Geçtiğimiz Cuma günü Kent konseyi genel kurulu toplantısı yapıldı. Bende derneğim Keyad temsilcisi olarak toplantıya katıldım. Kent konseyi yeni yönetimi seçiminden bu yana geçen zaman içindeki faaliyetleri, başkan ve genel sekreter tarafından anlatıldı. Ancak şunu söylemeliyim ki, kent konseyini teslim aldıklarında karşılaştıkları karşısında şaşırmamak ve üzülmemek imkansızdı.
Kent konseyinin içi neden boştu?
Değerler üretmek çok zordur. Ama toplumda öncü insanlar çıkar, bir şekilde emek ve akılla değerleri üretirler. Adanamızda da, birçok üretilmiş değerler var. ancak görüyoruz ki, tıpkı kent konseyinde ve Altın koza da olduğu gibi ne hikmetse arşivleri yok ediliyor, gelecek kuşaklara aktarılması gereken, birikimler heba ediliyor. Ben kent konseyi yeni başkanımız Haşmet beyi ziyarete gittiğimde, Borsa binasının en üst katında boşaltışmış bir salonla karşılaşmış ve daha sonra küçük bir odada, onu çalışırken bulmuştum. Bu yüzden bu son yapılan genel kurul ile çalışmaların başladığını kabul etmemiz gerekiyor.
Yeni bir dönem ve umutlar…
Yeni bir dönemin başlangıcında, gördüğüm kadarıyla, sivil toplum gönüllülerinde, heyecanlı bir bekleyiş var. Kent konseyimizin koordinatörlüğünde, geçen dönem yaşanan zafiyetlerin giderilerek, yeniden dayanışmayla, sivil toplum çalışmalarının hız kazanacağı, erk sahipleriyle yeni bir yönetişim anlayışıyla yaşadığımız şehrin ve ülkemizin kalkınmasına katkı sağlanacağı duygusu bizde filizlenmeye başladı. Sivil toplum olarak dosyalarımıza bakınca gördük ki,onca proje taslağımız birikmiş ve ülkemiz ile Adanamıza katkı için bekliyorlar. Sadece bizim derneğimizin değil, birçok STK’nın fikir ve proje havuzu, birikmiştir diye düşünüyorum.
Güncel hedefler bölümünde, daha önce yazdığım ve kent konseyi başkanımıza verdiğim notlardan önem verdiğimiz başlıklar var.
İklim değişikliği, biyo çeşitliliğin korunması ve çevre konuları, hassasiyetle üzerinde durduğumuz konulardan bazıları. ‘Yeşil belediyecilik’ - ‘Eko belediyecilik’ ve ‘Doğa dostu belediyecilik’ başlıklarıyla gündeme gelen Yerel Gündem 21 hedeflerini de içine alan anlayışlarının, kentimizin yaşam kültürüne kazandırılması da, önemli bir çalışma başlığı olmalı diye düşünüyorum.
Konuşmacılardan, Çukuova Kent konseyi başkanının iklim değişikliği konusuna değinmesi ve bu konuda farkındalığın sağlanması adına çalışılması söylemi, bence önemliydi. Bu konu da neler yapabiliriz diye, görüşmek üzere kendisini aramaya karar verdim.
Konuşmamda uzun süredir düşündüğüm,Kent Konseyi Meclislerine artı bir öneri olarak, ‘Kent Bilgeleri Meclisi’ kurulmasının şehrimize katkı koyacağını düşünüyorum. Kent bilgesi olma kriterleri üzerinde çalışıp, oluşacak meclisin, en az yılda bir kere toplanması ve topluma mesajlarını vermeleri, atladığımız birçok konuyu, geçmiş deneyimlerden istifade ederek, ıskalamadan kazanmamızı sağlayabilir diye düşğnerek bu öneriyi yaptım. Aynı zamanda kent erkleriyle, gençlik meclisi ve kent konseyinin diğer unsurlarının, Kent bilgeleriyle bir araya geldiği, bir ortam oluşturulması, geçmiş birikimlerle, geleceğimizin genç beyinlerine ışık tutacak, deneyimler bu sayede aktarılabilir.
