Kemal Türkleri anmak 

26/07/2022 19:24 811

Bir İstanbul seyahatimde Diskte çalışan arkadaşlarımı ziyarete gitmiştim. Disk binasına girince emeğin ve emekçinin insanı saran havasıyla karşılaşmıştım. Duvardaki fotoğraflara bakınca, emekçiye reva görülen acılar ve onların gururlu mücadelesinin donmuş karelerini görmüştüm.

   Bu hava ve donmuş kareler beni yıllar öncesine, yani Türkiye Maden-iş sendikasında işe başladığım 1971 yılına götürdü. Sanki işte çalışıyormuş gibi değil, işçi sınıfının yüksekokulunda okuyormuş gibiydik. İşte bu okulun lideri, öğretmeni, işçi sınıfının çağdaş düzeyde sendikal haklara kavuşması mücadelesinin önderi, Kemal Türklerdi.

   Disk binasına gittiğimde onun sevgili eşiyle karşılaşmamız, kucaklaşmamız gerçekten çok hoş bir sürpriz olmuştu. Sadece emeğin ve emekçinin örgütlenmesi ve onların çağdaş dünya ölçeğindeki sendikal haklara kavuşması için hayatı boyunca mücadele etmiş, bu uğurda 22 Temmuz 1980 yılında katledilmiş bir işçi liderinin, acılarını içinde saklayıp dimdik ayakta durmayı başaran bir eşti o.

   Kaybettiğimiz öğretmenimiz Kemal Türkler ’in eşi ile kucaklaşmak, gerçekten beni çok duygulandırmıştı. Kendisine Allah’tan rahmet diliyorum. Ruhu şad olsun.

İşçilere benden selam söyle…

   Bende hayatını sürekli çalışarak, emekçi olarak yaşamış bir insanım.  Bu evinin önünde katledilen Kemal Türkler ‘in selamını onun ölüm yıl dönümünde, rahmetle ve anısına saygıyla alıyorum.

   Bir yaşam. Sonu katledilmek olan, içi dopdolu bir yaşam.

1926 yılında, oduncu Hikmet’in oğlu olarak başlayan ve Türkiye’nin sendikal hareketinin öncü bir lideri olarak, yaşamını 22 Temmuz 1980 yılında feda eden bir insanın, yaşam öyküsünü belgeselinden izledim.

   Daha sonra 12 Eylül döneminde kapatılan DİSK’in yeniden açıldıktan sonra gerçekleştirdiği 40. yıl kutlamalarını izledim.

   Yıllar öncesinin Türkiye’sinden bu güne yaşadığımız olaylar, sanki bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçti.

Neden bu acılar yaşatılmıştı bu ülkeye?

Kimler neden oynamıştı bu ülke ve insanıyla?

Çağdaş ülkelerde en tabi olan hakları bile, bu ülkenin insanları isteyince, neden katledildiler?

  Aklıma binlerce soru geliyor. Ülkenin başında bulunanlar, kendi ülkesinin insanlarına sahip çıkma yerine düşmanca davranınca, işte bunlar yaşanmıştı.

   Videosunu izlediğim DİSK’in 40. yılı kutlamalarındaki türküler, ne kadar da hüzün veriyor. Darmadağın edilmiş, hırpalanmış insanların, dimdik ayakta duruşlarını izlemek, emeğe ve emekçiye değer veren insanların, onurlu mücadelesini anmak, acıları ve ruhlarında oluşan çizikleri belki ortadan kaldırmaz ama genç kuşaklara bir örnek olabilir diye düşündüm.

   Bu güne gelince emeği ile yaşamaya çalışan milyonların asgari ücrete mahkûm edilmiş hali ve hala çağdaş düzeyde örgütlü bir toplum olmayışımızın ülkemizi getirdiği yere bakıp üzülüyorum. Benden de selam olsun emeğe ve emekçiye.

Benden de selam olsun bu uğurda kaybettiklerimize.

Kemal Türkleri ölüm yıl dönümü olan 22 Temmuzda rahmetle, saygıyla anıyorum. Ruhu şad olsun.