AŞK

07/01/2023 23:29 381

Mutluluk nedenleri içinde önemli bir yer tutar. İlgilerimiz aşırı bir çizgiye varınca aşk adını alır ve en önemli, yoğun ilgimiz o olur. Aşk, Arapça ışık kelimesinden türetilmiştir. Anlamı çok sevk demektir. Bir başka manası da sarmaşık ağacıdır.

Sevgi aşkın ilk basamağıdır. Aşk bir duygular denizidir, acısında bile mutluluk, gözyaşlarında bile haz duyguları saklıdır. Aşık her güzeli bir kat daha güzel, her acıyı bir kat daha acı duyar. Irk, din, düşmanlık hatta yaşam bile önünde silinir, erir gider. Aşk bir duygular denizi demiştik. Bu bazen bir sitemdir ve B. Rahmi Eyüpoğlu sitem şiirinde diyor ki,

Yar yar, seni kara saplı bir bıçak gibi

Sineme sapladılar.

Değirmen misali döner başım

Sevda değil bu bir hışım

Gel gör beni darmadağın

Tel tel çözülüp kalmışım.

Canımın çekirdeğinde diken

Gözümün bebeğinde sitem var

Bazen de kıskançlıkla doludur.

Ey pınar eşme pınar

Yaramı deşme pınar

Sana yârim gelecek

Su ver, söyleşme pınar

derken pınarı bile kıskanır. F. Nafiz Çamlıbel kıskanç şiirinde şöyle söylenir:

Dilerim tanrıdan ki sana açık kucaklar

Bir daha kapanmadan kara toprakla dolsun

Kan tükürsün, adını candan anan dudaklar

Sana benim gözümle bakan gözler kör olsun.

Bazen de bir yalvarıştır. Belki şiirinde İlhan Geçer bakın neleri diliyor:

Düşün garip gecelerini bu şehrin

Düşün yalnızlıklar içinde beni

Hani bir resmim kalmıştı sende

Onu olsun yalnız bırakma beni

Çukurovalı ozan Celal Arabacıoğlu da acılarını şöyle anlatıyor:

Umutların bittiği yerden

Acılar başlamaz mı

Seven ağlamaz mı LARA

Sevdiğini bile söylemeden

Yaşıyorsa ağlamaz mı?

Sıkılgan aşık da dizelerinde diyor ki:

Bir şey var aramızda

Senin bakışlarından belli

Benim yanan yüzümden

Dalıveriyoruz arada bir

İkimizde aynı şeyi düşünüyoruz belkide

Fakat ne kadar saklasak nafile

Bir şey var aramızda

Senin gözlerinde ışıldıyor

Benim dilimin ucunda.

diyor N. Ulvi Akgün Birisi adlı şiirinde. 

Aşk ruhsal açıdan birleştirici, bütünleştirici, iki ayrı varlığın bir olma isteğidir. Başkası için yaşamak, bir başkasını kendi için yaşatmak eğilimidir.

Fizyolojik açıdan, türlerin sürekliliğini sağlayan bir kudrettir aşk. Eflatun’a göre işlediği bir kusur nedeniyle Tanrı tarafından cezalandırılıp, erkek ve kadın diye bölünen insanın o bütünlüğe kavuşma özlemidir aşk.

Aşk, iki ayrı varlıktan bir tek varlık yaratma isteğidir. Aşktaki bu duygu sevgiden farklıdır. Cinseldir, bir kişiye yönelik özel bir sevgidir. Bir olma ve kaynaşma isteğidir. Gençlik çağındaki ilk aşkımızda sevgimizi biraz da biz yaratırız. O en iyisi, en güzelidir. Kusurlarını görmeyiz, onda sadece bulmak, görmek istediklerimizi görürüz.

Güzelliğin on para etmez.

Bu bendeki aşk olmasa

Eğlenecek yer bulaman

Gönlümdeki köşk olmasa

Aşık Veysel bu duyguları ne güzel belirtmiş.

B. Rahmi Eyüpoğlu’nun ‘’aşk gelince cümle eksiklikler biter’’ dizesi ne kadar anlamlı.

Sevgili ve eş seçerken bilinçaltı hayalleri rol oynar. Ana baba imajları, mutsuzluklar gibi. Kişi çok defa eksiğini kapayacak, bütünleyecek birini arar. Bu fiziki açıdan da geçerlidir, ruhsal açıdan da. Düşünürlerin aşka bakış açıları değişiktir. Kendi ruhsal yapılarını yansıtırlar düşüncelerinde. Sartre, aşkı kinin değişik bir şekli olarak kabul eder. Başkasına sahip olma, egemen olma, mal etme isteği olarak yorumlar.

Schopenhauer’a göre, aşkın amacı gelecek kuşakların ortaya çıkmasıdır. Yani bir anlamda aşk, doğanın bireyi aldatmasıdır.

Aşkı, sevgiyi kaybetmemek için dikkatli, gayretli bir ölçüde de bağlayıcı olmalıyız.