O dönemde, birkaç kişi bir araya gelerek, Kıbrıs Türkleri ile telefon irtibatları sağladık ve Hayır vermeleri için gayretler sarf ettik. Bu konuda Rüstem KOCADURMUŞOĞLU abimizi rahmetle anmadan geçmek eksiklik olur.
Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti!
Yaşasın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti!
Yaşasın bütün Türk Devletleri!