Konuşmacılardan Elektrik mühendisleri odası başkanı, hazırlanan katalogda ‘Enerji’ konusuna değinilmediğini söyledi. Bizim notlarımız arasında da,’ Yenilenebilir Güneş enerjisinden elektrik üretimi’ konusunun, yaşadığımız kentin doğal şartları açısından, kentimize kazandırılması için çalışmalar yapılması öncelikli önerimizdi. Bu konunun bir numaralı çalışma konusu olması gerektiğini düşünüyorum. Ülkemizin ekonomik şartları ve enerjiye ödediği bedeller, toplumun önemli bir kesiminin belini büküyor. Neden Adana Güneş enerjisinden elektrik üretiminin merkezi olmasın? Bu teknolojiler için üniversitelerimizle ortak bir Ar-Ge çalışması yapılmasın?
Notlarımda çok sayıda birikmiş konu başlığı var…
Bu başlıkları çalışma gruplarının oluşmasıyla değerlendirmek gerekiyor. Benim tolantıyla birlikte dikkatimi çeken birkaç konuya değinerek yazımı sürdürmek istiyorum.
Kent konseyinin güven kaybettiği yıllar var. Yeni bir başlangıç yaparken, bu güven kaybının onarılması çok önemli bir konu başlığı olmalı diye düşünüyorum. Kent konseyi gönüllülük esasıyla katılımlara açık olması, beraberinde hassasiyetleri de barındıryor. Kent konseyi yaptığı çalışmalarla, o kentin her köşesinden süzülen fikirleri, birikimleri sentezleyip, kent erklerinin önüne koyarken, bu çalışmaların göz ardı edilmesi, yeni güven kayıplarına sebep olması tehlikesini taşıyor. Bu nedenle kamu oyunun oluşturulması için işin iletişim ve medya desteğinin çok önemle ele alınması Kent konseyinin birincil görevi olmaılıdır.
İnsan odaklı bakış ve toplumumuzun erozyona uğratılmış değerlerinin, yeniden ihya edilmesi önceliklerimiz olamaz mı?
Kentlerin dönüşümü konuşulurken, sadece binaların dönüşümünün yeterli olamyacağını bilerek, kültür erozyonu ve göçlerle gelenlerin kente uyumunun sağlanamamasının getireceği tehlikelrin farkında olunması, Kent konseyi açısından öncelikli konulardan olmalıdır. Buradan bakınca, bu yeni başlangıçta, önceliklerin bir stratejik planla çalışılması ve kamu oyuyla paylaşılması, kırılganlıkların önüne geçer diye düşünüyorum.
Adana Kent konseyi aracılığıyla,sivil toplumla, yerel yönetimleri bir araya getirerek, ‘Yerel Yönetişimin’ başarılı örneklerini verebilir. Yaşadığımız kentin ve ülkemizin bu modele ihtiyacı var diye düşünüyorum. Bu sayede, erk kullanan yöneticilerimiz de yalnız kalmayacak, yerel ortakların, çözümün bir parçası olmasıyla, sivil toplum örgütlerinin fikirlerinden yararlanarak, sürdürülebilir bir kalkınma amacına, kolayca yürüyebilecektir.
Çalışma gurupları,çok önem taşıyor. Kentin sorunlarının önceliklerine göre ve kaynağı içinde olan projelerin ivedilikle ele alınmasıyla, ayrıca kentin ortak katılımıyla, başarılı projeler ortaya çıkacaktır. Ortaya çıkacak projeleri uygulama konusunda Adana ilimizde yeterliliği olan insan sayımız, eskisine oranla artmıştır. Deneyimi olanlarla, yetenekli gençlerimizi bu projelerde bir araya getirip, gelecek adına sürdürülebilir, kazanımlar sağlanabilir.
Burada en önemli nokta, Çalışma gruplarında gönüllü olarak bir araya gelenlerin, sadece lafazanlık yaparak, birilerine yapılsın diye havale ettikleri bir durum içinde olmalarının önlenebilmesi meselesidir. Fikir platformlarında oluşan projelerin, uygulanması adına kurumsal yapılarında planlanması gerekir.
Adanamız, göçlerle oluşmuş zengin bir kültür kazanıdır. Bu nedenle ülkemiz için kültürel ve farklı etnik yapıların, kaynaşmasına örnek bir kent olma özelliği vardır. Kent konseyi çalışmaları, kaybetmeye başladığımız, Adana ilinin ‘Adanalılık ruhu’ da denilen, bu muhteşem yapısını, yeniden ortaya çıkaracaktır diye umuyorum.
Bu vesileyle, Kent Konseyimizin, başkan, genel sekreter ve çalışma arkadaşlarına, başarılar diliyorum.