Bir Dünya kenti olmak

25/11/2018 20:54 7091

 

Bu toprakların insanları olarak hayalimizde, yaşadığımız şehrin eski görkemli günleri var. Hepimiz biliyoruz ki, Adana zengin ve daha dokunulmamış geniş imkanları olan bir şehir.

Notlarımdaki veriler…

2015 verilerine göre Adana ilinin 2 milyon 200 civarında bir nüfusu var. Şimdi göçlerle gelenleri de göz önüne alırsak daha da artmış olabilir.

Bu nüfusun % 92,1’i şehrin merkezinde yaşıyor. Belde ve köylerde ise % 7,9 oranında insanımız var.

Türkiye nüfus artış oranı binde 13.4 iken, Adana ilinde binde 8.1 düzeyindeartış  olmuş. Yani göçler olmasa nüfus artışında geriliyoruz.

‘Türkiye Ekonomi zirvesi’ toplantılarının bu kez yeri Adana oldu. Bende izledim. Ülkemiz ekonomisi ile ilgili Konuşulanların çoğu gündemde olan ve bildiğimiz konulardı. Benim dikkatimi çeken Adana ile ilgili bazı veriler oldu. Bunlardan biri, konut satışlarının düzeyi Adana ilimizde Türkiye ortalamasının altında olduğu bilgisiydi.

Bir başka veri, Adana ticaretindeki ihracat rakamlarının, Türkiye ortalamasının altında kalarak gerçekleşmiş olmasıydı.İşsizlik verilerinde ise bu kez Adana altta kalmamış. İfade edilen işsizlik oranı 13,7 ile Türkiye ortalamasının üstünde.

Bu verilerden bakınca…

Bütün bu verileri Seyhan belediye başkanımızla yapacağımız toplantı öncesi not etmiştim. Hepsine bir arada bakınca, Adana fotoğrafında sıkıntıların baş veren yönleri açıkça görülüyor.

Nüfusu artışı az olmasına rağmen, işsizlik oranları, yüksek seyrini devam ettiriyor. Konutlar yapılıyor ancak Türkiye ortalamasından daha az satılabiliyor. İhracat yapan Adana firmaları, Türkiye ortalamasının altında kalıyor.

Bütün bunlar iş hayatında cazibenin azaldığını ve Adana ilinden önemli miktarda nitelikli göçün Adana dışına doğru gerçekleştiğini gösteriyor bize. Nitelikli göç verirken, satın alma gücü olmayan insanlar göçle gelmiş Adana’ya.

Adana neden nitelikli göç veriyor?

Bu konu iyice araştırılması gereken bir konu aslında. Ben aklıma gelen bazı noktalara değinmek istiyorum.

Adana uzun süre birçok konuda ihmale uğradı. Bu ihmal neticesinde tarihi ve kültürel değerlerine sahip çıkamadı. Bilhassa büyükşehir belediyesinde yaşanan gel-gitler sonunda, önemli kayıplar yaşandı. Popülist yaklaşımların tuzağında, hem değerlerini erozyona uğrattı, hem de kaynaklarını iyi kullanamadı.

Kentsel vizyonunu, geliştiremedi. Yeni neslin beklentilerini karşılayamayan, onları işsiz bırakan bir kent konumuna düştü. Yirmi dört saat yaşayan bir şehir olması gerekirken, akşamları arabası olanların dışında, ulaşım imkanlarının yetersizliği nedeniyle, evlerine çekilmek zorunda kalan insanların yaşadığı bir kent haline geldi.

İş hayatında gerileyince, bunun yansımaları her şeye oluyor. Markalaşma ve pazarlama konusunda çağın gereklerine yeteri kadar uyamadı Adana.  Kamu-özel sektör ve sivil işbirliğiçabaları, ancak son dönemde biraz olsun başlayabildi.

Göçle gelenleri kentli kültürüne adapte etme konusunda, yeterli bir çabası da olmadı. Adana göçle gelenleri bir zamanlar bağrına basıp, kendi bünyesinde eritebilirken, artık göçle gelenler kendi kültürlerini Adana iline dayatmaya başladılar. Kentsel yayılma konusunda, plansız bir kent ortaya çıktı.

