Arabesk-siyaset ilişkisi daha sonraki yıllarda da devam etmiş. 2 Haziran 1996 tarihinde Gülhane Parkı Konserlerinde sıra Ferdi Tayfur’daymış. Ferdi Tayfur’u dinleyenler arasında dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan da varmış.
“ŞU AN GÜNÜMÜZDE LAHMACUN KÜLTÜRÜ VAR!”
Arabesk müzik, Özal’lı yıllarda altın çağını yaşarken, daha sonra yaşanan değişimi Hümeyra şöyle anlatmış; “Müzik dünyası maalesef olumsuz yönde değişiyor. Artık günden güne değişen bir umarsızlığın içindeyiz. Lümpen Kültürü sardı her yerimizi. Bu yalnız müzikle değil, normal günlük yaşamda, büyükşehirlerde, her yanda, her şeyi etkilemekte. Çok etkin olmaya başlayan bu değişimle birlikte biz farklı tarzda müzik yapanlar ve düşünenler olarak da azınlıkta kaldık. Her şey biçim değiştiriyor. Bir kere başka kültürlerden geldik ama şu an günümüzde bir lahmacun kültürü var. Eskiden daha mutluyduk, daha umutluyduk.”
***
‘ACISIZ ARABESK’
80’lerin sonuna doğru arabesk de metalaşmış, felekten, kaderden yön değiştirmiş. Arabeskin konusu sevgililer olmuş, aşklar olmuş. 1988 yılında düzenlenen 2. Ulusal Müzik Kongresi’nde arabesk tartışılmış. 2. Ulusal Müzik Kongresi’nden sonra Kültür Bakanlığı tarafından Hakkı Bulut’a ‘Bir acısız arabesk’ şarkı ısmarlanmış. Hakkı Bulut, ‘Seni Kardeşimden Bile Kıskanıyorum’ şarkısını bestelemiş. Artık arabeskte yeni bir dönem açılmış, ‘Acısız Arabesk…’ 90’lı yılların başında yaşanan siyasi ve toplumsal değişimle birlikte artık arabesk de şekil değiştirmiş. Türkiye’de pop kültürü hâkim olmaya başlamış. Pop Kültürü-Arabesk, Arabesk Kültürü-Pop Kültürü haline dönmüş. İşte arabesk müziğinin düşüşü de bu yıllarda başlamış.
Ertem Eğilmez’in son filmi olan ‘Arabesk’ filmi de tam da bu sıralarda yayınlanmış. Filmin başrollerini Şener Şen ve Müjde Ar paylaşıyormuş. Bu filmde sürekli kendini tekrar eden arabesk filmlerinin tipleri Ti’ye alınıyormuş. İşte bu da arabeskin düşüşe geçtiğinin bir habercisiymiş. Arabesteki düşüş ilerdeki yıllarda da hızlanmış. Müslüm Gürses artık rock şarkıları söylemeye başlamış, rockçılar da arabesk söylemeye başlıyormuş. Anlayacağınız arabesk artık sosyeteye de girmiş.
VE… ARABESK YETİM KALIR!
Arabeskin altın çağını yaşadığı zamanlarda bile, arabeskin dört babasının arasına bir kişi daha katılmamış. Yani o babaların sayısı hiç beş olmamış. O babalar, arabeskin altın çağında bile hiçbir zaman yan yana gelmemişler. Bu dört babanın yan yana geldiği tek yer, Bergen’in cenazesi olmuş. Daha sonra Müslüm Gürses hayata veda etmiş. Müslüm Gürses’in rahmetli olmasıyla birlikte arabesk müziği yetim kalmış. Ferdi Tayfur, ‘Hadi Gel Köyümüze Geri Dönelim’ diyerek köşesine çekilmiş. İbrahim Tatlıses talihsiz bir kaza geçirmiş. Orhan Gencebay ise giderek müzikten uzaklaşıp, sağ siyasete yakın bir yere konumlamış kendini.
MÜZİK EVRENSELDİR…
Bir zamanların unutulmaz şarkılarının bestelendiği, özellikle aşk acısının tarifi olarak adlandırılan arabesk, birçok kesime hitap etti. Eskisi gibi olmasa da, günümüzde hâlâ arabesk müziği dinleyen, beğenen çok insan var.
Müzik evrenseldir ve müziğin dini, dili, ırkı yoktur. O yüzden arabesk olsun, pop olsun, rock olsun hiç fark etmez. Yeter ki müziğin içinde yaşadığımız duyguları birlikte paylaşalım. Bu haftaki yazımda ülkemizde arabesk nasıl doğmuş, nerelere kadar gelmiş ve kimlere hitap etmiş sizlerle paylaşmak istedim. Umarım dikkatinizi çekmiş ve beğenmişsinizdir.
KAYNAK: https://www.instagram.com/196.sekiz/