Avrupa'nın Karanlık Tarihi: Sömürü ve Soykırımlar-2

22/08/2022 20:26 587

Yeni keşfedilen anakaralar, Avrupalılar için yeraltı ve yerüstü kaynaklardan yararlanılacak toprak parçası, o toprağın üstünde yaşayan yerliler de barbar, ilkel, putperest olmaları nedeniyle köle olarak kullanılacak, boyunduruk altına alınacak, boyunduruk altına girmiyorsa öldürülebilecek yaratıklardı. Avrupalı Beyaz Adam ne de olsa onlara ‘Uygarlık’ götürüyordu. Sömürünün en dehşet boyutuyla yaşandığı yerse; 1492 yılında ulaşılan Amerika Kıtasıydı.

Batılıların Amerika Kıtası’nı tamamıyla sömürgeleştirme çabaları, boş bir toprağı işgal etme meselesi değildi. Çünkü bu topraklarda oldukça gelişmiş bir uygarlık kurmuş olan Astek ve İnkalar yaşamaktaydı. Amerika’nın kuzeyinde ise Kızılderililer…

***

“YERLİLERİ ÖLDÜRMEK İÇİN İZNİ DİN ADINA İSTİYORUM!”

Bu kıtayı sömürgeleştirirken sadece yerlileri değil, kültürleri de yok ettiler. Altın ve gümüşe ulaşma hayallerini nihayet Güney Amerika’da gerçeğe dönüştüren Avrupalı yayılmacı ve sömürgecilerin doymak bilmeyen hırsları yüzünden, milyonlarca Kızılderili vahşice soykırıma uğradı. Yerlilerden ve tapınaklardan çalınan altın ve değerli madenler yetmedi. Milyonlarca yerli, madenlerde veya nehirlerde altın çıkarılmasında zorla çalıştırıldı ve kötü çalışma koşulları yüzünden birçoğu öldü. Avrupalı bütün bu katliamları yaparken, bir şekilde yaptıklarını meşrulaştırma yoluna gitmişti. Acımasızca katlettikleri bu insanları, aynadaki kendi görüntülerine bakıp, sırf kendilerine benzemediği için vahşi ve barbar olarak nitelendirerek haklı olduklarını düşündüler. Bu konuda dini kullanmakta da çekinmediler. Nitekim Kristof Kolomb, İspanya hükümdarına hitaben kaleme aldığı yazısında, yerlileri öldürmek için izni din adına istiyordu.

Kolomb; “Umarım İsa Efendimiz, bunlar gibi kalabalık toplulukların dinimize döndürülmesi ve Kiliseye kazandırılması için aynı zamanda Baba’ya, Oğul’a ve Kutsal Ruh’a inanmak istemeyenlerin de yok edilmesi için siz Yüce Efendimiz’in karar vermesine yardım eder.”

Oysaki Kolomb, aynı yerliler için ilk karşılaştıklarında seyir defterine;

“Silahları yok, ne olduğunu da bilmiyorlar.

Hepsi iri yapılı, güzel yüzlü; huyları çok iyi…

Ada halkı pek yumuşak başlı…” diye yazmıştı.

***

İNSANLIĞIN 3/4’Ü SÖMÜRGECİLER TARAFINDAN KATLEDİLDİ!

Yapılan katliamın boyutlarını rakamlara bakarak anlamak mümkündür. Bu dönemde ne kadar insanın katledildiği tartışılmakla birlikte, yapılan araştırmalar katledilen yerlilerin sayısının 100 milyonun üzerinde olduğunu göstermektedir. Yani XV. yüzyılda dünya nüfusunun 400 milyon, Avrupa’nın toplam nüfusunun aşağı yukarı 50 milyon olduğu bir dönemde insanlığın 1/4’i sömürgeciler tarafından katledilmiştir.

Sadece Meksika’da 1500 yılında 25 milyon olan yerli nüfusunun, 1650 yılında 1 milyona düştüğü tespit edilmiştir. Yapılan bu yağma ve soykırım, Avrupa’nın gelişip zenginleşmesini sağladı. Ancak onların bu medeni dünyaları milyonlarca insanın kemikleri üzerine inşa edilmiş oldu. Yok ettikleri insanlardansa geriye hiç bir şey kalmadı. Ne dilleri, ne dinleri, ne de kültürleri…

Sömürgecilik ve yağmacılıkla oluşan zenginliğini medeniyet diye pazarlayan batıyı en güzel tarif eden ve sen busun diyen, İstiklal Marşımızdaki dizeleriyle Mehmet Akif Ersoy olmuştur;

“Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar”

KAYNAK: https://www.youtube.com/c/CavitPancar...