"Bir de, bu gibi harekâtta, az, çok önayak olanlar hakkında memleketimizde malûm olan ahlâksızlık icabı bazı kirli vicdanlı insanların kıylükalinin (oyunlarının) önüne geçmek mümkün değildir. Bu ruh hali her millette de aynıdır. Bu gibi sakıncalara kaşı buraca düşünülen yegâne çare, bizim sarsılmaz bir dayanışmayı samimiyetle saygıdeğer amacımıza yürümekte bir an tereddüt göstermemekliğimizdir. Bendeniz millî yararlarımıza ait ve geniş olan fiil ve harekâtımızda kişisel görüşlerimle değil, bütün saygıdeğer arkadaşlarımın vicdanı ve samimi birliğiyle hareketi tercih ettiğim siz kardeşim tarafından yakından bilinmektedir. Ayrıca bu konuda başkaca yapacağınız ve ileteceğiniz görüşlerinizi ve işaretlerinizi bekler, saygıyla ve samimiyetle gözlerinizden öperim.
Mustafa Kemal"
Bu yazıda, Mustafa Kemal ile Kâzım Karabekir arasında Eylül 1919 tarihinde yapılan bir telgraf haberleşmesinin tüm ayrıntılarını yazdığımız yazı dizisinin sonuncusunu kaleme aldık.
Bu yazı dizisini ve bu konuyu neden ele aldık?
Bu sorunun birden fazla cevabı var, elbette.
Her şeyden önce 1919 yılının Eylül ayı içerisinde, Erzurum ve Sivas Kongrelerinin bitiminden hemen sonra böyle bir haberleşmede kullanılan karşılıklı saygı ifadeleri, karşılıklı üslup, kullanılan dil, karşılıklı samimiyet, karşılıklı özgüvenle yapılan eleştiriler bugün bile hepimize örnek olacak içeriktedir.
Diğer bir neden, Millî Mücadele'nin iki büyük liderinin birbirlerine olan güvenlerinin başarının anahtarı olması özelliği taşımasıdır. Diğer bir ifade ile, kendi nefislerini aşan insanlardan Lider olur ve o Liderlerden de kaçınılmaz olarak başarı geliri göstermek içindir.
Açıklanması gereken bir diğer ve önemli bir neden de, Bu büyük paşaların belirli bir sürecin sonunda aralarında sıkıntı olmasının aslında daha sonraki bir takım gelişmelerden kaynaklandığını göstermektir. Yani, bu büyük Liderler arasında baştan bir güvensizlik, baştan bir uyumsuzluk olsa idi Millî Mücadele'den akıl almaz başarılı sonuç alınamaz idi. Bu yazı dizisinin bu gerçeği apaçık gösterdiğini düşünüyorum.
3 yazıda kaleme aldığımız Mustafa Kemal Ve Kâzım Karabekir haberleşmesinin özetini yaparsak okurlar açısından yararlı olacağını düşünüyorum.
17 Eylül 1919 tarihinde, yani Sivas Kongresi'nin sona ermesinden çok kısa bir süre sonra Kâzım Paşa, Mustafa Kemal Paşa'ya bir telgraf çekerek Kongre adına yayınlanan bildirilerin altındaki imza ile ilgili görüşlerini açıklamıştır. İmzanın Heyet-i Temsiliye (Temsilciler Kurulu) olmasının gerekli olduğunu savunmuştur. Bazan tek başına Mustafa Kemal imzası olduğunu ve bunun yanlış anlamalara neden olacağını savunmuştur. Kâzım Paşa'nın bu görüşlerinin ayrıntıları ilk iki yazımızda vardır ve ilgilenenlerin okumasını tavsiye ederim. Bir ayrıntıyı daha burada belirtmeyi son derece uygun görüyorum. Kâzım Paşa'nın yazısı ellerinizden öperim diye bitmektedir.
Mustafa Kemal Paşa'nın o nazik ve saygı dolu ifadelerle kaleme alınan görüşlere karşı kendi görüşlerini aynı nezaket ve saygı çerçevesinde değerlendirmesi o dönem Türk Milleti adına hareket eden bu büyük lider kadrosunun yapısını, özelliğini, gücünü, yetişme şartlarını vb. göstermesi açısından oldukça önemlidir. Bu cevabın da yazı dizimizin tamamını okuyarak görülmesini naçizane tavsiye ediyorum.
Bu yazı dizimiz burada tamamlanmıştır. İlgilenenlere teşekkür ederim.