Gaziantep eski Cumhuriyet Başsavcısı Ünal Arık, okuyunca sizin de şaşırarak "doğru" diyeceğiniz çok önemli bir mail yollamış, dostlarına ve medya mensuplarına.
Hiç bir yorum katmadan sizlerle paylaşmak istiyorum.
***
Aziz dostlarım.
Size bir hatıramı ve tespitimi anlatayım.
Dünya'nın bazı büyük ilkelerinde ve büyük kentlerinde, bir elin parmak sayısı kadar olsa da, 5 yıldızlı otellerde kaldım.
İstisnasız bütün bu otellerin hepsinin odalarında, yatak başı komodin çekmecelerinde bir tane İncil vardı.
İngiltere'de İngilizce İncil, Almanya'da Almanca İncil, İtalya'da İtalyanca İncil vardı ve kitabın birinci sayfasının başında;
"Ey Rab, Kostantina'yı bize iade eyle, yavrularımızı da..." yazıyordu.
Batı Avrupalılar'ın unutamadığı iki tarihi olaydan 'Kostantina'yı anladım da, yavruları ne idi?
Moskova'da Türk'lere yakın bir öğretim üyesi tarih profesörü ile ahbap oldum.
Kendisi dini inancı 'Ortodoks Hristiyan' olan biriydi.
Bu İncil'de yazan son cümlenin ne anlama geldiğini sordum.
Çok bilgili ve samimi bir bilim insanıydı.
Beni kırmadı, cevapladı;
"Hristiyan alemi, belki İstanbul'u kaybetmekten bu kadar rahatsız değildi.
Ama Osmanlı Döneminde uygulanan bu 'devşirme' sistemi ile Hristiyan çocuklarının en gürbüzlerini katırların sırtındaki sepetlere koyup, önce Çanakkale'ye, sonra da Bursa'ya götürdünüz ve sonra da orada sünnet ettirip Müslüman yaptınız.
Çabuk öğrenen ve beyni güçlü olan devşirme çocukları da ENDERUN'a yolladınız.
Orada okusun, bilim öğrensinler diye.
Pazusu güçlü ve kuvvetliyse, onları 'Yeniçeri Ocağı'na gönderdiniz.
İyi savaşmayı, iyi savunmayı öğrensin, sağlam bir asker olsun diye.
Sonra bir savaş zamanında o Yeniçerilere savaş meydanında Hristiyanlara kırdırdınız"
Bu çok uzun bir sohbet oldu.
"Yahu üstat, sen şimdi böyle söyleyince aklıma başka bir şey geldi... Bizim ülkemizdeki FETÖ olayı, yoksa bunun bir rövanşı mı?"
"Evet tam kendisi" dedi.
Gerçekten de 81 vilayetin en seçkin, gürbüz ve zeki çocuklarını seçmişlerdi, Kendi kurdukları özel okullarda eğitmek için.
"Vay anasını" diyebildim.
25 yaş ile 55 yaş arası bir Türk sosyal kuşağının yok edilişi, böyle büyük bir plan, böyle içten, yıkıcı hesaplaşma, bir tarihi intikam almak planıymış meğerse.
Aradan 50 sene geçse de, tamir edilemez bir intikam planıymış.
Fetö liderine Mezopotamya'nın son "Nemrud'u", Anadolu'nun ilk firavunu diyordum.
Sözüm de hayli itibar görmüştü.
Allah bize feraset ve basiret versin, bu tür tuzaklardan hepimizi korusun.
***
Altındaki imza;
Emekli Cumhuriyet Başsavcısı Ünal Arık.