2018 KÜRESEL FİNANS KRİZİNİN ENFLASYONA ETKİSİ VE ÇÖZÜMLER

16/12/2022 22:31 520

                          

Krizin en önemli etkisi ülkelerin para piyasalarında yaşanmıştır. Başta ABD olmak üzere tüm ülkelerin Merkez Bankaları, hiçbir kurala bağlı kalmaksızın, devasa miktarlarda “karşılıksız” para basmışlardır. Bunun ileride başta enflasyon olmak üzere bir sürü problem yaratacağı dikkate alınmamıştır. İlk düşünülen bu büyük krizin en kısa sürede hafif şekilde atlatılması olmuştur.

Karşılıksız para basma ile eş zamanlı olarak faiz oranları tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar düşürülmüştür. Bazı ülkelerde oranlar sıfıra, hatta eksi 0,25’e kadar gerilemiştir. 2022 yılı ile birlikte basılan karşılıksız paralar ve eksi 0,25’e kadar inen faizler, ekonomideki ana kuralı harekete geçirmiş, enflasyonun gelişmiş ülkelerde % 10’a, ülkemizin de içerisinde olduğu az gelişmiş ülkelerde % 190’a kadar yükselmesine neden olmuştur. Bu günlerde, ülkemizde ve dünyada, enflasyonun tepe noktaya ulaşıp ulaşmadığı tartışılmaktadır.

Gelişmeler ve genel beklenti, yukarıda izah edildiği gibi olmakla birlikte, ülkemizin enflasyon ile mücadelesi, dünyanın geri kalanından ayrışmaktadır. Bilindiği üzere, az gelişmiş ülkeler dahil olmak üzere tüm dünyada faiz oranları kademeli olarak artırılmaktadır. A.B.D, Avrupa, Japonya, Rusya, Çin gibi ülkelerde son yüzyılda görülmeyen faiz oranlarına ulaşılmıştır. Buna karşın, Türkiye’de faiz oranları sürekli indirilmiştir. Türkiye tüm dünyanın uyguladığı “para politikasının” tam aksini uygulamayı seçmiştir. Bu durumu “faiz neden, enflasyon sonuç” ve dini bir terim olan “nass var nass” şeklinde sloganlaştırmıştır.

Uygulamaların sonuçlarına bakacak olursak; ülkemizde faiz oranlarının indirilmeye başlamasıyla enflasyon oranları adeta çıldırmıştır. TÜİK verilerine göre % 85’e, ENAG verilerine göre ise % 183’e tırmanmıştır. Önümüzdeki aylarda ne olacağı belirsizliğini korumaktadır. A.B.D. Avrupa ve diğer gelişmiş ülkelerde ise enflasyonun zirve yaptığı, gelecek aylarda düşüşe geçeceği beklentisi ile faiz artışlarına ara verilmesi ciddi olarak tartışılmaktadır. Türkiye’nin bu günlerde faiz indirimlerine ara verdiği, önümüzdeki yıl gelişmelere bakarak hareket edeceği anlaşılmaktadır.

Enflasyon dünyadaki tüm ülkelerin bir numaralı sorunudur. Az gelişmiş ülkelerde ise daha büyük sorundur. Çünkü, enflasyonun özellikle dar gelirliler üzerindeki ekonomik, sosyal ve psikolojik tahribatı korkunçtur. Uzun sürmesi halinde sosyal problemleri içinden çıkılamaz hale getirmektedir.  Siyasi iktidarların sonunu hazırlaması ise siyasi sonucudur. İktidara mensup bir milletvekilinin “boş tencerenin deviremeyeceği iktidar yoktur” sözü olayı gayet güzel özetlemiştir.

Dolayısıyla, siyasi iktidarın önümüzdeki seçimi kazanabilmesi için fiyat artışlarının önüne geçmesi hayati derecede önemlidir. Bu konuda neler yapması gerektiğine gelince; öncelikle enflasyonu gerçeğe uygun hesaplaması, bulunan oranının 3-5 puan üzerinde olacak şekilde faiz oranlarını belirlemesi, kendi sloganı olan “yerli ve milli” üretime önem vererek, her alanda ihtiyacı karşılayacak kadar üretim yapılmasını sağlaması, bütçe açığına yer vermemesi, ülke kaynaklarının dini ve siyasi gruplar yerine üretici kesimlere aktarılması, kesinlikle israfa izin vermemesi gerekmektedir. Bu saydıklarımın yapması halinde enflasyonun gerçekten düşeceği görülecektir.

Saygılarımla,