Önceki yazımda Sivas Kongresi sonrası 17 Eylül 1919 tarihinde Kâzım KARABEKİR Paşa'nın Mustafa Kemal Paşa'ya gönderdiği bir telgraf ve Mustafa Kemal Paşa'nın verdiği cevabı yazmaya başlamıştık. Tarihî bir belge niteliği taşıyan bu karşılıklı haberleşmenin devamını bugün yazıyoruz.
"Temsilciler Kurulu (Heyet-i Temsiliye) gizli bir çalışma yürüten bir komite olmayıp, hükümetin resmî iznini almış kanunî, meşru bir derneğin temsilcilerinden oluşmuş olması nedeniyle, özel kanuna göre kararlarının ve gönderdiği tebliğlerinin bir sorumlu kişi tarafından imzalanması usulü zaruri görülmüştü. Temsilciler Kurulu'nun tebligat ve yayınlarına genel ve belirsiz bir isim konması suretiyle düşeceği kanunsuz şeklinden dolayı ortaya çıkacak mahzurlar, millî hareketimiz aleyhtarlarının esasen yapmakta oldukları karşı propagandalara, atılan imza yüzünden ilâve edebilecekleri zarar daha fazla görüldü. Netice olarak ortak bir kararla imza atma usulü karar altına alındı. Bu karara rağmen, bu defa ortaya çıkan sen kardeşimin ihtarı üzerine meselenin bir kere daha görüşülmesi gerektiğini Temsilciler Kurulu'na teklif ettim. Evvelce ortaya konmuş olan nedenler ve görüşlere bağlı olarak aynı suretle yazılan şeylerin Temsilciler Kurulu kararıyla olduğu açıkça belirtilmek suretiyle yazılmasına oybirliği ile karar verdiler. Şahsım söz konusu olmak itibariyle bu görüşmede tarafsız kalmayı uygun gördüm. Prensip olarak bir zatın imza etmesi kabul edildikten sonra benim yerime diğer bir zatın imza etmesi söz konusu olu. Bu noktada Kurul'un belirlediği sakıncalar şunlardır: Bütün cihan benim bu işin içinde bulunduğumu bilir. Bugün diğer bir zatın imzasıyla tebligata başlanınca ve benim ismimin ortadan kalkmasıyla ya aramızda bir nifak ve ayrılık olduğuna hükmolunacak veyahut herhangi bir şahıs imzaladığı durumda benim ortaya çıkmaktan çekindiğimi, gayrımeşru bir durumda olduğuma ve bundan dolayı harekâtın gayrımeşru bulunduğu konumuna düşülecektir. Bundan vaz geçerek bütün kurulun itimadını ve güvenini kazanacak bir arkadaşımız imzasıyla ortaya çıkınca bugün benim hakkımda geçerli olan sakınca aynen o arkadaşımızın da hakkında geçerli olacaktır. O halde onun da çekilip diğer birinin imza atmaya başlaması gibi bir sonuç bizim için bir zayıflık olacak olan bir silsile takip etmek gerektir. Bilmem bu durumu ne dereceye kadar tasvip buyurursunuz? Gerçekten bendenizin şahsım, bilhassa işin başlangıcında hedefim taarruz gibi düşünülmüştü. Fakat gerek içeriden ve gerek dışarıdan beklenen taarruzlar ortaya çıkmış, elhâmdülillah tamamen amacımız lehine sonuçlanmıştır. Merkezî hükümet ve kötü niyetliler her girişiminde mağlup olmuştur. Yabancılara gelince; Amerikalılar, Fransızlar ve İngilizlerle pek ciddi temaslar olmuş ve bunların Sivas'a kadar gelen yetkili elemanları lehimizde bizimle iyi ilişkilere girişmişlerdir. Bizim de dahil olduğumuz Kuvay Milliye'nin, bir iki kişinin hareketi eseri olmayıp tamamen millî ve genel bir şekil ve içerikte olduğunu, bilgimiz dahilinde rapor hazırlayan ilgililere bildirmişlerdir."
Devam edecek...