Seyhan ilçemiz Adana ilinin özünü hala taşıyabiliyor mu?

Seyhan belediye başkanımızla konuştuktan sonra, Adana ilimizin tümünü düşünmeye başladık.

Seyhan ilçemiz, köyü olmayan tek ilçemiz. Ancak 96 mahallesi ve 800 bini aşkın nüfusuyla, ilimizin en büyük ilçesi. Yıllar öncesinin Adanası konuşulunca, Seyhan ilçesi içinde kalmak zorundasınızdır..Tarih, kültür ve gastronomi, hepsi bu ilçemizde yer alır. Kent içindeki turizm deyince, yine Seyhan ilçemiz, en önemli konumdadır.

Başkan ‘Kentleri dönüştürmek gerekir’ dedi. Bu dönüşümde, tarih, kültür ve gastronomi ile turizminönemine vurgu yaptı.

Kentsel dönüşüm deyince hemen binaların yenilenmesi konusu ortaya çıkıyor. Bu durum bilhassa Seyhan ilçemizin güney mahalleleri için aslında aciliyet gösteriyordu. Çarpık kentleşmenin her türlü sıkıntısı bu bölgelerde var. Bu bölgelerle ilgili, değerli dostumuz Jeofizik mühendisi Melih Baki’nin uyarıları var.  Adana ilinin yer altı suyunun yükselmesiyle, güney mahallelerinde, birçok evin temellerinde erozyonla oluşan riskler olduğunu ve en ufak bir deprem olması durumunda, ciddi sıkıntılar yaşanabileceğinin uyarısını yapıyor.Bu uyarılar henüz tam karşılık bulmuş değil.

Kentsel dönüşüm nereden başlamalıydı?

Toplantıya gelmeden bir veteriner arkadaşımla sohbet ettik. Konu kentsel dönüşüme gelince ‘Kentsel dönüşüm, güneyden başlaması gerekirken, şehrin daha gelişmiş bölgelerinden başladı’ diye eleştirmişti. Adana ilinin eski mahallelerinde 70-100 yıllık tarihi niteliği olmayan evler var.

Başkan hizmetlerini anlatırken, bitiremediği tek projesinin kentsel dönüşüm çabasıyla giriştiği, Seyhan ilçesinde Barboros ve Bey mahallerini kapsayan ‘Seyhan yeşil vadi evleri’ projejesi olduğunu belirtti. Toplu konut idaresi tarafından proje durdurulmuş.

Seçim dönemine girerken Zeydan Karalar…

Kent meydanı yapımı, kentsel dönüşüm çabaları, Tarihi binaların restorasyonuna/yenilemeye soyunması,meydan çalışmaları sırasında iş hayatını ve dolayısıyla esnafa zarar vermeden çözümlere yönelmesi, dikkatimi çeken konular oldu.

Biraz bizde arada kaldık. Bir ilçe belediye başkanıyla konuşuyorduk, ancak yerel seçimlere giden yolda, başkanın büyükşehir adaylığını sorgulamaya çalışıyorduk. Ama başkan ısrarla, kendisinin aday olmadığını, ancak partisi tarafından böyle bir görev verilirse, severek kabul edeceğini belirtti.

Yerel seçime giderken…

Bu toprakların insanları olarak hayalimizde, yaşadığımız şehrin eski görkemli günleri var. Hepimiz biliyoruz ki, Adana zengin ve daha dokunulmamış geniş imkanları olan bir şehir. Nitelikli göç versek de, onların gönlünün her zaman Adana da olduğunu biliyoruz. Gerçekten ufku açık, küçük düşünmeyen, dürüst,  halkın parasını savurmayan, ilkeli ve Adanalılık ruhunu taşıyan bir başkanla hayalimizin gerçekleşeceğini biliyoruz. Eski cazibesini, günümüz imkanlarıyla katlayıp, yeni bir vizyonla, çocuklarımız için bir dünya kenti hayalimizi gerçekleştirmek, niye olmasın ki?