-Bir dokun, bin ah işit.
Böyle olmadı.
Adana Emniyet Müdürü Doğan İnci ile gazetemin -geleneksel sabah kahvaltısın-da bulundum.
Polisler eskiden iri kıyım olurdu.
Görünce, insanoğlunun içinden korku çemberi dönerdi.
Doğan İnci öyle bir değil.
Ufacık, tefecik biri ama işinin ehli.
Masaya ‘bilgi bankası’ klasörü ile oturdu.
-ıh, mıh, demiyor. Sorulan soruları, kendinden emin bir şekilde yanıtlıyor.
Kolay değil, 2 buçuk milyonun asayişinden sorumlu olmak.
Hırlısı, hırsızı bol olan bir kentte yaşıyoruz.
9 Bin polis, 800 küsur bekçi ile 15 ilçenin asayişini sağlıyor.
Türkiye’nin üçüncü atlı polisini kurmuş. Bizi de bu kurumun içinde ağırladı.
Etrafı, yardımcıları ile çevrili değildi. Tek tabanca, karşımızdaydı.
İşini sevince bir de donanımlı olunca, özgüven zirve yapıyor.
Kayıtlarına göre, kentte 200 bin Suriyeli yaşıyormuş. Suç oranı da öyle abartıldığı gibi değilmiş.
% 3,5 civarında imiş. Kayıt altına alınmayan da kalmamış.
***
Bendeniz kestek kuşu;
-Dörtyol ağızındaki trafik keşmekeşliğini, sordum.
-Sorumluluk tam bizde değil. UKOME de, dedi. Ardından ekledi.
-Bir milyon 50 bin ehliyetli ,900 bin tescilli araç var kentte. Yollar eskidi, trafik akışını karşılayamıyor.
Biliyorsunuz, emniyet olarak bizim UKOME’de bir temsilcimiz var. Sorunlar, toplantıda dile getiriliyor.
***
Arkadaşlar, Makaron’u sordular. Soluk almadan ne kadar yakalandığını cevapladı.
Kaçak akaryakıtın kaç litre olduğunu söyledi.
Torbacıların sonunu açıkladı.
Tefecilerin yakalandığını, asayiş berkemalliğinin, dökümünü yaptı.
Adana’da Emniyet Müdürü olarak iki yılı geride bırakmış.
Bizden biri gibi değil ama özlediğimiz, bürokratların başında yer almayı hak etmiş.
Bana kalırsa, 2 yıl daha kalsın ama sanırım günü tamamlamış gibi.
Gidici gibime geliyor.
Neden mi ?
Böyle donanımlı bürokratları Adana’da pek bırakmazlar.
Ya İstanbul ya Ankara’da iyi bir mevkide görürsek şaşırmayalım.
***
Gelelim ikinci sorumuza;
-Eski Emniyet Müdürlüğü binası ne olacak? dediğimde, ‘Senin adın neydi. Sen, Emniyet Müdürlüğü binasını ne zaman gördün? dediğinde, masa da bulunanlarla berber bende şok geçirdim.
-Evet, gördüm bir hafta önce, cevabıma;
-Daha yeni tadil ettik, demez mi ?
Allah’tan imdadıma Savaş Çokduygulu yetişti.
-Efendim, Seyhan Kaymakamlığı’nın karşısındaki yeri söylüyor, dedi.
Derin bir nefes aldı. Mütevazılığına geri döndü.
-Orası artık bizim değil. Valiliğe devredilmiş, dedi.
***
Övgü yazılarını pek beceremem. Hoş, Doğan İnci’nin buna da ihtiyacı yok.
Görevini başarı ile yapıyor mu?
Şimdiye kadar olumsuz bir kelime duymadım.
Benim cümlelerimle terfi alacak da değil.
Gerçekleri de görmek lazım.
Adana emniyeti yukarılara doğru çıkışın son merdivenidir.
Ramazan Er’i de gördü Adana.. Mete Altan’ı da..
Aralarında dağlar kadar fark vardır.
Doğan İnci, bana göre başarı basamaklarını çoktan geçmiş.
Böyle bürokratlara ülkemin öyle çok ihtiyacı var ki..