24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN

25/11/2022 22:33 677

 

İnsanın eğitiminde, yetişmesinde en önemli dönemlerin ve unsurların en başında aile gelmektedir. Ancak, aileden sonra hemen sırada okul ve aslında öğretmen gelmektedir. Okul deyince arkadaş ve çevre, etkili bir eğitim unsuru olarak görülmekle beraber, asıl olan öğretmen ve onun öğrenici ile ilişkileridir.

Her birimiz geçmişimize baktığımızda, özellikle ilkokul öğretmenimizi hatırlamadan, onun neler yaptığını düşünmeden, konuşmadan geçmişimizi anlatmakta eksiklik hissederiz diye düşünüyorum.

Bu dediklerimi doğru kabul ettiğimizde - ki ben tereddütsüz doğru kabul ediyorum - o zaman her insanın hayatının en önemli parçası öğretmen(ler) olmaktadır.

Öğretmenlik, elbette okul hayatını tamamlayıcı, okul eğitimini yürütücü bir meslek ile sınırlı değildir. Öğretmen, adı üzerinde, öğreten kişidir. Durum böyle olunca, her insana herhangi bir konuyu, işi, bilgiyi vs. öğreten kişi, öğrenen açısından öğretmendir.

Öğrenmenin, insan hayatındaki önemini, öğrenmenin insanın toplumdaki yerine olan katkısını  düşündüğümüzde, öğretmen dediğimiz kişinin ne kadar önemli olduğunu, öğretenin ne kadar kutsal olduğunu görmemek mümkün değildir.

Öğrenmeye bu açıdan baktığımızda, Öğretmenler Günü diye yılda en azından bir gün olsun öğretmenlerimize teşekkürlerimizi sunmanın bir yolunun olmasını son derece doğru, olağan ve gerekli görmelidir.

Bu nedenle dünyada da bir çok ülke ve hatta UNESCO'da da Öğretmenler Günü adında bir gün vardır. Bizim ülkemizde de her yıl 24 Kasım Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır. Bunun nedeni, insanlığın 20. Yüzyıldaki öğretmeni olan Mustafa Kemal ATATÜRK'E 24 Kasım'da Başöğretmenlik unvanı verilmesidir. Bu tarihin ülkemizde Öğretmenler Günü olarak kutlanmasının gerçekleşmesi 1981 yılında olmuştur.

Öğrenmenin ve öğretenin önemini vurgularken, kendi hayatımdan da bazı kesitlerle konuyu daha anlaşılır ve anlatılır duruma getirmeyi uygun görüyorum.

Büyük oğlumuz Oğuzhan, 5 yaşında ilkokula başladı. Okula başladığında okuma yazmayı gayet iyi bir şekilde öğrenmişti. Hem yaş küçük ve hem de okuma yazmayı bildiği için sınıfta farklı bir ortam oluşmasına neden oluyormuş. Rahmetli Muharrem öğretmen, çocuğun durumunu çok iyi değerlendirerek kızma, azarlama yerine çocuğa "haydi oğlum, sen dışarı çık, bahçede biraz gez diye izin verirmiş ya da onu farklı bir şekilde oyalayacak özel bir düzen kurarmış". Biz bu durumu çok uzun yıllar sonra öğrendik.

Öğretmen'i görüyor musunuz? 

Öğretmen olmak, öğretici olmak gerçekten özveri ister, sabır ister, tahammül ister, hoşgörü ister. Öğretmenin, öğreticinin temel görevi öğretmek olduğuna göre bu hasletlere mutlaka sahip olmalı, en azından sahip olmaya gayret etmelidir.

Konu buraya gelmişken bizlere 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü armağan eden Başöğretmenimiz Mustafa Kemal ATATÜRK'ÜN Öğretmenlerle ilgili sözlerini görelim:

"Yeni kuşak, en büyük cumhuriyetçilik dersini bu günkü öğretmenler topluluğundan ve onların yetiştirecekleri öğretmenlerden alacaktır."
"Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden mahrum bir millet, henüz bir millet adını alma yeteneğini kazanamamıştır."
"Unutmayınız ki cumhurbaşkanı bile sınıfta öğretmenden sonra gelir."
"Öğretmenler; Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcilerini, sizler yetiştireceksiniz ve yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır…"

"Memleket evlâdı, her öğrenim aşamasında ekonomik hayatta verimli, etkili ve başarılı olacak surette donatılmalıdır."
"Cumhuriyet sizden "fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür" nesiller ister."
"Dünyanın her tarafında öğretmenler insan topluluğunun en özverili ve saygıdeğer unsurlarıdır."

"öğretmenler! Cumhuriyet, fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek seciyeli muhafızlar ister. Yeni nesli bu nitelik ve kabiliyette yetiştirmek sizin elinizdedir."

Ne Mutlu Öğretenlere, Öğretmenlere!

Ne Mutlu Öğrenenlere!