Biz hep böyleyiz !

14/12/2022 04:35 354

 

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi..

Burada vekillerimiz bulunuyor. 600 kişiler, bizi temsil ediyorlar.

Bugüne kadar yemin törenindeki yemininden sonra etkin olmamış biri, yumruğunu çakıyor diğerine;

Vekil nakavt !

Oturumu yöneten ‘Meryem Meryemti’ türküsünü dinliyor.

Görüntüyü izleyince, kendimi düğün salonunda sandım.

-Meryem Meryemti-

***

Güleriz, ağlanacak halimize deriz ya.. Aynen öyle..

Düğüne gider, piste çıkar, orkestra  ‘Meryem Meryemti’ yi çalarken, bizler şakır şakır oynarız.

Hikayesine geçelim;

Uzun boylu, esmer, derin kara gözleri olan Cemil’in de türküsü.

Kaçakçılıkla geçinen Samandağlı bir Arap’tır Cemil. İhtiyacı oldukça köyün pazarına inip, mallarını satar, alınacak ne varsa alıp dağlarına dönermiş. Pazara indiği günün gecesi baba evinde geceler, sırtı rahat döşek, karnı sıcak aş görürmüş. Bir gün yine pazara indiğinde ince, narin, uzun boyuyla, yazmasının altından dökülen güneş kadar parlak saçlarıyla Meryem’i görmüş. Bir bakışla vurulmuş, bir görmeyle sevmiş Meryem’i.
Meryem’in aşkıyla dağlara sığmayan Cemil, şehre daha fazla iner olmuş. Dedikodular alıp yürümüş, Meryem ve Cemil hiç konuşacak fırsatları olmasa da birbirlerinin olduklarını biliyorlarmış artık. Derken mutluluk tamamına eremeden, kötülük bir Osmanlı zabiti kılığında gelmiş kapılarına. Su taşırken Meryem’i gören zabit, onu istemeye karar vermiş. Meryem’in babası durumu bildiğinden; ‘Kızım sözlüdür’’ deyivermiş.

-Bu sözü bozacaksınız! diye kükreyen zabit kızgınlıkla kışlasına dönmüş.

Şehre indiğinde olanları duyan Cemil anasını alarak ‘Allah’ın emri, peygamberin kavliyle’ istemiş Meryem’ini.

Meryem’in babası kibir etmemiş. Ertesi günden tezi yok gizli saklı düğün hazırlıkları başlamış, üç gün içerisinde düğün kurulmuş. Gel gör ki ağaç ağacın kurdudur. Sebepsiz düşersen bir gün en yakınındakini kolla, çelme takmış mı diye. Haber uçurmuşlar zabite. Zabit deliye dönmüş. Kaçakçılık yaptığını öğrendiği Cemil’in düğününü basmış. Cemil’i yakalama bahanesiyle gelip bir anda Meryem’i atının terkisine atmış. Dörtnala yol alırken zavallı Cemil atlamış atına zabitin peşine düşmüş. Gelinini geri almak için dörtnala at sürerken zabitin adamları göğsünü üç kurşunla dağlamış Cemil’in. Attan düşmemiş ama atı onu dağlarına götürmüş. Bir daha kimse ne Meryem’i, ne zabiti ne de zavallı Cemil’i görmüş. Bu türküyü ondan yakmışlar işte.
-Meryem Meryemti..

Arapçasını değil, Türkçesini söyleleyim hep birlikte;

-meryem, meryem'im. / gözüm meryem'im.
yaralı kalp meryem'i ister. / ah gözüm meryem'i ister.
..ah Meryem. / osmanlı askeri meryem'i aldı.
ah gözüm meryem'i aldı.

***

Yumruğu atan vekilimize ne ceza verildi :

İki oturuma katılmama !

-Bu olayı muhalefet milletvekili yapsaydı ! diye kendinizi sorgulamayın.

Haydi, oynaya devam !

Madem coştuk, rahmetli Özal’ın yaptığını yapalım. Yeni plağı dinleyelim.

-Dere boyu gidelim Naciye'm. / Koyun kuzu güdelim.
İkimizi görmüşler Naciye'm. / Nasıl inkar edelim.

İlimonum portakalım bizde kalalım. / Senin için ısmarladım gelir bakalım.

Sap benden keser benden Naciye'm. /Gitmiyor eser benden.
Keserse Allah keser Naciye'm. / Kim keser seni benden.

İlimonum portakalım bizde kalalım. / Senin için ısmarladım gelir bakalım.

 

Dikkat edin. Kimse kimsenin ayağına basmasın.

Trabzon Kolbastı’ı gibi oynanır.

İki zıplayın, bir dönün.. Bu kıyağımı unutmayın..