Gelecekte bir gün gelecek

10/12/2018 05:30 6867

Adana erk kullanıcılarıyla konuşmaya devam ediyoruz. Valimiz, büyükşehir belediye başkanımız, Seyhan ilçe başkanımızla ve Başsavcımızla konuştuk. Bu kez Sarıçam belediye başkanımız Sayın Bilal Uludağ ile bir araya geldik.

Sarıçam deyince…

İlk aklıma gelen bilhassa çocukluğumuzda gittiğimiz piknik alanı geliyor aklıma. Sarıçamda 36 mahalle köyden dönüşerekoluşurken, beş belde birleşerek bir ilçe haline gelmiş. Yani doğa ve yeşil alanlar söz konusu ve Adana için yeni bir şans olarak görülen bir yer burası. Yeni bir şans değince, boş alanların planlanırken kolaylığı açısından, yeni bir şans getiriyor. Planlı şehir özlemini, bu ilçemizde kazabiliriz diye düşündük hepimiz.

Sarıçam ilçemiz biraz uzak gibi görünse de, iki devlet üniversitemizi içinde barındırıyor. Sadece Çukurova üniversitesinde yaklaşık 55 bin öğrenci var. Bilim ve teknoloji üniversitesi de katıldığında ortaya önemli bir öğrenci ve kültür şehri olma şansı olduğu çıkıyor.

Adana için yapılan yeni stadyum da, en önemlisi Organize sanayimiz de yine Sarıçam ilçemiz sınırları içinde.

Adana-Sofulu çöp döküm alanı da burada…

Şehir plansız olunca, geçmişte uzak olarak düşünülen yerler, bu gün şehrin gelişim alanına dönüşüyor. İşte geçmişte seçilen çöp alanı, bu gün umut bağladığımız Sarıçam ilçesi için tam bir ayak bağı durumunda oldu. Yaz aylarında kokusu şehrin diğer yerlerine kadar gelen bu çöp alanı, hala daha uygun bir yere kaldırılamadı. Orada yaşayanlar sıkıntılı, sivil toplum örgütleri desteği ile konu gündeme taşınmasına rağmen, hemen yanı başına yapılan Toki konutlarında yaşayanlar çile çekmeye devam ediyor. Bir bakıma 1048 dönüm arazi üzerindeki çöp alanı, değişim sağlanabilse, önemli bir kazanım da yaratabilir. Yüksek bir yerde oluşuşuyla, kentin dışında geniş yeşil alan ve parklar kazanılarak, kullanılabilecek bir yer burası.

Sarıçam ilçe belediyesinin kazanılması büyükşehir belediyesi performansına bağlı…

Adanalı geçmişte hep bahçeli evlerde otururdu. Benim çocukluğumda yaşadığımız ev, hava alanı kavşağının ilerisinde Çamlı durağı denilen yerdeydi. Bahçemizde küçük bir havuzu olan tulumbamız vardı. Dut ağacımız, incir ağacımız ve mandalina - portakal ağaçlarımız olan bahçemiz vardı. Sokaklarımız kışın çamur deryası olurdu ama özgürce çocukluğumuzu yaşadığımız yerlerdi.

Şimdi imar rantları, bir mikrop gibi kentlerimizi hastalıklı hale getiriyor. Bahçeli konut özlemi hala hepimizde var. Yeteri kadar bu tarz imarlı alan olmayınca, olanlar da pahalı yerler haline dönüşüveriyor.

‘Sarıçam ilçemiz bir cazibe merkezi olabilir mi?’ sorusu karşımıza çıktı. Cazibe merkezi olmasının anahtarını, Büyükşehir belediyesi elinde tutuyor. Şehir merkeziyle olan bağlantılar gerçekleşmeden ve toplu ulaşım imkânları sunulmadan, Sarıçam ilçemiz cazibe merkezi olamaz.

Başkan şehrin geleceği ile ilgili 50 yıllık bir bakış açısıyla planlamaların yapıldığını söyledi. Bu planların gerçekleşmesiyle on yıllık bire süre sonunda İlçenin Adana ilinin parlayan yıldızı olacağını söyledi.

Yerel seçime giderken Sarıçam ilçesi sorgulaması…

Esas konu yerel seçimler ve 2014 seçimlerinde MHP adayı Bilal Uludağ 36.932 oy almış. Yani oyların % 47.23 gibi bir oranına ulaşmış. Bu gün kamuoyunda ortaklık görüşmeleri yaptıkları Ak parti, o seçimde adayı Ahmet Zembilci ile 29.519 oy alarak %37.75 gibi bir oran tutturmuş. CHP % 10.45 oranıyla çok gerilerde kalmış. Ayrıca Sarıçam ilçemiz 130 bin olan nüfusunu 170 binlere taşımış.

Bu durum yeni bir dağılım getirebilir mi?

Ak parti-MHP ortaklığı için maya çalma işlemi hala sonuçlanmadı. Maya çalınırsa ve tutarsa, bu maya sadece büyükşehirler için düşünülürse, Sarıçamda nasıl bir durum ortaya çıkar, insan merak ediyor.

Başka bir açıdan bakınca, CHP Sarıçamda iddialı olmasa da, onlarda İYİ parti ile bir maya tutturmaya çalışıyorlar. İYİ parti güçlü bir adayla ortaya çıkarsa, MHP’nin oylarını kendi tarafına çekemez mi?

Üstelik Sarıçam ilçemiz, geliştikçe ilçenin nüfusu ve dolayısıyla seçmen sayısı da artıyor. Bu artış, seçmen görünüşünde de değişimlere sebebiyet veriyor diye düşünüyorum.

Yerel seçimlerde, ülkemizin içine düştüğü ekonomik krizin yansımaları olamayacak mı?

Şöyle bir geçmişe yolculuk yapınca, ülkemizde onca kriz yaşadığımızı görebiliriz. Ekonomik krizlerin, hemen ardına gelen seçimlerde, iktidarda olan partiler muhakkak bir fatura ödemiştir. Hatırlarsanız DSP ile MHP ve ANAP ortaklığında yaşanan kriz sonrası bu üç partide barajın altına itilmişti. Ak parti böyle bir krizin ürünü olarak ülke siyasetine girmişti.

Bu kez farklı olabilir mi?

Bu sorunun cevabını aramaya ve yazmaya devam edeceğiz. Nasıl olsa ‘Gelecekte bir gün gelecek’ değil mi?