Annelerin En Güzeli-2

27/01/2023 07:15 251

 

GENÇ GELİN ARTIK HERKESİN SEVGİLİSİDİR

Kerpiç evlerle çevrili avluda tek tuvalet, tulumbalı su ile barındığı bir ortamdır. Ailenin erkekleri kendi sıkletinde birer namlı kabadayı! Ne kadar bela varsa üzerlerine çeken, sürekli sorun yaşayan ve başları dertten kurtulmayan bir ailedir. Hanımefendiliği, saygısı, terbiyesi ve asaletiyle herkesin gönlünde taht kurmuştur yeni gelin. O dönemde aile geçindirmek, evi çekip çevirmek kolay değildir. Yokluk içinde, kıt kanaat geçinen ailede de gelin olmak kadar zor bir şey yoktur. Ne yokluk, ne bu kadar kalabalık, ne de iş-güç görmemiştir hayatında. Ama buna rağmen kocasına, kayınvalidesine, kayınbiraderlerine ve eltilerle birlikte o kadar çoluk çocuğa karşı saygınlığını ve terbiyesini hiç bozmamıştır. O, kocaman ailenin gülü, prensesi olmuştur. Kaynanasının hayır duasını alan, eltileri ve kayınbiraderleri tarafından gelin değil, bir abla, bir kız kardeş gibi sevilir sayılır.

***

SÜRPRİZ YAPARAK BABA EVİNİ SATIN ALIR

Üçüncü çocuktan sonra aile, kasap dükkânının arka mahallesinde başka bir eve kiraya çıkar. Genç kasap, artık 3 çocuklu bir babadır, hatta dördüncüsü de yoldadır. O dönemde iyi geliri olan, kendi dükkânını işleten, kasaplıkla ilgili diğer işlerle de uğraşan aile reisi işleri yoluna koymuştur. Başka bir semtte dönemin 100 bin lirasına iki katlı ev satın alır. Daha geniş, daha rahat, hem de iki katlı evde oturmak iyi gelecektir aileye. Evin büyüğünün evlilik yaşı gelmiş ve teyzekızı ile evlendirilmiştir. Üst katta onlar, alt katta da diğer aile bireyleri oturur. Daha sonrasında ise Döşeme Mahallesi’nde miras kalan evi de diğer hak sahiplerinin hisselerini alarak satın alır. Eşini çok seven, gösterdiği ilgi, alaka ve hürmete istinaden karısına sürpriz yapan genç kasap, evi onun üstüne yapar. 

Başka bir eve taşındıktan sonra kendi kocaman ailesini kurmuşlardır. 7 çocuk… Dile kolay! Aile artık kocaman bir aile olmuştur. Her fırsatta anne terbiyesi alan çocuklar anne-babasının üzerine titrer. Zaman su gibi geçer ve erkek çocuklar büyümüş, kızlar ise evlilik çağına gelmiştir. Aile, yeni bireyleriyle büyümeye devam eder. Gelinler, damatlar, torunlar derken kendi kaplarına sığmaz olmuşlardır.

***

O ARTIK SÜPER KAHRAMANDIR

Her yerde saygınlığı, cömertliği ile sevilen karı-kocanın evine gelen-giden, misafir, konu komşu eksik olmaz. Koca evi çekip çevirmek nasıl da zordur. Evin hanımı tek başına hepsinin üstesinden gelir ve kimselerin işini beğenmediği için her iş kendine görev bilir. Eksiksiz kusursuz, mükemmel yemekler, evin içi misler gibi. Annenin çocuklarına karşı en büyük silahı ise; ‘Ev terliği!’ Mesafe tanımaksızın, kör kurşun misali atılan terlikler, anlımızın ortasına nasıl olur da gelirdi anlamış değiliz! Yaramazlık yaptığımızda, annemizi kızdırdığımızda kaçılmaz son başımıza gelirdi.

 O kadın, tek başına tepsiler dolusu börekler, tencereler dolusu yemekler, tatlılar ve ev işlerinin yanında, 7 çocuğun sorumluluğu ve gözetiminde tek başına bir süper kahramandır.

İŞTE O GENÇ KIZ…

Ve o kadıncağız artık yaşlandı! Bundan 8 yıl önce gül gibi baktığı, üzerine titrediği, zoraki evlendiği ama iyi ki evlenmişim dediği eşini, hayat arkadaşını, can yoldaşını kaybetti. Ağır travmalar yaşadı. Yaşlılığa bağlı hastalıklarla mücadele ediyor. Haftanın 2 günü iyiyse, 5 günü rahatsızlanıyor. Çok şükür evlatlarının başında, hayatta ve dimdik ayakta...

Siz değerli okurlarımızla siyah-beyaz Yeşilçam filmi gibi bir hayat hikâyesini paylaşmak istedim. Derler ya; kaseti geriye sarın diye. Gerçekten film şeridi gibi gelişen olaylar, acı-tatlı hikâyeler ve gençliğinden itibaren kaleme aldığım koskoca 58 yıla sığan dopdolu bir ömür. Şu an 78 yaşında olan evin prensesi, nazlı çiçeği, sosyetik güzeli, mahallenin gülü o genç kız kimdi peki? İşte o genç kız; Benim annem…