**Adana’da sıcaklıklar gün geçtikçe artmaya devam ederken her yıl gündeme gelen açıkta satılan gıdalar önemli bir sorun oluşturuyor. Sıcaklık ve diğer faktörlerle birlikte özellikle tavuk etinin bozulma süresi diğer ürünlere göre daha kısa.
**Gıda ile ilgili problemlerin mevsimsel olmadığını, bütün dönemleri ve mevsimleri kapsayan gıda risklerinin söz konusu olduğunu kaydeden Adana Gıda Mühendisleri Odası Şube Başkanı Şeyhmus Alparslan, “Tavuk etinin gevşek doku yapısı ve su miktarının yüksek olmasında kaynaklı bozulması en yüksek gıdalardandır” dedi.
Özel Haber-Fotoğraf: Mesut Arslan
ADANA (5 OCAK)- Adana’da hava sıcaklıkları yaz aylarının gelmesiyle beraber yavaş yavaş yükselmeye devam ediyor. Bu durum özellikle gıdaların nasıl muhafaza edilmesi, dışarda tüketilen ürünlerin sağlığı nasıl etkileyebileceği konularını da gündeme getiriyor. Adana gibi kırmızı etin yanında beyaz etin de çok tüketildiği şehirde başta tavuk dönerin sıcaklıkla beraber insan sağlığını nasıl etkileyebileceğini, muhafaza edilmesi gerektiğini ve gıdayla ilgili konularıGıda Mühendisleri Odası Adana Şubesi Başkanı Şehmus Alparslan ile konuştuk.
“MİKROBİYAL TEHDİTLER YAZ AYLARINDA ARTIŞ GÖSTERİYOR”
Gıda ile ilgili problemlerin mevsimsel olmadığını, bütün dönemleri ve mevsimleri kapsayan gıda risklerinin söz konusu olduğunu kaydeden Alparslan, “ Gıdalarda risk analizleri yaparken fiziksel, kimyasal, mikrobiyolojik tehditleri değerlendiririz. Esasta bu 3 temel grup tehdidin önemli bir kısmını mikrobiyal tehditler oluşturuyor ve konumuz itibariyle mikrobiyal tehditler yaz aylarında artış gösteriyor” dedi.
Mikrobiyal risklerin Adana’da gıdalarda görünme riskinin daha fazla olduğunu vurgulayan Alparslan, sıcaklık değişim farkının bulunduğumuz coğrafyada fazla olmadığını belirtti. Yaz aylarındaki sıcaklık değişiminin mikroorganizmaların sevdiği bir aralık olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu: “Adana’da bu makas çok dar. En düşük sıcaklık 10 dereceye düşer. Riskin ciddileşmesi bakımından bunu tamamlayan bir başka unsur yazın sıcaklığın tam da mikroorganizmaların gelişimine en ideal olan seviyede seyretmesi. Hem makas açık değil mikroorganizmalar tarafından avantaj hem de sıcaklığın yazın oynadığı aralık tam da mikroorganizmaların en sevdiği aralık. Bu boyutuyla baktığımızda mikroorganizmaların çoğalması ve dolayısıyla bize hastalık etmeni olarak ortaya çıkması üzerinde durmamız gereken bir konu. Mikroorganizmalar gelişim için yalnızca sıcaklığa ihtiyaç duymuyor. Bunun yanı sıra protein, yağ gibi besin ögelerine de ihtiyaçları vardır. Mikroorganizmaları görmüyor oluşumuz farklı bir form oldukları anlamına gelmiyor. Onlarda beslenmeye ihtiyaç duyarlar. Bu parametreler ne kadar ideale yakınsa bizim için risk o kadar büyüktür”
“KALDIRIMA ÇIKARINCA ALIYORLAR”
Gıda ürünlerini tüketiminde tüketici bilincinin de önemli olduğunu aktaran Alparslan, üretici ne kadar hijyen kurallarına dikkat etse bile tüketicinin tezgahı dışarda görmediği zaman alışveriş yapmadığını ve bu konuda temel sorumluluğun tüketicide olduğunu ifade etti. Alparslan” Üretici üretim aşamalarında özen gösteriyor ama sen içerdeki özeni satış ve servis anlamında beklemiyorsun tam tersi kaldırıma çıkarılan unlu mamül aracından alıyorsun. Çünkü bu soyut bir olay değil. Bunu biz görüşmelerimizde, gözlemlerimizde karşılaştığımız konular. Fırıncı diyor ki mesela içerde almıyor, satışlarım düştü ama kaldırıma çıkarınca alıyorlar. Bizim bir alışkanlığımız var. Otobüs duraklarının arkasında tatlı imal ederler, küçük kağıtlarla alıp yeriz ama tam da durağın önünde arabaların kalkarken gaza yüklendiği egzoz gazının salımın yüksek olduğu alanlarda bunlar var. Egzoz gazı demek yüksek metal anlamına geliyor” ifadelerini kullandı.
