Tarih unutmaz..
-Söz uçar, yazı kalır.
Gençliğimizde moda bir sözcük vardı : DÖNEK..
TDK'ye göre dönek kelimesi anlamı şu şekildedir:
- İnanç ve düşüncesini değiştiren, sözüne güvenilmeyen, caygın, kaypak (kimse), kahpe.
Bugün siyasetimizde, kimin eli kimin cebinde olduğu belli değildir.
Halkımız ünlü (!) siyasetçilerimize bakınca, aşağıdaki cümleyi kuramadan edemiyor.
- Esasen bende kabahat ki sizin gibi dönek insanlarla yola çıkmışım.
***
Geçtiğimiz yıllara bakınca, bunun da örneklemesini EKŞİ Sözlük’e bırakalım;
-Mehmet Barlas değildir..
Engin Ardıç Olamaz..
Gülay Göktürk desem manasız olur..
Hasan Cemal, Oral Çalışlar, Cengiz Çandar, the Altan family ve daha nicelerine de dönek diyemem, diyor Ekşide bir katılımcı. Haksız da değil kendine göre..
Kendisini ‘dönek’ kabul eden birisini tanıtalım. Hem de 24 Aralık 2019’da gazetede haber olmuş, kendisi de yayımlamış.
-Özkök, bugünkü köşe yazısında Emin Çölaşan ile yaşadığı diyalogu aktardı.
Özkök’ün yazısının ilgili kısmı şöyle:
O, bana “Döneksin” diyor ha babam vuruyor, ben de “Evet döneğim ama vurmadan bir dinle” diyorum... Sonunda karşı karşıya geldik ve nihai bir hesaplaşma, pardon helalleşme yaptık.
Bu konuya bir daha döner miyiz bilmiyordum ama Türk medya tarihi için de küçük bir dipnot olur belki...
Ne de olsa 30 yıldır bu ülkenin bazı gazetecileri kendini Tanrı sayıp ötekileri döneklikle suçluyor.
Belki gençlere de “zamanın ruhu”nu anlamak bakımından yardım eder.
EMİN: Görmeyeli nerelerdesin, neler yapıyorsun, hayat nasıl geçiyor.
BEN: Vallahi iyi geçiyor. Sen “Hayatımda hiç dans etmedim” diye övünüyordun. Ben de haftada bir dans dersine gidiyorum. Harmandalı dersine.
E: Zaten dansöz olduğunu kendin söylemiştin.
B: Biliyorsun ben İzmirliyim. Bizde zeybek ve futbol mecburidir.
E: Bir zamanlar solcuydun, sonradan Özalcı oldun. Durmadan dönüyorsun.
B: Ben buna değişim diyorum.
E: Hayır hayatta bazı şeyler var değişmez. Seninki döneklik.
B: Hayır hayatta her şey değişir. Vatikan rahipleri bile değişiyor. Onlar evliliğe karşı oysa o Vatikan’ı kuran San Peter evliydi. 12’nci yüzyıla kadar rahipler evleniyordu. 5’inci yüzyıla kadar melek diye bir şey bilinmiyordu. Aniden ortaya çıktılar. Yani Tanrı bile değişiyor...
E: Hadi yahu Tanrı nasıl değişir...
B: Dinsel metinlere göre Tanrı ne diyor?
E: Ne diyor?
B: “Yolun ve hayatın gerçeğiyim” diyor.
E: E bu kadar değişiyorsa Tanrı’yı nerede bulacağız?
B: Yolda...
E: Bak şu an yine sen değil, o meşhur egon konuşuyor.
B: Dedim ya, ben İzmirliyim. Biliyor musun bir İzmirli nasıl intihar eder?
E: Nasıl?
B: Egosunun tepesine çıkar, kendini oradan aşağı atar.
***
Ne güzel açıklama..
Bizde bir söz vardır :
-Yüzü cıncıkla sıyrılmış..
Özgüveni çok yüksek, kendini kabullenmiş..
Birde kabullenmeyenler var.
Örneğin, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan..
Ablası, Türban eylemcilerinin ilk aktörü değil miydi ?
AKP’nin kurucuları arasında değil miydi ?
Hükümetlerinde Bakanlıklar yapmadı mı ?
Çantadan tavşan çıkaran sihirbaz sanıyor kendisini..
Seçimin ne zaman olacağı belli değil. Kimin kazanacağı belli değil.. Anketlerde alacağı oy % 1 bile değil.. Bakanlıklar istiyormuş !
Özkök ne diyor ?
-İzmirli nasıl intihar eder? Egosunun tepesine çıkar, kendini oradan aşağı atar.
Ali’ye bir koltuk verin, yoksa intihar edebilir !