Bir kitap okurken Turgut Özakman tarafından söylenmiş ‘Hakikate ihanet etmeyelim’ sözüne takılıp kaldım. Gerçi rahmetli Özakman bu sözü yaşanmış tarihle ilgili söylemişti ama ben hayatımızın genelinde bir değerlendirme yapmak istedim.
Sözlükte hakikat “gerçek, sabit ve doğru olmak, gerekmek; bir şeyi gerçekleştirmek” gibi anlamlara gelen Arapçadan ḥaḳḳ kökünden türetilmiş. Türkçe sözlükte anlamı · Bir işin doğrusu, gerçek, asıl, esas, Gerçeklik, Gerçekten manalarına karşılık geliyor.
Bir de ‘İhanet’ ne anlama geliyor diye baktım. İhanet etmek dilimizde hainlik yapmak, aldatmak anlamında kullanılıyor. Evlilikte ya da sevgililikte ihanet etmek sadakatsizlik ya da aldatma anlamında değerlendiriliyor. Gerektiği zaman yardım etmemek ve güven kaybetmek de bir şekilde ihanet etmek anlamında karşılık buluyor
‘Hakikate ihanet etmeyelim’
Hakikate yani Türkçe karşılıklarına bakarak söylersek, işin doğrusuna, aslına, esasına, gerçekliğine ihanet etmeyelim çağrısı bu söylem. Ülkemizde yaşananlara, bu yaşanmışlıklarla ilgi söylemlere baktığımızda hakikate ne kadar kolay ihanet edildiğini görüyoruz. Hakikate kulak asmayan, kolayca ihanet içine giren, gerçekleri çarpıtma peşinde koşan insanlar var. Üstelik bunu yaparak çıkar da elde ediyorlar. İşte ülkemizin sorunu bu hakikate ihanet etme kolaylığı ile bunu önleyecek düzeyde yaptırımın olmaması.
Gerçekle yüzleşmek o kadar zor mu?
Bir türlü kendimiz olamıyoruz. Olmadığımız gibi yaşamaya çalışıyor, kendimizi farklı göstermek için uğraş veriyoruz. Sonra bir an geliyor, boyalarımız dökülüyor ve bu kez öfkelenip cazgırlık yapmaya, karşı tarafa saldırmaya başlıyoruz.
Eğitimde, ekonomide, tarihin yaşanmışlıklarında, hatta dini inançlarda bile hakikate ihanet edilip, geniş insan toplulukları aldatmaya devam ediliyor.
Bizim televizyon kanallarımızda her akşam yorum yapan, her şeyi bilen insanlarımız var.
Hep demagoji, çarpıtma, doğru olmayan istatistikler, geleceğe dair ot tutma, yandaş kayırmacılığı, hak gaspı ile talancılık almış başını gırla gidiyor. Hakikati dile getirmek isteyenlere fırsat vermemek için her türlü oyun yapılıyor. Hatta kimisine zulüm yapılıyor.
İhanet edilemeyen bir hakikat var…
O en büyük hakikat. Onu çoğu zaman unutur ve es geçeriz. Kimisi bilir ama hatırlamak bile istemez. Ne kadar kaçarsan kaç o hakikat seni muhakkak bulur. İnsanlara bu bedenler geçici olarak verilmiş. Zamanı dolduğunda, bedenimizi bırakıp gidiyoruz. İşte bu gerçeğe kayıtsız kalabiliyoruz ama ihanet edemiyoruz. Dünya malı için ihanet edebilirsin. Dostuna, postuna, sever göründüğün her şeye ihanet edebilirsin. Hatta aşk masalıyla kandırıp, daha sonra nefretle, işkence edip öldürerek ihanet edebilirsin ama kazanamazsın. Nedeni, hakikat her zaman canlı kalır. Onu öldüremezsin. Onu gizlediğini sanırsın ama o bir gün mutlaka ortaya çıkar durduramazsın.
Hakikate ihanet edenler kazandığını zannederler. Aslında kazandıkları bir hiçtir. Seni cezalandıracaklardan saklanırsın belki ama ölünceye kadar senin yakanı nefsin bırakmaz. Her an cezalandırır nefsin seni.
Er geç hakikat gösterir kendini ve sen ihanetinle baş başa ölür gidersin.