Tüketicinin “yıllarca bunları yedik ama bir şey olmadı” diyebileceğini vurgulayan Alparslan,” Sağlıklı olmayan gıdalardan etkilenmenin sınıflandırılması var. Akut, kronik, zehirlenme var uzun vadede sonra sağlık problemlerine neden olan problemler var. 3-5 miligram kurşun yuttun diye hemen yatak döşek hastalanmazsın ama sürekli bünyeye girdiği zaman gidip karaciğere, böbreğe hasara sebep olur. İlerleyen yaşlardaki zararı görmüyoruz ve düşünmüyoruz” dedi.
“BOZULMASI EN YÜKSEK GIDALARDAN BİR TANESİ DE TAVUK ETİDİR”
Tavuk döner özel bir yere konulması gereken bir ürün olduğunu belirten Alparslan, “ Gıdaların dayanıklılık süresi değişkendir. Bir bakliyatın dayanma süresiyle peynirin dayanma süresi aynı değil. Bakliyatı 1 yıl saklayabilirsin ama peynirin daha kısa bir ömrü vardır. Demek istediğim şey gıdaların saklanma süreleri farklıdır ve bu da içeriğine bağlıdır. Mikroorganizmaların sevdiği şey ürünün içerisinde fazlaysa saklanma süresi kısalır. Mikroorganizma neyi sever ? İdeal sıcaklık, su ve besin ögelerini sever. Bunları herhangi bir gıda ne kadar çok ihtiva ederse raf ömrü o kadar kısa olur. Bozulmaz hızı yüksek olur. Bu koşulları sağladığından kaynaklı bozulması en yüksek gıdalardan bir tanesi de tavuk etidir. Tavuk etinin gevşek doku yapısı ve su miktarının yüksek olmasında kaynaklı.” şeklinde konuştu.
GEREKLİ ÖNLEMLER ALINMALI
Tavuk etinin çabuk bozulmasının nedenlerini ve tüketiminin nasıl olması konusunda konuşan Alparslan, tüketicinin dikkat etmesi gereken hususlar için şöyle konuştu: “İşleme, üretim aşamaları, fiziksel durumu bunları tetikleyen unsurlar oluyor. Tavuk döner de şöyle riski artırıcı durum var. Uzun süre mikroorganizmalar için sıcaklıkta tutuluyorolması. Mesela öğlene çıkacaksak şişe takılır ve yavaş yavaş pişmeye başlar. Dolayısıyla biz az miktarda döner hazırlanmasını tavsiye ederiz ama çok fazla tüketiliyorsa sıkıntı yok. Günde iki defa üç defa döner takılabilir. Ortalama 200 derecede ateşe maruz kalıyor o derece mikroorganizma mı kalır sorusu akla gelebilir ? Biz mikrobiyal etkenlerden iki çeşit etkileniriz. Mikroorganizmayı vücudumuza canlı alarak onun çoğalarak hastalığın ortaya çıkması şeklinde ikinci olarak mikroorganizmanın gıdada gelişirken bıraktığı toksini almak. Mikroorganizma yaşarken metabolizma artığı üretir bu da bizler için zehirleyicidir. Hasta olacağız diye bir şey demiyoruz ama riski görüp bunu aza indirmek. Ürünü dışardan izole edeceksin. Döneri takmışsan satmak istersin. Daha değişik malzeme ile çerçeve yaparsın. Görünür ama tozlanmaz. Hepimiz tüketiciyiz biz de dönerciye diyelim ki cam koymassan senden almam demeliyiz. Tükeci bilinci çok önemli.
Yorum yazarak 5 Ocak Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan 5 Ocak Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler 5 Ocak Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı 5 Ocak Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak 5 Ocak Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan 5 Ocak Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler 5 Ocak Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı 5 Ocak Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.