Fatih Terim bu topraklarda doğmuş, kendindi geliştirmiş geliştirmiş bugün, Türkiye Cumhuriyeti’nde teknik adam olarak, en büyük başarıları yakalamış bir dünya markası.
Ancak ne zaman kötü sonuçlar alsa, ne zaman farklı çıkışlar yapsa, üzerine çullanırlar ve saldırırlar…
Ama o Fatih Terim hep dik, hep başarılı…
Örnek mi? Aldığı kupalar…
Örnek mi? Aldığı yüklü tazminatın tamamını hayır kurumuna bağışlaması (Ersun Yanal ve diğerleri gibi cukka yapmıyor)…
Korona salgınının tam ortasında, maçların oynatılmasına isyan etti. Hatta isyan eden tek adamdı. Hemen eleştiri yağmuruna tuttular, ama ne eleştiri… Sonra ne oldu, amansız hastalığa yakalandı, günlerce hastanede kaldı… O ne yaptı, hiç kimseye cevap vermedi.
İyileşince cevabı ne oldu, kendi kanını bağışlayacağını ilan etti yani yeni canların kurtulması için… Bu davranışıyla bir kez daha örnek oldu. Aslında, örnek olacak çok işlere imza attı, çok iyilikler yaptı ama yaptığı iyilikleri anlatmayı sevmez.
Ben bu sütunlardan soruyorum;
Adana’dan çıkan bu kadar şöhretli insanlar var, bunların hangisi okul yaptırmış?
O devasa bir okul yaptırdı, yine örnek oldu…
Çok kişi bilmez, yakını olarak iyi bilirim, doğduğu, büyüdüğü şehrin, ne zaman proje anlamında önem arz eden bir konusu olsa soluğu Adana’da almıştır. Adana’da fevkalade sevindirici ve üzücü bir durum olsa, yetkilileri arayıp, ‘bize bir vazife var mı’ diye sormuştur. O yıllarca işiyle evliydi, bu amansız hastalık onu farklı düşüncelere götürdü. İhmal ettiği sevdiklerini hatırlattı.
Duayen gazeteci Ertuğrul Özkök’e, “değişeceğim” dedi “daha çok affedeceğim, daha az üzülmeye çalışacağım”
Özkök “ego” dedi, Terim, “Amerika’dan büyük ego mu var, bak virüs ne hale getirdi, yani artık benim, onun egosunun manası yok. Onun için evet değişeceğim, değişmek zorundayız, işimizi daha iyi yapacağız seveceğiz, ailemize daha çok zaman ayıracağız”
Yaşadığımız şehrin en büyük markalarından olan Fatih Terim, Ertuğrul Özkök’e bu mesajları veriyordu. Peki benim görüştüğüm Ertuğrul Özkök, bana ne mesaj verdi;
“Savaş, son yıllarda dönüşümü en çok olan yazılardan biriydi”
Duayen gazeteci Özkök yazdığı yazıdan mutluydu. Ben de mutlu oldum.
Galatasaray ve milli takımdaki başarılarıyla tüm sporseverleri mutlu etmedi mi? Etti. Tüm ülkeyi sevince boğan mutluluklar yaşatmadı mı? Yaşattı, hem de kaç kez. Sen de mutlu ol imparator.
Canım abim geçmiş olsun.