Bu günkü yazımı emeklilere ödenecek bayram ikramiyelerine ayırmak istiyorum. Konunun duygusal, ekonomik ve sosyal yönleri bulunmaktadır. Toplam nüfusumuzun % 15’inini oluşturan yaklaşın on üç milyon emeklinin gözü kulağı, bayram ikramiyelerinde yapılacak artışa kilitlenmiştir. Muhalefetin ikramiye tutarının net asgari ücret olan 4.253 Türk Lirasına yükseltilmesi talebi beklentiyi artırmıştır. Bayram ikramiyesi uygulamasının, ana muhalefet partisinin bir önceki seçim dönemindeki vaatleri arasında yer alınca, iktidar tarafından aceleyle yürürlüğe konduğu hatırlanacaktır. Benzeri rekabetle, ikramiye tutarının net asgari ücret düzeyine çıkarılması, emekliye bayram müjdesi olacaktır.
Konunun her şeyden önce duygusal yanı oldukça ağır basmaktadır. Çocukluğunu ve gençliğini doyasıya yaşayamadan düşük ücretle, son derece konforsuz ortamda, uzun mesai saatleriyle çalışmaya başlayan insanlarımız, hayatlarının en güzel günlerini iş yerinde geçmekte, eşlerine, çocuklarına, anne-babalarına yeterli zaman ayıramamaktadırlar. Bu durumun hiçbir maddi karşılığı yoktur. Ortalama 25-35 yılı bulan çalışma hayatının sonunda, 80-120 bin TL toplu ödeme, 2.500 Türk Lirasından başlayan, ortalama 5.000 Türk Lirası maaş bağlanarak emekli statüsü verilerek bu insanlar, ne yazık ki yaşamının son döneminde yoksulluğa mahkum edilmektedir.
Gençliği giden, sağlık sorunları başlayan emeklilerin büyük çoğunluğunun, bağlanan maaş ile bırakın geçinmeyi, temel gıda harcamalarını bile karşılaması olanaksız hale gelmiştir. Çocuklarının eline bakmayı onuruna yediremeyen emekli, taksi şoförlüğü, gece vardiyası bekçiliği, pazarlarda satıcılık yaparak geçinmeye çalışmaktadır. Bu tablo her şeyden önce vefasızlıktır. Yıllarını ülkesinin ileri gitmesine, gelişmesine harcayan insanların bu duruma düşürülmesi kabul edilebilir değildir. Çok uzun yıllardır süregelen bu durumun değişmesi, emeklilerimizin Avrupa Ülkelerindeki refah düzeyine kavuşması en büyük dileğimizdir.
Bayramlar hala ülkemizdeki insanların en özel günlerinden birisidir. Küçükler büyüklerin ellerini öperek, hayır duasını almaktadır. Özellikle çocuklar için bayramların yeri başkadır. Torunlar anneanne, babaanne ve dedelerinin ellerini öperek “bayram harçlığı” almanın hazzını tatmak istemektedir. Diğer toplumlara örnek olabilecek değerlerimizden birisi olan bayramlarımızın, nesiller boyu sürebilmesi için anneanne, babaanne ve dede konumundaki emeklilerin, gelir düzeyinin bu ritüellerin devamını sağlayacak düzeyde olması gerekir. Bayram ikramiyelerinin en az asgari ücret düzeyine çıkarılması, bunun ilk adımına vesile olacaktır. Ülkemizde kendilerini siyasi yelpazede “milliyetçi muhafazakar” olarak tanımlayan, “dini ve milli değerleri” her şeyin üzerinde tuttuğunu iddia eden bir iktidar bulunmaktadır. Siyasi iktidarın bu iddialarını ispatlama zamanı gelmiştir.
Saygılarımla,