İnsanın doğal yapısı yeni olan her şeyi merak etmesi üzerine kurgulanmıştır. Dolayısı ile birkaç gün sonra gireceğimiz 2023 yılında nelerin olacağını herkes az veya çok ama mutlaka merak etmektedir. Bu yüzden, muhafazakar kesimin falcı-hocaları, muhafazakar olmayan kesimin ise astrologları, 2023 yılında olmasını beklediği olayları, kendi mahallelerine on beş gündür anlatmaktadır. Canlılara özgü “merak” duygusunun insandaki özel hali, aslına bakılırsa “beklentiden” başka bir şey değildir. Bazen istemediğimiz halde kötü şeyleri de beklediğimiz olsa da çoğunlukla iyi şeyleri bekleriz.
2023 yılında en çok olmasını istediğimiz şeyin enflasyonun düşmesi, hayat pahalılığının azalması olduğunu söyler isek, yanlış bir şey söylemiş olmayız diye düşünüyorum. 2022 yılına ne yazık ki ülkemizin tarihinde eşi benzeri olmayan enflasyon artışı ve onun getirdiği hayat pahalılığı damgasını vurmuştur. Başta gıda maddeleri olmak üzere her türlü mal ve hizmetlerin fiyatları akıllara durgunluk verecek oranlarda artmıştır. Bu durum da doğal olarak geçim sıkıntısı çeken geniş halk kitlesini olumsuz yönde etkilemiştir. Bu nedenle 2023 yılından ilk beklediğimiz-istediğimiz şey, enflasyonun düşmesi, hayat pahalılığının durmasıdır.
Enflasyon ve onun getirdiği hayat pahalılığından sonra toplumumuzun en büyük sorunu “işsizliktir.” Genel işsizlik oranı % 10-12 civarında seyretse de, genç işsizliğin % 25-30 bandında olduğu her ay TÜİK tarafından açıklamalardan anlaşılmaktadır. Çok sayıda insanımızın, iş bulma ümidini yitirmesi nedeniyle iş aramaktan vazgeçmesi üzerine, yukarıda verdiğim oranlarda yer almadığı düşünülürse, sorunun görülenden daha büyük olduğu kabul edilecektir. Bu konunun bir diğer üzücü yanı, ülkemizin istikbali olan genç doktor, mühendis, akademisyen, iktisat ve işletme mezunlarının, daha iyi gelecek umuduyla ülkemizi terk etmesidir. Beka sorunu Türkiye’de sıklıkla gündeme getirilmektedir. Nelerin beka sorunu olduğu tartışılsa da, bana göre ülkemizin gerçek beka soru bu “beyin göçüdür.” 2023 yılında işsizlik sorununun çözülerek, beyin göçünün önlenmesi en büyük beklentilerimizden birisidir.
1980 yılından başlayan İRAN-IRAK harbi, hemen akabinde Irak’ın Kuveyt’e saldırısı ve Amerika’nın Irak’ı işgali ile sonuçlanan birinci ve ikinci körfez savaşları, Suriye’de altı yıl önce başlayan çatışmalar, Libya’da Kaddafi’nin devrilmesi ve en kötüsü Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması….. Etrafımızda son kırk yıldır çatışma ve savaşlar hiç eksik olmamıştır. Olayın insani boyutu bir yana, bölge ülkelerinin kaynaklarını, sözü edilen çatışma ve savaşlar yok etmiş, ekonomilerinin gelişmesi engellemiştir. Ülkemiz ekonomisi de bu çatışma ve savaşlardan oldukça olumsuz etkilenmiştir. Dolayısıyla, 2023 yılında bölgemizdeki çatışma ve savaşların son bulması en acil dileğimizdir.
Küresel ısınma, çevre felaketi ve azalan yağışlar, tüm dünyanın en acil çözüm bekleyen sorunlarından birisidir. Özellikle gıda fiyatlarının bu kadar aşırı yükselmesinde küresel ısınmanın getirdiği kuraklığın payı yadsınamaz. Türkiye’nin doğum ve dış göç ile nüfusu hızla artmaktadır. Bu yüzden, ülkemiz her yıl düzenli olarak gıda üretimini artırmak zorundadır. Küresel ısınmanın getireceği kuraklık veya çevre felaketinin en fazla etkileyeceği ülkelerden birisi ne yazık ki Türkiye olacaktır. Tarımsal üretimimizin azalması ülkemizi ciddi anlamda sıkıntıya sokacaktır. İstemediğimiz bu kötü senaryonun olmaması için küresel ısınmanın ivedilikle durdurulması en önde gelen isteğimizdir.
İnsan yaradılışı gereği çok şey ister. Bunları bir gazetenin köşe yazısına sığdırmak mümkün değildir. Ben kendi açımdan, öncelik sıralamama göre ortak olduğunu düşündüğüm istekleri sıraladım. Sizler bunlara gönlünüzce ilaveler yapabilirsiniz. Bu duygu ve düşüncelerle herkesin yeni yılını kutlar, sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir yıl geçirmesini dilerim.
Saygılarımla,