BUNUN ADI NEDİR?

20/06/2022 01:39 990

 

Ege adalarından 20 tanesi 2004 tarihinden beri hiç hakkı olmadığı halde Yunanistan tarafından sürekli silahlandırılmakta ve hatta ülkemize adeta amiyane tabirle nanik yapar gibi işler yapmaktadırlar.

Maalesef, bu konuda birkaç ay öncesine kadar ülke yönetiminden ve resmî ağızlardan ciddi hiçbir tepki göremedik.

Neyseki(!!!!!)

Kısa bir süreden beri ciddi tepki koyma girişimlerini başlattık.

Tamam, sebebi ne olursa olsun, böyle bir konuda ortak noktaya geldik derken bir de baktık ülkemizin yıllarca büyükelçiliğini yapmış emekli bir şahıs ortaya inanılmayacak bir görüş attı.

Bu emekli büyükelçi bakın ne diyor: “Adalar Yunanistan’ındır. Türkiye bunu yıllarca kabul etmiştir. Egemenliği şartlı verilmiştir deniyor. Böyle bir şey yok. Üç milin dışındaki Ege adaları Yunanistan’ındır. Lozan, beğenelim, beğenmeyelim, bu adaları Yunanistan’a vermiştir. Bunu sorgulamak Türkiye’yi mütecaviz duruma düşürür.”     

Çok ilginç değil mi? Bu sözler kimin sözlerine benziyor bir düşünelim? Kim, kiminle gizli ortak acaba? Böyle gizli bir ortaklık hangi amaçlar doğrultusunda yapılır? Bu sözlerin sahibine ne denir? Daha açık söyleyelim: Keşke Yunan kazansaydı diyen ile bu sözler benzemiyor mu?

Yetti mi? Elbette, yetmedi…

Büyük bir Ekonomist(!) olan Ege Cansen, hemen gerçek yüzünü gösterip bakın ne diyor: “Yalım Eralp’in, Türkiye ile Yunanistan arasında neredeyse sıcak çatışma çıkma ihtimalinin belirdiği şu gergin ortamda yaptığı bu açıklamayı, vicdanlı ve yürekli buldum. Kendisini kutlarım. Aydın olmak işte budur. Milletini sevmek ve ona saygı göstermek her şeyden önce ona doğru bilgi vermektir. Son Söz: Aydın, toplumun vicdanıdır; vicdanlı olmak daima azap verir.” Breh, breh, breh… Ne etkileyici(!) yutturmacalar. Vicdan azapmış… 

Yalım Eralp, gelen ağır ithamlar üzerine çark edip şu sözleri söylüyor: “Yunanistan’ın adaları Antlaşmalara aykırı olarak silahlandırdığı da bir gerçektir. Ben, Yunanistan’ı diplomatik yollarla BM nezdinde kusurlu taraf haline getirmeyi öneriyorum.”

Sözlerin özetleri bunlar.

Yaklaşık 30 yıldan beri köşe yazarlığı yapıyorum, 20 yıl da televizyon programcılığı yaptım. Bu işleri yaparken, bir konuya çok önem verdim; mümkün olan ölçüde olumsuz durumlarda isim zikretmemek.

Buna rağmen bugün bu iki ismi üzerine basarak belirtiyorum.

Sonradan söylediği sözlerle Eralp diyor ki; Yunanistan her ne kadar silah kullanıyorsa da biz, çiçek uzatalım. Yaaaa!

Ege Cansen de diyor ki, doğru sadece Eralp’in söylediğidir. Bu dediğime ekonomik değerlendirmelerime inandığınız(!) gibi inanın. Çünkü, o Aydındır ve vicdanlıdır. Güler misin, ağlar mısın…

Bu kişilerin böyle bir zamanda bu sözlerine ne denir?

Neyseki, bu memlekette vatansever, ülke ve millet sevdalıları var da hiçbir küstahlık cevapsız kalmıyor.

Adaların Yunanlılar tarafından haksız bir şekilde silahlandırıldığını ve iskâna açıldığını 20 yıldan beri anlatan bir komutan var: Millî Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri Ümit Yalım.

Yaklaşık 20 yıldan beri adeta tek konusu Ege’deki adaların Yunanistan tarafından işgalini kamuoyuna duyurmaya ve ilgili ve yetkilileri uyarmaya çalışmak olan bu komutan, bu kişilere şöyle cevap veriyor:

“Türkiye’nin Ege’de 3 milin ötesinde egemenlik hakları vardır. Yunanistan’a, Taşoz-Ahikerya arasında bulunan toplam 9 adanın egemenliği değil, sadece kullanım hakkı verilmiştir. Anılan adaların mülkiyeti ve egemenliği ile deniz yetki alanları ve hava sahası Türkiye’ye aittir. 1947 Paris Antlaşması, Lozan Antlaşması’nın 15. Maddesini şekil ve esas bakımından ihlal ettiği için Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi’ne göre Yunanistan’ın Oniki ada üzerinde egemenlik hakkı yoktur. Girit Adası’nın dörtte üçü Türkiye’ye aittir.“

“Türkiye’nin Ege’de 3 milin ötesinde egemenlik hakkı yoktur tezi Yunan tezidir ve bilimsel dayanağı yoktur.”

“Türkiye, Lozan Antlaşması’nın 16. Maddesi ile 3 milin ötesindeki egemenlik haklarını saklı tutmuş ve 4 Ocak 1932 Türk-İtalyan Sözleşmesi ile 3 milin ötesindeki egemenlik haklarını bütün dünyaya bildirmiştir.”

“1923 Lozan Antlaşması ve 1947 Paris Antlaşması ile Yunanistan’a verilmeyen adalar, hem millî haritalarda hem de Lozan Antlaşmasına taraf olan İngiltere ve Paris Antlaşmasına taraf olan ABD tarafından yayınlanan haritalarda Türkiye’ye ait olduğu açıkça gösterilirken, 3 milin dışındaki adalar Yunanistan’a aittir demek tam bir akıl tutulmasıdır.”

“Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin uluslararası antlaşmalardan kaynaklanan haklarına ve vatan topraklarına sahip çıkmak millî bir vazifedir.”

Gerek yukarıda adı geçen iki şahsın, gerekse sayın Ümit Yalım’ın sözlerinden hangisi daha bilimsel? Hangisi daha doğruları söylüyor? Hangisi daha aydın bir insanın sözlerine uyuyor? Hangisinin daha vicdanlı bir insanın sözleri olduğu belli oluyor?

Takdir kamuoyunun.