BORSA İSTANBUL

23/12/2022 02:57 536

 

İstanbul Menkul Kıymetler Borsası, yeni adıyla Borsa İstanbul, kısaca BIST…… Bu günkü yazımın konusunu Borsa İstanbul olarak seçtim. Ekonomi kanallarında Borsa İstanbul’da katılımcı sayısının 3 milyon üç yüz bini geçtiği, borsanın yatırımcılarına bu yıl olağandışı getiri sağladığı sürekli gündemde tutulunca, İlginin ve getirinin rekor kırdığı bu günlerde, artık Borsa ile ilgili bir şeyler yazmamın gerektiğine karar verdim.

Aslına bakılırsa, Türk yatırımcısının borsaya ilgisinin geç kaldığı bile söylenebilir. Bazı ekonomistler, ülkemizin ekonomik gelişmesini Avrupa düzeyine çıkaramamasının nedenlerinden birisi olarak, tasarruf sahiplerinin şirketlere ortak olmakta isteksiz davranmasını göstermektedir. Durum böyle olunca, şirketlerimizin yatırım, üretim ve istihdam için yeterli “öz kaynak” bulamadığı, kredi şeklindeki “yabancı kaynaklar” için çok faiz ödediği, bunun da onların büyümesini, gelişmesini ve karlılığını olumsuz etkilediği bir gerçektir. Ekonomimizin gelişmiş ülkelerdeki kadar büyüklüğe kavuşması için, çok daha fazla şirketimizin, Borsa İstanbul’da hisse senetlerinin işlem görmesi gerekmektedir.

Durum böyle olmakla birlikte; tasarrufu bulunan insanlarımızın yatırım tercihleri vadeli mevduat, altın, döviz, gayrimenkul ve araba şeklinde sıralanmaktadır. Borsa İstanbul, yatırım tercihinde, son yıllara kadar pek düşünülen bir şey değildir. Bunun nedeni, borsanın özellikle küçük yatırımcılar için oldukça “riskli” görülmesidir. Yazımı okuyanların çok değil 2-3 yıl öncesinde, Borsadan kağıt almak istediklerinde, yakınları tarafından şiddetli bir şekilde uyarıldıkları hatırlanacaktır. Bu gün ise borsayı  riskli bulanların, bilgisi olanlara, borsadan hangi kağıtları almalıyım dediği bir döneme geçilmiştir.

Gidişat olması gerektiği gibi olsa da, bu dönem, aynı zamanda ciddi büyük riskleri de içermektedir. Özellikle hiçbir bilgi ve deneyimi olmayan küçük yatırımcıların, sağdan-soldan duyduklarıyla, fiyatı akıl ve mantık dışına çıkacak kadar artan ve bu nedenle çok riskli hale gelen hisselere yatırım yaptıkları görülmektedir. Hiç istememekle birlikte, bu yatırımcıların “büyük maddi kayıp” yaşamaları ihtimali belirmiştir. Böyle bir ihtimalin gerçekleşmesi halinde, borsaya olan “güven” yerle bir olacak, güvenin tekrar kazanılması uzun yıllar alacaktır.

Finansal okur-yazarlığı ve deneyimi olmayan,  birikimleri mevduat, döviz ve altında olan, yaşadığımız enflasyon nedeniyle tasarrufları her geçen gün eriyen yatırımcılar ne yapmalıdır? Bu kesim için Borsa İstanbul bu günler için iyi bir seçenek olarak görülmektedir. Ancak değinilen kesimin küçük birikimlerini, yatırım fonlarında veya Borsada, sağdan-soldan duyduğu bilgilerle değil, “kurumsal yatırım şirketleri” aracılığıyla değerlendirmesi hayati derecede önem arz etmektedir. Sözü edilen kurumlara ödeyecekleri tutarlar, alacakları büyük risklerden kendilerini koruyacaktır. Burada en önemli görev devlete düşmektir. Devletimizin değinilen “yatırım ve danışmanlık” şirketlerini çok sıkı denetlemesi, bunların küçük yatırımcıları suiistimal etmesini kesinlikle önlemesi gerekmektedir.

Saygılarımla,