Ayten Alpman’ın hiç unutamayacak hala dillerde olan ‘Havasına, suyuna, taşına, toprağına, bin can feda bir tek dostuma’ diye başlayan ‘MEMLEKETİM’ şarkısını her gün dinlerim.
Umutlarımı yeşertir,
Adana sevdamı pekiştirir,
Hayallerimi güzelleştirir.
İki dakika kırk beş saniye de olsa hayallerim her Adanalıyı sevindirir. Ama şarkı bitince, hayaller Paris yaşam Adana olunca, az da olsa hüzün kaplıyor içimi.
Bugün gazetemizin manşetinde “Adana bu pastadan pay almalı” başlıklı haberimiz üzüntümü, hüznümü anlatıyor aynı zamanda. Antalya, futbol turizminden 100 milyon Euro bekliyor. Adana ise her şeye sahip olmasına rağmen yatırım olmadığı için avucunu yalıyor. Oysa Adana, hem coğrafik açıdan, hem de meteorolojik açıdan Antalya’yı ikiye katlayabilecek bir kapasiteye sahip. Yatırım olmadığı için güzelim Adana, spor kulüplerinin ilgisini çekemiyor.
Anlayacağınız un var, yağ var, su var ama helva yapacak aşçı yok! Bu kente yatırım yapılmalı. Gerek Kamu gerekse özel sektör, Adana’ya yatırım yapsa, her şey değişecek aslında. İşsizlik sona erer, istihdam tavan yapar, kentte yaşam kalitesi artar.
Bizim asıl sorunumuz nedir biliyor musunuz sevgili hemşehrilerim? Nimetleri fırsata çevirememe sorunumuz var bizim. Sadece futbol takımları değil, salon sporları, su sporları, aklınıza gelebilecek tüm spor branşlarında mücadele eden takımlar için Adana, aslında havasıyla, suyuyla bulunmaz bir nimet.
Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Savaş Çokduygulu, yıllardır her platformda, yazılı ve görsel basında hep söyler. “Adana’da tesis olsa takımlarımız kamp için neden başka şehirlere gitsin ki” der. “Tesis yapılmalı Türkiye’deki diğer takımlar da bu cennet şehri kamp üssü yaparlar, Allah’ım böyle iki tane büyük nehri, bu güzel havayı, başka hangi şehre nasip etmiş ki?” der.
Aynen öyle tesis olsa, Adana Demirspor da, Adanaspor da neden gitsin ki? Bırakın kendi takımlarımızı, başka şehirlerden, hatta başka ülkelerden bile Adana’ya spor kulüpleri akın akın gelirler.
Biz kamp için senelerce neden Kızılcahamam’a, Belek’e, Lara’ya gittik?
20 yıl önce de söylüyordu Savaş Bey, şimdi de söylüyor aynı şeyleri. Demek ki; yüzmede Yenilmez Armada’ların olduğu, Manş Denizi’ni geçen Adanalıların çıktığı, UEFA’da top oynamış takımları olan, efsane futbolcuları olan, Milli Takım’ı dünyaya tanıtan, dünya futbol kulüplerinin peşinden koştuğu teknik adamların yetiştiği, Olimpiyat Şampiyonu güreşçilerin doğduğu bu kentte, spor için kimse taşın altına elini koymuyor.
Ah bir taşın altına ellerini herkes koysa, o zaman Adana, ‘Sporun Başkenti’ olur.
Bu kente katkı koymak bizim asıl vazifemiz gazete olarak.
5 Ocak Gazetesi olarak, kenti yönetenlere, kentin sanayicilerine, kentin iş adamlarına bu kent için iyi olabilecek ne varsa çağrıda bulunuyoruz. Gelin bu güzel memleketi, havasıyla suyuyla, insanıyla Türkiye’nin plakasında olduğu gibi birinci yapalım diyoruz. Adana için Tarımın Başkenti diyoruz ya hep, adını kebabına veren Adana, neden Gastronominin Başkenti olmasın? Şehir hastanelerinin hayata geçirildiği Türkiye’de dört büyük ilden biri olan Adana, neden Sağlık Turizminin Başkenti olmasın? Türkiye’nin ilk karnavalına sahip olan Adana neden Karnavalların Başkenti olmasın? Sadece Saimbeyli’de yaşayan dünyanın en güzel kelebeğine sahip Adana, neden Doğa Turizminin Başkenti olmasın? Dünyanın en eski yerleşim yeri Tepebağ’a sahip Adana, neden Tarih Turizminin Başkenti olmasın? 60’lı yıllardan bu yana yapılan Altın Koza’yı unutmadım tabiki, toprağından nice yazarların, nice sinemacıların, nice edebiyatçıların fışkırdığı Adana, Uluslararası Tiyatro Festivallerinin yapıldığı Adana, neden Sanatın Başkenti olmasın?
Bunca başarının sahibi Adana neden Sporun Başkenti olmasın?
Avrupa'daki takımlar Adana’yı görse bu kentten başka yere gitmezler. Spor turizmi büyük bir endüstri, ama bu endüstriden pay alabilmek için yatırım yapmak gerekiyor. Yatırım yapılırsa Adana, Antalya’dan daha avantajlı duruma gelir. Adana’nın spor turizminin başkenti olmaması için hiçbir neden yok. Bunun için sadece biraz Adanalılık yeter. Haydi Adana’yı yöneten kurmaylarımız, haydi Adanalı iş adamlarımız taşın altına biraz elinizi koyun. Koyun ki bu kent havalara uçsun.
Olmaz mı?
Yorum yazarak 5 Ocak Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan 5 Ocak Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler 5 Ocak Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı 5 Ocak Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak 5 Ocak Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan 5 Ocak Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler 5 Ocak Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı 5 Ocak Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.