Mehmet Akif Ersoy diyor ki;
“Aslını gizleyemez insan
Giydiği kaftanlarla
Bilmez ama, kandırır kendini
Söylediği yalanlarla”
Dürüst olmalı, ne kendini, ne de başkalarını kandırmalı. Olduğu gibi görünmeli, göründüğü gibi olmalı.
Atatürk’ün çok beğendiği Tevfik Fikret de şunları söylemiş;
“Güzel düşün, iyi hisset, aldanma
Ne varsa doğruluktadır
Doğruluk şaşar sanma”
Karacaoğlan’ın dedikleri de şu;
“Mecliste arif ol,
Kelamı dinle
El iki söylerse
Sen bir söyle
Elinden geldikçe
İyilik eyle
Hatırdan kopup, yıkıcı olma”
Bunlar çok yerinde nasihatler. İnsanlar azarlanmamalı, dille incitilmemeli, küçük düşürülmemeli.
Büyüklerle ılımlı, eşitlerinizle ihtiyatlı, dostlarınızla samimi, küçüklerinizle yumuşak bir dille konuşun.
İhtiyacı olanlara, her fırsatta karşılık beklemeden iyilik yapın, yardım edin.
Hz. Ömer’in dediği gibi ‘Şiddet göstermeden kuvvetli, zayıflık belirtmeden yumuşak olun’
Ünlü din adamı mutasavvıf, Celvetiye tarikatının kurucusu Aziz Mahmud Hüdayi de, Rabbine şöyle sesleniyor;
Alan sensin,veren sensin,kılan sensin
Ne verdinse o dur, dahi neyimiz var
Hakikat üzere anlayıp, bilen sen
Ne verdinse o dur, daha neyimiz var”
M.Akif Ersoy, Tevfik Fikret,Karacaoğlan,Aziz Mahmud Hüdayi sizlerle kıvanç duyuyorum ve gururlanıyorum.