İçinde bulunduğumuz deprem günlerinde, cenazesi olmadığı için ölümü kabul edilmeyip gaip olanlarla, "öldü" diye kaydı yapıldığı için, yaşadığını kanıtlamak zorunda olanlar var.
Aziz Nesin ustamın "Yaşar ne yaşar, ne yaşamaz" isimli hikayesi, 1977'de yayınlanmıştı.
Neredeyse yarım asır geçti üzerinden.
Tam 46 yıl sonra yeniden yaşanıyor.
Depremzede bir doktor arkadaşımız yazmış.
***
Evet arkadaşlar, yine saçma sapan bir durumla karşı karşıyayım.
Zaten saçma olayların beni bulması konusunda üstüme tanımam.
Aziz Nesin'in "Yaşar ne yaşar ne yaşamaz" romanını bilirsiniz.
Gerçekmiş arkadaşlar, cidden gerçekmiş.
Dün gece bile İnternet Bankacılığından işlem yaptığım bankaya bu sabah giremedim.
Ne yaptım ettim, olmadı.
Yeni şifre almaya çalıştım yine olmadı.
Bankayı aradım "en yakın şubeye gitmelisiniz" dedi.
Dedim "burada şube mube kalmadı"
"Mobil aracımız var" diyerek yerini tarif etti.
Gidip buldum "Meraba, buyurun" dediler.
"Hamfendi, internet bankacılığına giremiyorum"
Kimlik istedi benden, verdim.
Kadın, T.C'mi önündeki bilgisayara, girdi.
Sonra bir bana, bir kimliğime baktı;
"Başka kimliğiniz var mı?" diye sordu.
Ehliyetimi verdim; ona da dikkatlice bakınca;
"Ne oluyor?" diye sordum.
"Başka ne var, kimlik yerine geçebilecek?" dedi.
Önce hastane kimliğimi, sonra kredi kartlarımı serdim önüne.
Ama nafile.
"Valla beyefendi; siz bu T.C.ye göre ölmüşsünüz" demez mi?
"Saçmalamayın" demişim kadının yüzüne.
"Vallahi sistemde öyle görünüyor"
"Peki" dedim, bastım gittim nüfus müdürlüğüne.
Direk müdürün yanına çıktım, kendimi tanıttım.
"Hanımefendi; karşınızda durmama rağmen, kayıtlarınız göre ölmüşüm ben.
Kimliğime bakarken güldü;
"Evet ölmüşsünüz. Bu ayın 7'sinde, yani depremin ertesi günü siz ölmüşsünüz. Dün de Ankara, ölümünüzü onaylamış. Yani sistemden düşmüşsünüz"
"Eee, düzeltin o zaman"
"Ben yapamam"
"Peki kim yapar?"
Müdür beni oturtunca bir savcı arkadaşımı aradım, o da "öğrenir seni ararım" deyince müdire hanım Ankara'yı aradı.
Demişler ki "Dilekçe versin, değerlendirelim"
Sonradan anladım kadarı ile burada bir komisyon kurulacakmış. O komisyon da beni çağıracak, huzurlarında ölmediğimi ispatlayacakmışım.
Ya da mahkeme açmam gerekiyormuş; ölü bir insan nasıl mahkeme açarsa?
Öğleden sonra adliyeye, bir savcının yanına gittim.
Ne yaptık ettik, halledemedik.
Şu an halen yaşadığımı ispatlayamadım.
Hafta sonu girdi araya; yani bu hafta sonunu ölmüş olarak geçireceğim.
Babamın alt soy bilgisine baktım, cidden ölmüşüm.
Kendi e-devletime giremedim; hanımın e-devletinden gördüm.
Ben cidden ölmüşüm ya...
Düzeltince size tekrar bildiririm.
Ne zaman kısmet olursa artık?
Yorum yazarak 5 Ocak Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan 5 Ocak Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler 5 Ocak Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı 5 Ocak Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak 5 Ocak Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan 5 Ocak Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler 5 Ocak Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı 5 Ocak Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.