Cumartesi günü oynanan maçtan sonra anlaşıldı ki Demirspor’un öncelikli hedefi Boluspor’u geçmek olmalı. Çünkü Gençlerbirliği takımı bu ligi rahatlıkla önde bitireceği belli oldu.
Bu anlamda Ümraniye maçı üst sıralar için kaderini belirleyecek ayrıca kendi sahasında kaybettiği maçı telafi etmek anlamında da olmazsa olmaz bir karşılaşma niteliğinde idi.
Demirspor kadro anlamında sezon başından beri genelde oynadığı oyuncular ile maça başladı. Demirspor oyunu kendi sahasında kabul edip kaptığı toplarla hızlı çıkarak pozisyona girmeye çalıştı. Genelde orta saha mücadelesi şeklinde geçen maçta Demirspor ilk değişikliğini 11. Dakikada Kage’nin sakatlanmasıyla yaptı. Bu oyuncunun yerine ise Erdal oyuna girdi.
Ümraniyespor kendi sahasında iyi oynayan maç kaybetmeyen bir takım olarak yarım saatlik süre içinde Demirspor takımının pozisyon vermemiş olması tek sevindirici taraf . Bunla birlikte gol pozisyonuna girememesi de düşündürücü olan diğer taraf.
Maç için güzel bir şeyler yazmak istesem de sergilenen futboldan dolayı her iki taraf içinde iyi cümleler bulmakta zorlandım ilk yarı için.
Derken Demir, ilk organize atağında golü buldu. Golün oluş dakikası itibariyle ikinci yarıya moralli çıkacak olan taraf Demirspor oldu. Umut ettiğim bu moralle bulacağı pozisyonları değerlendirip ikinci yarıyı rahat bir şekilde 3 puan ile bitirir umudu taşıdık. Buna gerçekten ihtiyacı vardı. Ligdeki hedefi anlamında.
İkinci yarı için umutlarımızın yeşerdiği bir golden sonra maçın başı itibariyle yenilen golün açıklamasını gerçekten merak ediyorum. Deplasmanda oynuyorsunuz , öndesiniz fakat karşı karşıya pozisyon veriyorsunuz. Lütfen biri bana bunun açıklamasını yapsın.
Demirspor takımının bu oyuncu profili ile defansını orta sahaya yakın kurması rakip takımda süratli oyuncu varsa her zaman sıkıntı. Bu sıkıntıyı maalesef sezon başından beri çekiyoruz.
Yediği golden sonra Demirspor tekrar oyunu geride kabul etmeye başladı. Hakan hoca kontratağı düşünmüş olacak ki Traore’yi çıkarıp Berk Yıldız’ı oyuna aldı.
Demirspor’un bana göre en büyük sorunlarından biri de elinizde çabuk adamların olduğu bir takımda onlara topu atacak , oyunu yönlendirecek oyuncunun eksikliğidir. Maalesef bu tür oyuncu Demirspor’da sadece Anderson gibi görünüyor. Fakat o da bu haliyle takıma faydadan çok zarar verir.
Traore’nin oyundan çıkmasıyla birlikte orta saha tamamıyla Ümraniye takımının eline geçti. Bu nedenden dolayı Ümraniyespor , Demirspor’un üzerine daha sık gelmeye başladı. İleride de topun kalmaması devamlı atak yiyen takım olan Demirspor için ikinci golü yemesi de içten değildi. Nitekim de ilk golün neredeyse kopyası gibi ikinci golü de kalesinde gördü.
Demirspor takımı açısından hayati bir maç olan Ümraniyespor karşılaşması beklentilerimin çok dışında seyretmesi beni çok şaşırttı. Futbolcular sanki yoğun bir kamp proğramından çıkıp hazırlık maçı oynuyor gibi isteksiz görünmelerine anlam veremedim.
İlerleyen dakikalarda Batuhan’ın da oyuna girmesiyle anlaşıldı ki Demirspor uzun uzun oynayıp gol arama niyeti vardı. Bunu bile yapmayı başaramadı desek yanlış olmaz.
Bu yenilgiden sonra Demirspor’un karar vermesi gereken konu ilk ikinin zor olduğunu kabul edip buna göre hamleler yapması . Düşünülmeli ki bir üst lige çıkmak sadece ligi ilk ikide bitirmekle olmuyor. Diğer seçeneklerde ciddi anlamda düşünülmesi gerekiyor. Bu anlamda lig uzun diyebiliriz. Karalar bağlamaktan ziyade bir an evvel toparlamak için uğraşmalı Demirspor…