Platon; “Hükümdarlar filozof, filozoflar hükümdar olsaydı, kentlerin yüzü ışırdı.” demiş. Tarihte bu tarife uyan bir İmparator var. Adı Marcus Aurelius olan bu imparator MS 121-180 yılları arasında yaşamış. Bu filozof imparator 19 yıllık döneminde Roma imparatorluğunun altın çağına simgesi olan bir imparator olarak imza atmış.
Kentlerin altın çağı deyince…
Küçük bir not defterim var ve kitap okurken ilgimi çeken konuları not ediyorum. Kimi zaman okuduğum konu beni duraklatıyor ve o konuda araştırma yapmaya sevk ediyor. Araştırıp, üzerinde düşünceler ürettiğim satırları da bu not defterlerime yazıyorum. Sonra yazdıklarımı karıştırınca, etkileyici ve düşündürücü notlar çıkıyor karşıma. İşte bu filozof bir hükümdar ve Platon’un sözleri sonrası ‘Altın çağı’ yaşatılan bir kentte olmanın insana neler hissettireceğini düşündüm.
Yaşadığımız şehir hakkında ne kadar bilgiliyiz?
Bu konu benim her zaman ilgimi çekti. Hatta bir ara uzun uğraşlarla doğduğum bu şehirde yaşayanların, yaşadığı şehri yeteri kadar tanımadığını düşünerek bir P.R. olacak bir proje bile hazırlamıştım. Ama uzun yıllar şehrimizin hükümdarları, başka yönelimler içinde olduğu için bu tarz geniş ufuklu projelere bakacak zamana ve ufka doğru bakış açısına sahip olmadıkları için hiç umursamadılar.
Bu şehrin tarihinde ürettiği onlarca değerler var. Sanat adına, kültür adına ve iş hayatında ürettikleri var. Ama bu şehir belli başlıklara takılı kaldı ve bu başlıkları sürekli söyleyerek bu günlere geldik. Ancak derinlemesine yaşadığımız bu kenti tanımamız adına, yeterli tanıtıcı unsurlar üzülerek söylemeliyim ki yok.
Bu günün koşullarında Altın şehir olmak için neler olmalı?
Televizyonda bir programa denk geldim. Konuşmacı Prof. Greg Clark isminde küresel danışman ve yazar olan biriydi. Birleşik krallığın Londra’sından katılarak soruları cevaplıyordu. Bende adamın söylediklerinden notlar almaya çalışmıştım. Şimdi o notlardan bu geldiğimiz yeni dönemde şehirlerin neler yapması gerektiği konusunda söylediklerini toparlamaya çalışacağım.
Mevcut durumda Kovid 19 bizleri nasıl etkiliyor?
Bir sağlık krizi yaşıyoruz. Bu kriz aynı zamanda bir ekonomik şok tetiklemiş durumda. Dolayısıyla bu ekonomik şoklardan şehirlerde çok etkilenecek. Ayrıca hepimizin bildiği konular var notlarımda. Mesela lojistiğin ne kadar önemli olduğu, ticarette çoklu zincirin oluşturulmasının önemi var.
Bir şehrin dünyaya açık olması, eğitim merkezi olması ve gelenlerin gidenlerden fazla olması da notlarımın arasında yer alıyor.
Açık bir şehir olmak için bilgi teknolojilerine sahip olmak, bilimde ve sanatta aktif olabilmeyi sürdürmek, istihdam yaratmayı hedefleyen ve başaran lider bir şehir olmak gibi başlıkların başarılmasıyla mümkün oluyor.
Mesela başımıza gelmedikçe çok üzerinde durulmayan depreme hazırlıklı olmak konusunu da notlarıma yazmıştım. Bir şehrin muhtemel depremlere karşı dirençli bir alt yapıya sahip olmasının ne kadar önemli olduğunu söylemişti Sayın Clark .
Çevre konusu hep ağızlarda sakız olan ama özümseyerek bu konuda düşünce üreten, eylemlere dönüştüren erk kullanıcılarını hiç göremediğimiz bir konudur. Hava kirliliği meselesi, çok da umursanmaz bizim şehrimizde. Çöp döküm alanlarından yayılan kokular, anız ateşiyle yakılan tarlalardan gelen dumanlara boğulan şehrimize çözüm bir türlü üretilemez.
Tandem sonrası şehirlerde hangi beklentiler oluşuyor?
Sosyalleşme azalıyor. Teknoloji yeni bir yol ortaya koyuyor. Tüketimi arttıran bir ortam oluşuyor. İnsanlar evlerinde yaşamaya başlayıp, hatta işlerini evlerinden yürütmeye çalışıyorlar. Buna teknoloji ve iletişim imkânları yol veriyor. Bu durumda şehir merkezlerinin kendilerini yenilemesi ve yeniden oluşturması ihtiyacı doğuyor. İnsanlar şehir merkezlerine biraz daha mesafeli, açık ve doğal yaşama imkân verecek yerlerde yaşamak arzusu duymaya başlıyorlar. Bu yaşam merkezlerine yakın sosyal merkezlerinde de düşünülmesi gerekiyor artık. Dijitalleşme insanlara doğal ortamlarda yaşama şansını veriyor çünkü.
Bütün bunları yaparken toplu taşıma ihtiyacı daha da elzem hale geliyor.
İklim değişikliği başlı başına irdelenmesi gereken bir konu aslında ve Doğanın şehre gelebilmesi için hangi fırsatların yaratılmasını gerektirecek diye kafa yormak lazım. Yani şehirleri yeniden planlamak ve çağın durumuna uygun hale getirmek için yeniden inşa etmek çok önemli olacak diye düşündüren satırları not olarak yazmıştım.