BUNDA DA BİR HAYIR VARDIR

16/11/2022 21:43 748

 

Günümüz insanı, değerleri çabuk tüketiyor. Gelişmeler, olaylar, hadiseler o kadar hızlı değişiyor ki, bazen bu değişim hızına yetişemiyoruz… Bunlardan biri de, insanların yarın kaygıları, yarın endişeleri… Gerek dünya da ki gelişmeler, gerekse günümüz olayları ve ülkemizde ki olup bitenler, inanç bazında insanın umudunu yitirmesini ve çabuk vazgeçmesini sağlıyor. Bağlılık, sabır, şükür gibi kavramlar, her geçen gün değer erozyonuna uğruyor. Tabii ki bunların arasında en anlamlı olanı ise, insanın yarınlarına güvenememesi ve umudunu yitirmesidir. Bu durumda, insanlar, sabır ve şükür yerine, peşin fikirli oluyor, acele karar veriyor pozisyona geliyor. Oysa Dinimizde bile inanç ve peşin fikirlilik üzerine vahyedilmiş, birçok ayet ve hadis-i şerif var… Buna rağmen, insan yaradılışı itibari ile sabırsız ve aceleci davranıyor. Hatta, çoğunlukla, konuyu bilmeden, anlamadan, fikir yürütüyor, yorum yapıyor, hüküm veriyor. Ki, yapılan en büyük yanlış budur. Mahkeme de  bile hakim karar vermeden, şahitleri dinler, öyle karar verir. Doğrudan kanun şunu emrediyor demez…Ayrıca Kur’an Bakara Suresi 216’ıncı Ayet, bu durumu çok net açıklar… Özetle; ‘’ Sizin hayır bildiğiniz de şer, şer bildiğiniz de hayır’’ vardır der…

İŞTE BUNA GÜZEL BİR ÖRNEK:  

Vardır bunda da bir hayır… Bir zamanlar Afrika’daki bir ülkede, hüküm süren bir kral vardı… Kral, sarayda ki bir hizmetlinin oğlu ile daha çocukluğundan itibaren arkadaşlık eder. Ve arkadaş  olduğu, birlikte büyüdüğü, bu dostunu hiç yanından ayırmazdı… Nereye gitse onu da beraberinde götürürdü. Kralın bu arkadaşının ise, değişik bir huyu vardı. İster kendi başına gelsin, ister başkasının, ister iyi olsun ister kötü, her olay karşısında hep aynı şeyi söylerdi; -“Vardır bunda da bir hayır!” Bir gün kralla arkadaşı birlikte ava çıkarlar...Kralın arkadaşı tüfekleri dolduruyor, krala veriyor, kral da ateş ediyordu... Arkadaşı muhtemelen tüfeklerden birini doldururken, bir yanlışlık yaptı ve kral ateş ederken tüfek geriye doğru patladı ve kralın baş parmağı koptu… Durumu gören arkadaşı, her zamanki sözünü söyledi; -“Vardır bunda da bir hayır!” Kral acı ve öfkeyle bağırdı; -“Bunda bir hayır filan yok, görmüyor musun, baş parmağım koptu?” Ve sonra öfkesi ve kızgınlığı geçmediği için, arkadaşını zindana attırdı.

Bir yıl kadar sonra kral, insan yiyen kabilelerin yaşadığı, aslında uzak durması gereken bir bölgede, birkaç adamıyla birlikte avlanıyordu... Yamyamlar onları ele geçirdiler ve köylerine götürdüler… Ellerini ayaklarını bağladılar ve köyün meydanına odun yığdılar… Sonrada odunların arasına diktikleri direklere (Totemlere) kral ve adamlarını bağladılar… Tam odunları tutuşturmaya geliyorlardı ki ,kralın baş parmağının olmadığını fark ettiler… Bu kabile, batıl inançları sebebiyle, uzuvlarından biri eksik olan insanları yemiyordu... Böyle insanları yedikleri taktirde başlarına kötü olaylar geleceğine inanıyorlardı.. . Bu korkuyla kralı hemen salıverdiler... Diğer adamları ise, pişirip yediler... Sarayına döndüğünde, kurtuluşunun kopuk parmak sayesinde olduğunu anlayan kral, onca yıllık arkadaşına karşı reva gördüğü muameleden dolayı pişman oldu . Hemen zindana koştu arkadaşını  zindandan çıkarttı. Arkadaşına başından geçenleri bir bir anlatır... “Haklıymışsın” dedi” dedi. “Parmağımın kopmasında gerçekten bir hayır varmış. İşte bu yüzden, seni bu kadar uzun bir süre zindanda tuttuğum için özür diliyorum. Yaptığım haksızlık çok kötü bir şeydi.”

-“Hayır” diye karşılık verdi arkadaşı. “Vardır bunda da bir hayır.” -“Ne diyorsun Allah aşkına?’’ diye hayretle bağırdı kral. -“Bir yıl boyunca arkadaşımı zindanda tutmamın neresinde hayır olabilir ?”

-“Ben zindanda olmasaydım, Seninle birlikte avda olurdum, değil mi?”

Ve sonrasını düşünsene…!!!

SON SÖZ:’’ SABIR, BOYUN EĞMEK DEĞİL, MÜCADELE ETMEKTİR.’’ *Hz.Ömer(r.a.)